Fransız yapımı uçak gemisi olan ve sökülmek üzere İzmir'e getirilecek Nae Sao Paulo'nun ikizinden yüzlerce ton tehlikeli atık çıkarıldığı ortaya çıktı. Gemiye onay verilmesine tepkilerse sürüyor.
Aslı İnanmışık
Brezilya donanmasına ait Nae Sao Paulo adlı savaş gemisinin İzmir'in Aliağa ilçesindeki gemi söküm tesislerine getirilerek Sök Denizcilik adlı firma tarafından sökülmesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan onay aldığı geçtiğimiz günlerde ortaya çıkmıştı.
Resmi veriler paylaşılmadığı için gemideki tehlikeli atık miktarı tartışılmaya devam ederken, Aliağa'da asbestli gemi sökümüne karşı dün eylem yapan yurttaşlar "Geleceğimiz karartılmak isteniyor. Ülkemiz, dünya gemilerinin çöplüğü değildir. Zehirlenmek istemiyoruz" demişti.
62 yaşında bir uçak gemisi
Nae Sao Paulo 62 yaşında Fransız yapımı bir uçak gemisi. Gemi daha önce sökülen "Clemenceau" adlı gemiyle kardeş; yani aynı yılda yapılmış ve benzer yapıda. Geçtiğimiz yıllarda gemi Fransa tarafından Brezilya donanmasına satılıyor. Aliağa gemi söküm tesislerine getirilmesi planlanan gemi henüz Brezilya'da. Brezilya'daki çevre örgütleri de bu gemiyle ilgili bir mücadele yürütüyor.
Pasifik Okyanusu'nda çeşitli nükleer denemelere de katılan Sao Paulo'nun yapımında, dönemin tekniği gereği, büyük miktarda asbest kullanılmış. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı gemide tehlikeli, riskli herhangi bir durum tespit edilmediğini öne sürse de, "Clemenceau" adlı gemiyle kıyaslayınca yüzlerce ton tehlikeli atık Türkiye'ye sokulacak.
Konu yalnızca asbest değil: 'Çok sayıda ve türde tehlikeli atık var'
Geminin yaratabileceği tehlikeleri Türk Tabipleri Birliği (TTB) Halk Sağlığı Kolu üyesi Dr. Ahmet Soysal'la konuştuk. Nae Sao Paulo'nun geçmişini aktaran ve Türkiye'ye getirilip sökümüne başlanması halinde oluşabilecek tehlikeleri sıralayan Soysal, aynı zamanda bu vesileyle ülkemizde gemi söküm sektörünün yeniden ele alınması gerektiğine de işaret etti.
Ahmet Soysal'ın soL'a verdiği bilgiler şöyle:
"Asbest ideal bir izolasyon maddesi. Tarihin en eski döneminden bu yana kullanılıyor ve topraktan elde ediliyor. Asbestin her 3 tipi de 2000'li yıllarda Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Enstitüsü tarafından insanlar için kesin kanserojen olarak nitelendirilmiş. İnşaattan, uçak, gemi yapımına kadar her tarafta izolasyon maddesi olarak kullanılmış. 2000'li yıllardan sonra kullanımı yasak olsa da eski apartmanların yıkımından tutun da böyle büyük gemilerin parçalanmasına kadar çok sayıda alanda işlem sırasında büyük miktarda asbest ortaya çıkıyor.
Basel Sözleşmesi'ne ve uluslararası yasalara göre, böyle gemilerin söküme gönderilirken asbestten arındırılması gerekiyor. İkinci önemli şeyse asbestin dışında da gemide bir sürü tehlikeli ve kanserojen madde var. Örneğin geminin içerisinde kurşun levhalar var. Geminin radyasyona karşı yalıtkanlığını artırmak için kullanmış. Ötesinde kurşun boyalar var. Bu gemiler yıllarca boyanıyor. Uzmanlar boyanacak bir metrekarelik bir alan için 5 kilograma yakın bu tip maddelerin kullanıldığını hesaplıyor. Tüm bunların yanında petrol atıkları, sintine suyu var. Gemide kilometrelerce kablo var. Bunların izolasyonunda da bazı maddeler kullanılıyor. Yani çok sayıda ve türde tehlikeli atık var.
