Eski AKP milletvekili Mehmet Metiner, dün akşam Ekol TV'de katıldığı "Tartışma Zemini" adlı programda skandal açıklamalar yaptı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Öcalan çağrısını örnek gösteren Metiner, "PKK'ya sağladığımız bu şansı neden Hizbullah'tan esirgeyelim?" diye sordu.
"Hizbullah hiçbir zaman Emniyet Müdürü olayı dışında devletle savaşım halinde olmamıştır" diyen AKP'li Metiner, örgütteki pek çok ismi tanıdığını "Öldürülen lider dostumdu, arkadaşımdı" sözleriyle anlattı.
'Yöntemi yanlıştır, PKK nefsi müdafaaya zorlamıştır'
Mehmet Metiner'in açıklamaları şöyle:
"Eğer HÜDA-PAR şu an arkasını silahlı bir terör örgütüne dayamış olsaydı, devletle savaşım halinde olan herhangi bir terör örgütünün siyasi partisi olsaydı, onun derhal kapatılması gerektiğini söylerdim. Ama Hizbullah dedikleri örgütü ben iyi ben tanırım. Öldürülen lider dostumdu, arkadaşımdı. Bütün lider kadrosuna varıncaya kadar hepsini tanırım. Yaptığı eylemi, mantığını hiçbir şekilde savunmam. Bana göre şiddet, terör, silah hiçbir şeyin çaresi değildir. Peki Hizbullah nedir? PKK'nın bölgede hakimiyet kurmaya çalıştığı, 'Ya bize itaat edersiniz ya bölgeyi terk eder gidersiniz' dedikleri o dönemde Hizbullah da 'Ben buradayım gitmiyorum bedeli ne olursa olsun' dedi. Bunu yaparken yanlış yapmıştır, başka müslüman cemaatlere yönelik şeyler yapmıştır. Benim şahsıma da yapmıştır. Buna rağmen haktan hakikatten vazgeçmem. Devletle asla savaşım halinde olmamıştır. Yöntemi yanlıştır. PKK nefsi müdafaaya zorlamıştır."
'PKK'ya sağladığımız bu şansı neden Hizbullah'tan esirgeyelim'
Bizim TV Genel Yayın Yönetmeni Şaban Sevinç'in, "Gaffar Okkan'ın öldürülmesi olay devlete saldırı değil mi?" sorusuna cevabense Metiner, şu ifadeleri kullandı:
"Tut ki içinde Gaffar Okkan'ı da öldürten bir güruh olsun. Tut ki öldürtmüş olsun. Hizbullah hiçbir zaman Emniyet Müdürü olayı dışında devletle savaşım halinde olmamıştır. Diyelim ki geçmişte oldu diyelim. PKK'ya bugün ne diyoruz, Bahçeli ne diyor? Peki PKK'ya sağladığımız bu şansı neden Hizbullah'tan esirgeyelim? Bugün Hizbullah devletle savaşım halinde değil ama PKK savaşım halinde. Dolayısıyla HÜDA-PAR Hizbullah'ın partisi değil. Velev ki partisi olsa devlet savaşım halinde olan bir örgüt değil. Böyle bir örgüt yok. Siz devletle savaşım halinde olan bir partinin örgütüyle işbirliği yapıyorsunuz, kapatılmaması gerektiğini savunuyorsunuz ama HÜDA-PAR'a gelince onun Meclis'te olmaması gerektiğini savunuyorsunuz. DAEŞ'in devletle savaştığını varsayalım ama Meclis'te de partisi var. Varsayalım seçildi Van'da belediye başkanı oldu, DAEŞ'ten talimatla yönetip, imkanları aktarırsa Özgür Özel ya da başkası belediye başkanının görevden alınması gerektiğini savunur mu savunmaz mı, kayyum atandığında destekler mi desteklemez mi?"
Hizbullah nasıl bir örgüt?
Hizbullah, Türkiye'de 1990'lı yıllarda etkin olan ve özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinde faaliyet gösteren gerici ve silahlı bir örgüt. Örgüt, başlangıçta Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) gibi Türk-İslamcı grupların içinde şekillendi ve zamanla kendi kimliğini oluşturdu.
Hizbullah, "Hizb" ve "Allah" kelimelerinden türetilmiş olup, "Allah'ın partisi" anlamına geliyor. MTTB çevresinde yetişen örgütün kurucusu Hüseyin Velioğlu, daha sonra İlim Kitabevi'ni kurarak Hizbullah'ın temellerini attı.
Hizbullah, ideolojik olarak anti-komünizm ve Türk-İslamcılık temelinde şekillenmiş bir yapı. 1980'li yıllarda, PKK'ye karşı bir alternatif olarak devlet tarafından desteklendi. Örgüt eliyle bu dönemde birçok faili meçhul cinayet işlendi. Örgüt, özellikle PKK'ye yakın olan kişileri hedef aldı ancak aynı zamanda kendi ideolojisine uymayan İslamcıları da acımasızca katletti. Bu eylemler, genellikle domuz bağı ile ve işkence edilerek gerçekleştirilen cinayetler oldu.
Örgüt, güvenlik güçlerinin gözleri önünde, sokak ortasında insanları öldürdü ve bu eylemlerden dolayı hiçbir zaman ciddi bir yargılamaya tabi tutulmadı. Devlet yetkilileri, Hizbullah'ı PKK'ye karşı bir araç olarak kullandı, örgütün eylemlerine göz yumuldu.
Hizbullah'ın 2000'li yıllardaki durumu, örgütün liderinin öldürülmesiyle değişti ve daha sonra HÜDA-PAR adıyla bir siyasi parti kuruldu. Hizbullah'ın legal uzantısı HÜDA-PAR'ın AKP ile olan ilişkisi ve Meclis'teki varlığı, Hizbullah'ın geçmişteki eylemleri ve devletle olan ilişkisi açısından önemli bir tartışma konusu oldu.