Hukukta Sol Tavır Derneği'nden Doğa Koleji açıklaması

​Hukukta Sol Tavır Derneği tarafından Doğa Koleji öğretmenlerinin boykotu hakkında yapılan açıklamada, ücretini almayan bir işçinin çalıştırılmaya zorlanmasının Anayasanın 18. maddesine aykırı olduğu belirtildi. Açıklamada, 'Anayasa Mahkemesi'nin çeşitli kararlarında bir kişinin emeğinin karşılığını almadan zorla çalıştırılması, bir maldan ya da bir kişinin çalışmasından karşılıksız…

soL - Haber Merkezi

Aylardır maaşları ödenmeyen Doğa Koleji'nde öğretmenlerin boykotu İstanbul, İzmir ve Ankara'dan tüm Türkiye'ye yayılırken, Hukukta Sol Tavır Derneği'nden açıklama geldi.

Dernek, öğrencilerin ve velilerin de destek verdiği, halkın da gündemi haline gelen öğretmenlerin kararlı mücadelesi hakkında, "Ücretini almayan bir işçinin çalıştırılmaya zorlanması hukukumuzca engellenmiştir. Bu ilke, Anayasa’nın 18. maddesinde 'Kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır' şeklinde en öz biçimi ile tanımlanmıştır. 'Angarya', madde gerekçesinde ve Anayasa Mahkemesi'nin çeşitli kararlarında bir kişinin emeğinin karşılığını almadan zorla çalıştırılması, bir maldan ya da bir kişinin çalışmasından karşılıksız yararlanma şeklinde tanımlanmıştır" denildi.

Doğa Koleji patronlarınca öğretmenlerden "fedakârlık" olarak istenilenin aslında bir kölelik dayatması olduğu söylenirken, "Aylardır ücretlerini alamayan öğretmenlerin buna razı gelmeleri için hiçbir neden ve hukuksal dayanak bulunmamaktadır" denilerek, angaryaya karşı çıkmanın da çalışanların en doğal hakkı olduğu belirtildi.

'ANGARYA YASAKTIR'

Hukukta Sol Tavır Derneği'nden yapılan destek açıklaması şöyle:

Doğa Koleji öğretmenlerinin aylardır ücretlerini alamaması nedeniyle 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gündeme gelmiştir. Maddede, ücretini alamayan işçinin, ücreti ödeninceye kadar işi bırakma hakkına sahip olduğu düzenlenmektedir. Madde gereğince, ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. İşçilerin bu nedenle çalışmadıkları için iş akitleri feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz.

34. maddede, 20 günlük süre geçtikten sonra işçinin çalışmaya zorlanmasının Anayasa ile güvence altına alınan angarya yasağına aykırılık oluşturacağı öngörülmüştür. Toplu halde hak ettikleri ücreti alamayan işçilerin kişisel kararlarına dayanarak işi bırakmaları halinde bu girişimleri toplu bir nitelik kazansa dahi grev sayılmayacaktır. 

Ücretini almayan bir işçinin çalıştırılmaya zorlanması hukukumuzca engellenmiştir. Bu ilke, Anayasa’nın 18. maddesinde “Kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır” şeklinde en öz biçimi ile tanımlanmıştır. “Angarya”, madde gerekçesinde ve Anayasa Mahkemesinin çeşitli kararlarında bir kişinin emeğinin karşılığını almadan zorla çalıştırılması, bir maldan ya da bir kişinin çalışmasından karşılıksız yararlanma şeklinde tanımlanmıştır.

Anayasa’nın 55. maddesinde de “Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır” hükmü yer almaktadır. Devletin, öğretmenlerin emeklerinin karşılığını alması için gerekli tüm tedbirleri alma yükümlülüğü bulunmaktadır. Özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenler, patronların kâr hırsı nedeniyle piyasa koşullarına terk edilmiş ve iş güvencesinden yoksun bırakılmıştır.

Angarya ve ücretsiz çalıştırmaya yönelik Birleşmiş Milletler (Kopenhag 1995) ve Türkiye’nin taraf olduğu ILO (29 Sayılı Zorla Çalıştırılma Sözleşmesi) metinleri de kişinin ücret almaksızın, baskı ve korkuyla çalıştırılmasının önüne geçme yönünde adımlar atan uluslararası hukuk metinleridir. Sadece fiziki baskı değil, korkuya dayalı olarak da zorla çalıştırılma angaryaya girmektedir. Patronlarca, öğretmenlere eğitim hizmeti anımsatılarak mobbing (psikolojik bezdirme) uygulanmaktadır. Özel okul patronları, öğretmenlerin maaşlarını keyfice ödemeyerek bizzat kendileri öğrencilerin eğitim hakkını engellemektedir.

Doğa Koleji patronlarınca öğretmenlerden “fedakârlık” olarak istenilen aslında bir kölelik dayatmasıdır. Aylardır ücretlerini alamayan öğretmenlerin buna razı gelmeleri için hiçbir neden ve hukuksal dayanak bulunmamaktadır. Angarya yasaklanmış bir çalışma biçimi olup buna karşı çıkmak çalışanların en doğal hakkıdır.

Haksızlığa boyun eğmeyenlerle, kendi haklarına sahip çıkanlarla birlikte mücadele etmenin hukukçuların en temel görevi ve sorumluluğu olduğunu bir kez daha anımsatıyoruz.