'Kardeş gemisinden 1300 ton tehlikeli atık çıkarıldı'
Bu geminin kardeş gemisi olan Clemenceau Fransa'nın elindeydi, Hindistan sökmeyi reddedince gemi yüksek bir ücretle, çevreden izole edilmiş kapalı bir ortamda İngiltere'de bir söküm tersanesine gönderildi. O gemiden 900 tonu asbest olmak üzere, 1300 ton tehlikeli atık çıkarıldı. Bu veriler İngiltere'nin tersane kayıtlarında var. Greenpeace de raporladı. Dolayısıyla ikizi olması ve aynı yıl yapılması nedeniyle bizler Nae Sao Paulo'da da benzer miktarlarda tehlikeli atık olduğunu düşünüyoruz.
'Bakanlık elindeki raporları paylaşmalı'
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bu gemide 9 ton tehlikeli atık bulunduğunu beyan ediyorsa, elindeki raporları kamuoyuyla paylaşmalıdır. Standart denetimlerin dışında bu gemiye bağımsız bilim insanları tarafından da yeniden bir değerlendirme yapılmalıdır. Onun ötesindeyse Nae Sao Paulo gemisi üzerinden Türkiye'de gemi sökümü ve gemi söküm tesisleri yeniden tartışmaya açılmalıdır. Bugün tüm dünyada yalnızca Türkiye, Hindistan Bangladeş ve Çin'de gemi sökümü yapılıyor. Biz baştan kara usulüyle gemi sökümü yapılmasının çevre ve insan sağlığı açısından onarılmaz sonuçlar ortaya çıkaracağını düşünüyoruz.
'İzole edilmiş tersanelerde sökülmeli'
Daha önce bir soru önergesine verdiği yanıtta bakanlık 714 tane geminin sökümünün yapıldığını belirtmişti. Burada belli miktarda tehlikeli atıklar çıktığını da kabullenmişti ancak bu tehlikeli atıkların ne olduğu konusunda çok net bilgiler vermemişti. Gemi sökümü tehlikeli bir işlemdir, gemiler özellikle de 2000'li yıllardan önce inşa edilenler başta asbest olmak üzere çok büyük oranda tehlikeli atıklar taşımakta. O nedenle bu gemi sökümleri kapalı, çevreden izole edilmiş tersanelerde yapılmalı ve her ülke kendi bandırasını taşıyan gemiyi sökmeli. Kimse kendi tehlikeli atığını, çöpünü başka ülkeler üzerine göndermemeli. Türkiye Türk bandıralı gemileri sökmeli.
'AB'nin de doğru davranmadığını düşünüyoruz'
Bir başka nokta da şu, Avrupa Birliği bizim İzmir Aliağa'daki gemi söküm tesislerine AB sertifikasyonu yaptı. Burada AB'nin de doğru davranmadığını düşünüyoruz. Çünkü sertifikasyon yaptığı çoğu tesiste iş kazaları yaşandı. Bu tersanelerin neredeyse tamamında gemi baştan karaya oturtularak denizin içerisinde kesiliyor. Bugün Avrupa'da hiçbir ülkede buna izin verilmez. Ayrıca bu alanlarda AB standartlarına uygun iş sağlığı ve iş güvenliği önlemleri de yok.
'İşçiler ve çevrede yaşayan herkes bu durumdan etkilenecek'
Aliağa'da da gemi baştan kara sökülecek ve deniz, hava kirlenecek. Kesilen hurda çelikler çelikhanelerde eritilecek. Hava kirliliği artacak, yağışlarla havaya partiküller halinde çıkan ağır metaller Menemen Ovası'na düşüp besin zincirine karışacak. Yani insanlara ulaşacak. Asbest lifleri saçtan da incedir ve gözle göremez, solunum yoluyla alırsınız. Bu da maruz kalanları akciğerlerde yıllar içerisinde gelişen asbeste özgü bir kanser türüne götürecek. Gerek bu çelikhanelerde çalışan gerek gemi sökümünde çalışan işçiler ve çevrede yaşayan herkes bu durumdan etkilenecek.
'Türk karasularına sokulmamalı'
Nae Sao Paulo gemisi Türk karasularına sokulmamalıdır. Uluslararası bağımsız denetçiler tarafından bu gemi üzerinde yapılmış bir denetim yok. Bu gemi Brezilya'dan çıkmadan önce tüm dünya kamuoyuna açık bir bağımsız denetim de yapılmalı. Bu denetim böyle bir gemi için günlerce sürecektir. Sonuçlar da paylaşılmalı. Türkiye'deki gemi söküm sektörü de tekrar tartışmaya açılmalıdır. Gemi söküm tehlikeli atık ticaretidir. Bu ülkeye gemi söküm sektörü üzerinden atık ithal ediliyor. Bu sektör yeni baştan gözden geçirilmeli."