Muğla’da yangınların hâlâ sönmediği, tersine büyüdüğü ve yayıldığı noktalardan olan Köyceğiz’de, alevlerin Dalaman tarafını da tehdit etmesini engellemek için Çövenli tarafında oluşturulan noktadayız.
Yangının dün de tehdit ettiği bölgede yayılmaya devam ettiğini görüyoruz, bölge her geçen dakika daha fazla duman altında kalırken, bir yandan da gecikmeli de olsa sönen bölgelerden kaydırılan uçak ve helikopterlerin müdahalesi sürüyor. Ancak bölgenin sarp arazi olması dolayısıyla bölgeye karadan müdahale hayli zorlu bir şekilde gerçekleşiyor.
Bölgedeki bir tepedeki ağaçlar tedbir amacıyla görevliler tarafından kesilirken, bölgeye çok sayıda belediyeden gönderilen itfaiye ve tankerin yanı sıra iş makineleri de bu noktada bekliyor.
Amaç yangının karşı tepelere geçmesini, Dalaman tarafına doğru yayılmasını engellemek.
Söz konusu noktada onlarca gönüllü hazır kıta olarak bekliyor. Jandarma alevler büyüdüğü için gelen talimat gereği kimseyi geçiremeyeceklerini söylüyor.
Ancak havadan müdahalenin bazı noktalarda etkili olması sonrası gönüllülerden oluşan ekiplerin hızla bölgeye doğru geçişine izin veriliyor. Yani Erdoğan’ın “profesyoneller dışında kimse girmeyecek” sözü bugün de boşa düşüyor, aksi mümkün olmayan bir şekilde.
Bu bekleyiş sırasında bazı gönüllüler Erdoğan’ın talimatı dolayısıyla bekletildikleri kanısındayken, kimisi ise alevler yükseldiği için diyor, Erdoğan’ın talimatı çoktan hükümsüz kalmış durumda. Bu yüzden ikinci olasılık daha yüksek görünüyor.
Bu sırada yeni gönüllü ekiplerinin geçişine de izin verilince, tablo biraz daha netleşiyor.
Tam bu sırada bir köylüyle konuşuyoruz. Akköprülü olduğunu söylüyor, adı Mustafa.
Yangın köyüne yaklaşık 6-7 kilometre mesafede. Hem köyü için hem de bölgenin ormanları için bu noktada olduğunu söylüyor.
Devam ediyor ve yangının nasıl bu kadar yayıldığını, gün gün şahit olduğu tabloyu anlatıyor:
'Bir arazözle bitecek yangın buralara kadar geldi'
"Soğutmamızı yaptık, soğutma derken tırmıkladık, közlerini söndürmek için arazöz istedik gelmedi, pürlü bir yer var. Bugün yanmasa yarın yanar, bir karış pür. Alttan sine sine yanar. Sabah gittik 50 küsür kişi, itfaiye istedik, dozer istedik önü açalım diye, yok. Baktık, kayalık, büyümeyecek bir yer, oraya pür yapmış mübarek, yanıyor yanıyor. Bir ateş aldı ta aşağıya kadar. Şimdi burası yangı, bak karşı komple yanıyor. Şimdi bir rüzgarla buraya doğru gelse burada bir tane araç gelmez mecburen herkes kaçar aşağıya. Bir arazözle bitecek yangın buralara kadar geldi."
'Ben köylüyüm, bir haftadır dağdayım, burayı geçmesin diye uğraşıyoruz'
"Ben köylüyüm, bir haftadır dağdayım, Akköprülüyüm, geçirmeyelim diye uğraşıyorum, burayı geçerse baraja doğru iner. Çok yeri aşar. Böyle havada ateşin gibinde kalamazsın, nereden ateş geleceğini bilemezsin, nereden rüzgar geliyor bilemezsin. Hava sakinleşirse o zaman ağaçların dibinde veya çamlarda oluyor soğutmayla söndürüyoruz. Kenarı temizliyoruz, bizim görevimiz bu."
'Bir köyde onlarca ekip olurdu köyde, şimdi bir tane ekip var...'
"Yönlendirme yok. Ormanda onlarca ekip olurdu bir köyde, şimdi bir tane ekip var ya. Devletin ekipleri olurdu, mesela bizim köyde, Otmanlar’da, Pınar’da Beyobası’nda her tarafın kendi orman işletmesi, her köyün bir şefi var, orman işçileri var. Şimdi kadrolu işçi yok, bazıları eline tırmık alıp gelmez. Alım da yapmıyorlar, yapınca da tanıdıkları alıyorlar, bunu kendi adamın diye alırsan böyle olur."
'Şimdiye kadar hep AK Parti’liydim, bu rezaleti gördüm, bu durumu gördüm'
"Devletin gerçekten çok sorumluluğu var bunda. Boş yere para harcama, elde olan uçağı kullanmama. Ben diyorum, şimdiye kadar hep AK Parti’liydim, bu rezaleti gördüm, bu durumu gördüm, artık oy vermeyeceğim. Muğla’da böyle yangın olur mu ya? Senin bu kadar ormanın varken uçağın nerede, arazöz nerede? Böyle bir yerde, ormanda hazırlanmazsan nerede hazırlanacağın."
'Yeni ağaç dikeriz diyorlar, denilecek şey mi?'
"Hangi partiden olursa olsun, ben taraf tutmam. Yeni ağaç dikeriz diyorlar, denilecek şey mi? Onu neyle koruyacağız, doğru değil mi? Bir tane kadın çıkmış ülke elden gider AK Parti olmazsa diyor, ülke elden gider nasıl laf, bu yangın ne? Ülke elden gitmiyor mu, baksanıza nasıl yanıyor ağaçlar…"
