Bu ‘darbe’yi de atlattık

-Alo Fatih?
-Buyrun efendim.
-Ne lan bu rezalet? Hep ben mi uyaracağım sizi?
-Emredin efendim, gözümüzden kaçan bir şey mi var?
-Ulan dümbük! CNN’i izlemiyor musun? Hemen kaldır o görüntüleri, hemen! Adam Taksim’den canlı yayın yapıyor. Kesin o yayını hemen, belgesel koyun. Kuşları, sıçanları, ayıları koyun.
-Ama efendim o bizim CNN değil, CNN International. Amerika’dan yayın yapıyor. Bizim olsa hemen karartırız ama..
- O zaman bana Vali’yi, Emniyet Müdürü’nü, kimi bulursanız birini bağlayın…
...
-Aloo...
-Emredin efendim.
-Yahu sen uyuyor musun? Bu şehri böyle mi yönetiyorsun? Ben daha dün konuşmamda ne dedim? Dedim ki, “Tüm halkıma sesleniyorum. Eğer Taksim’e gelme gibi bir durumun içine girerseniz, kusura bakmayın güvenlik güçlerine kesin talimat verilmiştir. Gereği neyse, A’dan Z’ye yapılacaktır. Geçen Gezi olaylarında olduğu gibi oralara gelemeyeceksiniz. Burası yol geçen hanı değil”. Dedim mi?
-Dediniz efendim.
- Geçen hafta, “polis bunlara karşı eli kolu bağlı mı duracak? Polis nasıl sabrediyor anlamıyorum? Vurun ulan” dedim mi demedim mi?
-Dediniz efendim.
-Peki bunları dedimse, şu anda Taksim’de o sarı saçlı pezevenk herife neden canlı yayın yaptırıyorsun! Sen orda bostan korkuluğu musun, yoksa paralel misin?
-Estağfurullah efendim ne paraleli, Allah korusun, hemen gereğini yapacağım.
- Salla iki tokat, at içeri o sarı piçi. Eski Türkiye yok artık.
-Emredersiniz efendim de, adam yabancı gazeteci, basın özgürlüğü falan deyip yaygara yaparlar da.
–Derhal al onu, uzaklaştır oradan. Basına da terörist olduğunu söyle, ırza tecavüzden, gasptan, bomba taşımaktan hakkında takibat yapılmış de. Bizim cezaevine attığımız gazetecilere ne dediysek, benzer şeyler söyle, tamam mı? Lan siz ne biçim il yönetiyorsunuz? Bunları da mı ben öğreteceğim? La havlavela illa billa…
-Emredersiniz efendim.
Sonrasını biliyorsunuz.
Taksim meydanında CNN International muhabiri İvan Watson dünyanın izlediği gibi canlı yayında Emniyet görevlisi tarafından zorla götürülüyor. Görev yapması engelleniyor. Muhabir Başbakanlık, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün verdiği sarı basın kartını gösteriyor. Emniyet yetkilisi kafaya koymuş, 
alacak ya, basın kartını tanımıyor, geçersiz sayıyor. “Pasaport, pasaport” diyor. Sanki gümrük polisi. Sanki gazeteci Watson sınır kapısından Türkiye’ye giriş yapıyor.
Ekibiyle birlikte gözaltına alınıyor. Sonra serbest bırakılıyor. Ancak olan olmuştur.
Canlı yayında dünya bir kez daha, Türkiye’de basın, düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığını görmüş oldu.
İşin aslına bakarsanız, evet, basın özgürlüğü engellendi ancak, bu televizyonun yayınının engellenmesi, muhabirinin de korkutulması gerekiyordu.
Çünkü, Başbakanın o kadar çırpınmasına, emirler yağdırmasına, vur emrine varan talimatlar vermesine rağmen hâlâ, eylem için Taksim’e insanların geldiğini, iktidarı protesto ettiğinin canlı yayında gösterilmesi doğru olmazdı. Kimin ne haddine?
O televizyonun yayını kesildi. Çünkü bu ülkeyi istikrara kavuşturan, sandıktan kopup gelen Milli İrade’nin liderine karşı darbe girişimi olabilirdi.
Hem de kökü dışarıda bir darbe girişimi. CNN International’ın merkezi ABD.
Dikkatli olmak gerekiyor.