Watsons mağazasında çıplak arama davasının ilk duruşması yapıldı

İstanbul Vialand alışveriş merkezindeki Watsons mağazasında lise 3. sınıf öğrencisinin çıplak aranmasına ilişkin davanın ilk duruşması görüldü.

İstanbul Vialand alışveriş merkezindeki Watsons mağazasında geçtiğimiz yıl 26 Kasım’da hırsızlık yaptığından şüphelenilen lise 3. sınıf öğrencisinin çıplak aranmasına ilişkin davanın ilk duruşması görüldü. Duruşma 26 Eylül'e ertelendi. 

Evrensel'den Cansu Pişkin'in haberine göre, Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi 25. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada sanıklar Zuhal Akgün ile Semiha Uğur ve avukatları, mağdur çocuk B.C., ailesi ve avukatları ile bir pedagog hazır bulundu.

HAKARET ETMEMİŞ

"Haksız arama", "basit yaralama" ve "hakaret suçları kapsamında 5 yıl hapsi istenen mağaza müdürü Zuhal Akgün ifadesinde, olay günü kamera kayıtlarında hırsızlık tespit edemediklerini ancak mağazanın stoklarını kontrol ettikleri sırada bir adet rujun eksik olduğunu gördüklerini, bunun üzerine mağdur çocuğu mağazanın deposuna götürdüklerini ve üst aramasının yapılması için AVM'nin güvenlik görevlilerini çağırdıklarını anlattı. Akgün, mağdur çocuk B.C.'nin kuzenlerinin de mağazaya girdiğini ve onların da üst aramasının yapıldığını söyledi. Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen Akgün, mağdur çocuğa hakaret etmediğini ve kafasına vurmadığını iddia etti.

SANIK AVUKATI GAZETECİLERİ HEDEF GÖSTERDİ

Mağdur çocuk B.C.'yi "Haksız arama" suçundan yargılanan güvenlik görevlisi Semiha Uğur ise ifadesinde, karakoldaki ifadelerini kabul etmediğini, baskı altında ifade verdiğini söyledi. Uğur, kendisine arama emrini AVM'nin güvenlik müdürünün verdiğini ancak karakoldaki ifadesi sırasında polisleri tanıdığını öne sürdüğü mağaza müdürünün kendi ismini tutanaktan çıkartarak arama emrini mağaza müdürü Zuhal Akgün'den aldığı şeklinde tutanağa işlettiğini söyledi. Uğur mağdur çocuğu arama anını ise şöyle anlattı:

"Tişörtün üstünden elimi sokup göğüs bölgesini kontrol ettim. Kemer bölgesini tutuyordu. Orada ne var, ne saklıyorsun dediğimde pantolonunu indirdi ve 'abla bak hiçbir şey yok' dedi. Ben de bakıp pantolonu çekmesini söyledim."

Uğur, mağdur çocuğa hakaret etmediğini ve kafasına vurmadığını iddia eden mağaza müdürü Akgün'ü yalanlayarak, "Zuhal hanım mağdura, 'Geri zekalı neden hırsızlık yapıyorsun? Yaşın kaç? Stokta eksik kalırsa mağaza personeli ödeyecek' diyerek mağdurun kafasına eliyle vurarak itti" dedi. Bu sırada sanık Akgün'ün avukatı Turan Öztürk salondaki gazetecileri hedef göstererek, "Hakim bey gazeteci not alarak sanıkların ifadelerini etkiliyor" dedi. Hakim ise not almakta bir sakınca olmadığını hatırlatarak sanık Uğur'a özel güvenlik görevlisi olarak nasıl arama yapılacağını bilip bilmediğini sordu. Uğur, "Polis olmadan biz arama yapamayız diye bilgim var" yanıtını verdi.

