Cezaevlerinde unutulan gençler

Başbakan Viyana’da, Fransa’da,Türkiye’de, orda, burada nutuk atıyor.

Balyoz Davası’ndan ceza alan askerlerin tahliyesini kendisinin sağladığını söylüyor.

“Biz olmasaydık içeriden çıkamayacaklardı.Onlardan teşekkür beklemiyoruz ama bizim sayemizde çıktıklarını bilsinler” diyor.

Bu kişiler cezaevine alındığında,Televizyonlarda, ”ben bu davanın savcısıyım, hesap verecekler” diyen kimdi?

Cezaevlerine dolduran da o,çıkartan da.

Her şeye O kadir.

Başbakan bırakmıyor, artık bayatlamış olan,”tek millet, tek devlet,tek bayrak, tek vatan,din kardeşliği” laflarını.

Halen cezaevlerinde 600 dolayında çoğu üniversiteli olan genç var.
Bu gençler, yasaların öngördüğü gösteri ve yürüyüş haklarını kullandılar.

Gezi eylemlerine katıldılar, parasız eğitim ve özgür üniversite için yürüdüler, pankart açtılar.

Hemen hepsi üniversitelerinden atıldılar. Yaşamları, gelecekleri karartıldı.

En fazla sahipsiz ve unutulanlar bu gençler oldu.

Her ile üniversite açmakla övünen iktidar temsilcilerinin bu gençler için söyleyecek bir çift sözleri var mı?

Sadece üniversite açmakla, binalara üniversite tabelası açmakla övünmeyin.
Kimin için açıyorsunuz bu okulları. Özgürlük isteyen, haksızlığa karşı ses veren öğrencileri okullarından kovmak, iktidarı eleştirenleri içeri atmakla övünülür mü?

Bu utanılacak bir durum değil mi?

Antalya’da Gezi eylemlerine katıldığı , taktığı kırmızı fuların sosyalizmi temsil ettiği gerekçesiyle tutuklanan, 98 yıl hapis cezasıyla yargılanan 21 yaşındaki Ayşe Deniz Karacagil dağa çıkarak PKK’ya katılmış.

Özellikle gençlere uyguladığınız baskı politikası, konuşmalarınızdaki tehditlerin, savcılarınızın, mahkemelerinizin kararlarının nelere yol açtığını görüyor musunuz?

Ne yapacaktı o genç kız?

Kırmızı Fular taktığı, protesto eylemine katıldığı için 98 yıl hapsi isteniyor.

Diyarbakır’da küçük yaşta çocukları dağa çıkan anneler için çok üzüldüğünü söyleyen Başbakan’ın, kırmızı fularlı genç kız için söyleyecek sözü, üzüntüsünü belirtecek bir cümlesi var mı?

Demokrat bir Başbakana düşen, ” Biz özgürlüklerden yanayız, özgür üniversiteleri biz açtık,o gençlerin kılına dokunanın alnını karışlarım” gibi bir söz söylemek değil mi?

Sadece bu kadar değil.

Adana, Mersin ve Hatay’da Başbakan Erdoğan’ı protesto ettikleri, 1 mayıs’a ve ”Darbelere Karşı Demokrasi Mitingi”ne katıldıkları, Kahramanmaraş katliamını ve Hrant Dink’i andıkları için yargılanan 13 genç hakkında verilen cezalar Yargıtay tarafından onaylandı. Sanıklar hakkında gösterilen delillerden bazıları şöyle:” Che Guevera isimli teröristin hayatını anlatan film. Kazım Koyuncu belgeseli, ‘Sosyalizm Kazanacak’ adlı kitap, ’Ezilenler Birleşin’ yazılı duvar takvimi, Lenin işlemeli duvar halısı, kuş gribi bildirisi, altı düdük, beş salsa aleti, dört zilli tef.” (23 haziran, Birgün)

Başbakan, Adalet Bakanı, Bülent Arınç, Hüseyin Çelik bu konuda ne derler acaba?

Bitmedi, devamı var.

İzmit’te Gazi Anadolu Lisesini birincilikle bitiren Işıtan Önder Mezuniyet töreninde Gezi olaylarına vurgu yaptı. Ali İsmail Korkmaz ve Berkin Elvan’ı unutmadıklarını söyledi .

Sonra ne mi oldu?

Çok şey oldu.Okul yönetimi bu genç hakkında disiplin soruşturması açtı.Kınama cezası verildi ve
Önder’in okul birinciliği iptal edildi.(19 haziran,Taraf)

Başbakan, Adalet Bakanı, Arınç, Çelik bu konuda söyleyecek sözünüz yok mu?

İleri demokrasi, vesayet, mesayet bu işin neresinde?

Haksızlığa uğrayan bu gencin, bu yönetime, size, devlete kin ve düşmanlık beslemesinin sorumlusu kim olacak.

Dağa çıkmadığına şükür mü edelim?

Bitmedi.

İzmir’de 13 yaşındaki A.K. adlı bir çocuğun Soma Maden Cinayetini protesto eylemi sırasında yakasından çekerek götüren polislerin görüntüleri yayınlanmıştı. Çocuğun şortu ıslak olduğu için korkudan işediği de yazılmıştı.

Bu haber ve tepkiler üzerine İzmir Valiliği ,”çocuk zarar görmesin diye eylemcilerin arasından uzaklaştırıldı” şeklinde açıklama yaparak kendini temize çıkarmaya çalışmıştı.

Sonra ne oldu biliyor musunuz?

Hakkında dava açıldı. C.Savcısı M.S.E,13 yaşındaki çocuk için Gösteri ve Yürüyüşler Kanununa muhalefetten çocuk mahkemesinde dava açtı.Çocuk,ifade için adliyeye getirildi.

Başbakan, Adalet, Milli Eğitim Bakanları, Arınç, Çelik bu konuda kuracağınız bir cümle var mı?

Bu çocuk da dağa mı çıksın? Ne öneriyorsunuz?