ABD’den AKP’ye ‘One minute’

Ahmet Abakay'ın “ABD'den AKP'ye 'One minute'” başlıklı yazısı 13 Şubat 2013 Çarşamba tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Partizanlığın, vesayetin, militan siyasi gücün verdiği şımarıklığın tipik örneğini yaşıyoruz.

Danıştay, Yargıtay kaldırılacak, yerlerine temyiz mahkemesi kurulacak.

Başkanlık sistemi adeta “tamam” kabul ediliyor, şimdi buna uygun yargı oluşturulacak.

Bunlar sürekli ne diyordu: Devlet milletin hizmetinde, emrinde.

Danıştay ve İdare Mahkemeleri vatandaşın (milletin), özellikle kamu görevlilerinin, iktidarların hukuksuz uygulamaları karşısında tek dava açma ve itiraz makamı.

Sürülen, baskıya uğrayan, görevden alınanlar, siyasal iktidarın partizan uygulamalarına karşı bu mahkemeye başvurabiliyor.

İktidarların ve yerel yönetimlerin hukuk dışı uygulamalarında, Hazine’nin, devletin arazilerinin peşkeş çekilmesinde, yağmalanmasında başvurulan, yürütmeyi durdurma kararlarının alınabildiği mahkemeler bunlar.

Telekom başta olmak üzere çeşitli özelleştirmelerde, Atatürk Orman Çiftliği’nin (AOÇ) imara açılması gibi pek çok örnekte olduğu gibi belediyelerin hukuk dışı uygulamalarına karşı duvar olabiliyor bu mahkemeler.

Bunun için de iktidarın ayak bağıydı, yok edilmeliydi.

AKP muhalifleri yetmiyormuş gibi bir de ABD Büyükelçisi çıktı ortaya.

Yargıyı eleştirdi, “Bu kadar uzun tutukluluk olur mu? Bu kadar asker, YÖK Başkanı, hocalar yıllardır içeride, bu ne biçim yargı?” gibi sözler etti.

İktidar bir sinirlendi ki sormayın.

Önce Hüseyin Çelik, “haddini bil, acemi!” dedi, ardından Başbakan “içişlerimize karışma, yasama yargı sistemimize burnunu sokma!” diye seslendi.

Aslında kızdıkları başka. Ricciardone acemi değil usta, bir şekilde ABD adına Erdoğan hükümetine, “One Minute” dedi. ”O kadar da ileri gitmeyin, cezaevleri asker dolu. Onlar yeri geldiğinde bizim çocuklar icabında” demek istedi.

Bizimkiler ABD Büyükelçisi’ne fırça attılar ama anında ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nulland’dan destek geldi: “Büyükelçimiz, Clinton’un söylediklerini yineledi. Eminim yeni Dışişleri Bakanımız Kerry de aynısını söyleyecektir!”

Aslında bizimkiler acemilik yaptı. Kilise duvarına işemeye kalktılar.

Şimdi toparlamaya çalışıyorlar. Washington’da yapılan açıklamadan bir gün sonra Başbakan, 18 yıl hapse mahkum edilen, önceleri “darbeci” kabul ettiği Emekli Orgeneral Ergin Saygun’un ayağına gidiyor. Geçmiş olsun ziyareti yapıyor. Özür dileme vaziyeti.

Tasarlanan AKP anayasasının tüm hükümleri, AKP iktidarının yeni dönemine göre hazırlanıyor.

Aslında bu anlattıklarım önemsiz konular. Daha önemli konuya gelelim.

Yeni kurumlar oluşturuluyor, bazıları kaldırılıyor, bazıları birbirine bağlanıyor.

Güvenilir kaynaklardan edinilen bilgilere göre, yeni sistemde hangi kurumların nereye bağlanacakları şöyle saptandı:

- Muhalefet partileri artık AKP’ye bağlanacak. AKP’nin alt birimleri, daire başkanlıkları şeklinde çalışacaklar.

- Kadılık müessesesi oluşturulacak, mahkemeler buraya bağlanacak.

- Başbakan’ın Şam’da kılmayı planladığı Cuma namazı mecburiyet karşısında ertelenecek.

- Askeri darbeler Cemaate, sivil darbeler AKP’ye bağlı yürütülecek.

-Şiddetsiz, şehitsiz ortam içinde seçime varılıp, AKP Anayasası için BDP’nin desteğini alarak referandumda işi bitirdikten sonra milliyetçiliğe dönülecek, PKK Özel Tim’e bağlanacak, Apo’ya verilen TV, kahve fincanları ve tombala kartları geri alınacak.

-Cemevleri Bekir Bozdağ’a bağlanacak.

-Alevi dernekleri ve federasyonları, Recep Ağa, İsmail Ağa ve Fethullah Ağa Cemaatlerine (eşit paylaştırılarak) bağlanacak.

-Diyanet, Müslüman Kardeşler’e bağlanacak

- Hüseyin Çelik’in ağzı (iyi bir üfürükçü bulunarak) bağlanacak.

- YÖK kaldırılacak, üniversiteler Kahire’deki El Ezher’e bağlanacak.Böylece eskiden sola bulaşmış, şimdi kendilerini liberal olarak adlandıran bazı yazarların destekleri daha güçlü şekilde sağlanmış olacak, tereddütlü duruma düşenler, ”kandırıldım” psikolojisi yaşayanlar yeniden kazanılacak. Onlara, “Bakın bu hükümet iyi şeyler de yapıyor, YÖK’ü kaldırdı daha ne olsun” diyecekleri savunma malzemesi sağlanmış olacak.

- Deniz Baykal ve Önder Sav sağlam bir iple birbirine bağlanarak Kılıçdaroğlu’nun üstüne gönderilecek.

- ÇGD, TGS, TGC, Gazetecileri Koruma Komitesi(JPC), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (FIJ), Sınır Tanımayan Gazeteciler gibi yerli ve yabancı basın örgütleri Bülent Arınç’a bağlanacak. Bu kuruluşların başkan ve yöneticilerini bu bakan atayacak.

- Avrupa Birliği, THY dış hatlara bağlanacak.

- Engin Sardıç, Nagehan Balcı, Koral Çalışlar’dan oluşacak heyetin belirleyeceği gazeteciler ödüllendirilerek daha yüksek maaşa bağlanacak.

- İdris Naim Bey üçlü kararname ile Şangay Beşlisi’ne bağlanacak.