"İKİ SAATE YAKIN DEPODA TUTULDUM"

Mağdur çocuğun annesi Meliha C. ise çocuğuna çirkince arama yapıldığını ifade ederek sanıklardan şikayetçi olduğunu tekrarladı. Mağdur çocuk B.C.'nin ifadesi şu şekilde:

"Mağazaya girdim kendime ait bir adet ruj üzerimde vardı. Ona benzer bir şey alacaktım. Biraz bakındım. Tek girdim. Sonra kuzenlerim kafedeydi çıktım. O sırada çalışanlardan biri yanıma gelip elinizdeki ürünleri ne yaptınız dedi. Ben de hepsini yerine bıraktım isterseniz kamera kayıtlarına bakabilirsiniz dedim. Bu konuşma mağaza dışında oldu. Sonra beni depoya götürdü beni çağıran bayan. Sonra o sandalyesine oturdu yanına doğru yaklaştım kamera kayıtlarına bakmak için ne geliyorsun git diye bağırıp hakaret etti ben de geri çekildim. Sürekli içeri çalışanlardan biri geliyordu. Ben de korktum. Stoklarda eksiklik var dediler. Ben ilk başta üzerimden çıkan rujun kendime ait olduğunu söyledim. Sürekli üzerime gelip hakaret ediyordu. Zuhal hanım 'hırsızsın sen' diye hakaret ediyordu. Ağlamaktan kendimi ifade edemedim. 2 saate yakın orada tutuldum ve artık bıraksınlar diye 'yaptım' diyerek bu işten kurtulmak istedim. Sonra kuzenlerim geldi. Kuzenim S.B. omzuma dokundu. Zuhal hanım, 'Dokunma ona hırsız o' diye kafama vurarak itekledi. 'Gerizekalı' dedi. Güvenlik görevlilerine 'Arayın şunu' diyen de Zuhal hanımdı. Görevlilerin bir şey söylediğini duymadım. Güvenlik görevlisi tişörtümü kaldırıp göğüs bölgemi aradı utandığım için ellerimi karın bölgesine bağladım. Pantolonumun düğmesini açıp dizimin üstüne kadar indirdi. Eliyle iç çamaşırımın üzerinde arama yaptı herhangi bir şey bulamadı. Kuzenimi de içten aradı aynı şekilde. Alt tarafını aramadı. Erkek kuzenlerimin bir şeyden haberi yoktu onlar da erkekler tarafından üstleri yoklanarak arandı. Daha sonra mağazadan dışarı çıkıp eve gittik. Şikayetçiyim."

"MAĞAZA MÜDÜRÜ HAKARET ETTİ"

Üstü aranan mağdur çocuklardan B.C.'nin kuzeni S.B. de duruşmada tanık olarak dinlendi. S.B. ifadesinde, kuzenleriyle birlikte AVM'ye gittiklerini, B.C.'nin bir şeyler bakmak için Watsons'a girdiğini, kendilerinin de kafeye gittiğini anlattı. S.B., "B.C.'yi aradık bekledik ulaşamadık. Bir daha aradığımızda telefonu Watsons mağazasının müdürü açtı ve 'mağazaya gelin' dedi. Gittik kalabalıktı 'ne oldu' diye sorduk 'hırsızlık yaptı' deyip bizi de depoya aldılar. Mağaza müdürü 'bunları da arayın' dedi. Benim üstümü Semiha hanım aradı önce çantama baktı sonra tişörtümü açıp iç çamaşırıma baktı. B.C. ağlıyordu köşede oturup. Erkek kuzenler ve erkek güvenliğin arkası döndürüldü beni aradılar. Erkek kuzenler de arandı. Elleriyle yokladılar dedektör yoktu. Beni de cihazla aramadılar. Mağaza müdürü B.C.'nin kafasına vurdu hakaret etmeye başladı 'hırsız gerizekalı' diye. Sonra adlarımızı alıp bizi çıkardılar. Güvenlik dışardayken bizi durdurup 'kolunuzu bacağınız kırmadan gönderdi dua edin' dedi" diye konuştu. 

B.C.'nin avukatı Ezgi Duman, iddianamede eksiklikler olduğunu S.B.'nin de mağdur çocuk olduğunu bu nedenle ek iddianame istediklerini beyan etti.

Duruşma 26 Eylül'e ertelendi.