Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı'na dair her şey: ÖYP süreci nasıl değişti?

AKP'nin son çıkardığı Kanun Hükmünde Karaname ile birlikte ÖYP'lilerin kadro güvencesi 50d'ye geçirilerek ortadan kaldırılmış, ÖYP'nin araştırma görevlileri için sağladığı avantajlar yok edilmişti. Gelinen süreçte ÖYP'nin tarihi, kapsamı ve geldiği süreci soL okurları için derledik.

Haber Merkezi

AKP'nin son çıkardığı Kanun Hükmüne Kararname ile birlikte ÖYP (Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı) kadrosundaki akademisyenlerin güvencesi 50d'ye geçirilerek ortadan kaldırıldı. Bunun dışında ÖYP'lilerin kadrosunun bulunduğu üniversitenin çağrması durumunda ilgili araştırma görevlisi 15 gün içinde üniversiteye geri dönmek zorunda olacak, 15 gün içinde dönmeyenlerin ise ataması iptal edilecek.

AKP'nin bu kararnameyle adeta yok ettiği Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı'nın tarihini, amacını, işleyişini ve geldiği son noktayı kapsamlı olarak derledik.

İşte ÖYP'nin geçirdiği süreçler:

TARİHİ VE AMACI

Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) Yükseköğretim Kurulu tarafından üniversite eğitiminin yaygınlaştırılması gerekliliği, sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, yaygın yükseköğretim için nitelikli ve yeterli sayıda öğretim üyelerine ihtiyaç duyulması, mevcut uygulamalarının istenilen amaca ulaşmakta yetersiz kalması ve nitelikli öğretim üyesi yetiştirmek amacıyla araştırma görevlilerinin yurt dışına gönderilmesinin oluşturduğu yüksek maliyetler, mevcut yükseköğretim programlarının etkinliğini artırıcı olması amacıyla uygulamaya geçirilmiş bir programdır. Program ilk olarak 2002 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde başlamış daha sonrasında Hacettepe, Ankara, Ege, Gazi, Boğaziçi ve İstanbul Teknik üniversitelerinde yürütülmüştür.

2002-2009 yılları arasında DPT tarafından yürütülen ÖYP sistemi 2010 yılı itibariyle YÖK tarafından koordine edilmeye başlanmıştır. YÖK ÖYP ve DPT ÖYP ayrımı buradan doğmaktadır. Tarif edilen amaç ve yöntemlerle işletilen ÖYP 2010 yılı ile birlikte daha fazla üniversitede uygulanmaya devam etmiştir.

Daha sonra yapılan düzenlemelerle kapsamı genişletilen ÖYP, YÖK tarafından ayrıcalıklı bir 35. madde uygulaması olarak tanımlanmıştır. Buna göre programın amacı; lisansüstü eğitim verme imkânına sahip olan yükseköğretim kurumlarının, araştırma görevlilerine lisansüstü eğitim yaptırarak, öğretim üyesi yetiştirilmesini sağlamaktadır. ÖYP kapsamındaki araştırma görevlileri 35. madde kapsamındakilere ek olarak eğitim süreleri boyunca proje ve seyahat ödeneğine sahip olmakta ve yurtiçi/yurtdışı kısa süreli görevlendirilebilmektedir.

2010 yılında yeniden düzenlenen ÖYP yönetmeliğinin amacı "Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın koordinasyonunda, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında, lisansüstü eğitim verme imkânına sahip olan yükseköğretim kurumlarında, öğretim üyesi ihtiyacı olan diğer yükseköğretim kurumlarının araştırma görevlilerine lisansüstü eğitim yaptırılması yoluyla, öğretim üyesi yetiştirilmesine ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir" biçiminde düzenlenmiştir.

22.09.2015 tarihinde “üniversitelerin ÖYP’ye olan talebinin azaldığı gerekçesiyle” ÖYP programının kaldırıldığı açıklanmıştır. Karar öncesinde ÖYP sistemiyle üniversiteye alınan araştırma görevlileri görevlerine devam etmişlerdir.

2016 yılında ise YÖK Başkanı Yekta Saraç ÖYP sisteminin “İhtisaslaşmış ÖYP” olarak değiştirileceğini dile getirmiş amaçlarını ise aşağıdaki gibi anlatmıştır:

“Üniversitelerimizin ihtisaslaşmasına yönelik olarak yükseköğretim sistemimizdeki özellikle yeni kurulmuş üniversitelerimizin ülkemizin ihtiyaç duyduğu öncelikli alanlarda odaklanmasını ve buna yönelik öğretim üyesi ihtiyacının da bir politika dahilinde karşılanmasını öngörüyoruz. Örneğin Bursa Teknik Üniversitemizin ‘Robotlar ve Akıllı Sistemler’de, Bandırma On Yedi Eylül Üniversitemizin ‘Akıllı Ulaşım Sistemleri’nde, Sinop Üniversitemizin ‘Sürdürülebilir Çevre Teknolojileri’nde ihtisaslaşmasını planladık. Bu kapsamda çok iyi bilinen ÖYP’yi, ‘yönlendirilmiş’ yani ‘İhtisaslaştırılmış Öğretim Üyesi Programı’ olarak şekillendiriyoruz”.

ÖYP'NİN İŞLEYİŞİ VE ATAMA SÜRECİ

ÖYP’li araştırma görevlisi ataması ALES, Dil Sınavı, Lisans Mezuniyeti ve üniversitenin yazılı sınavı sonuçlarının çeşitli ağırlıklarla hesaplanmasından oluşan puan ile yapılmaktaydı.

2011 yılında bu atama usulleri değiştirilmiştir. Atama için kullanılan ÖYP puanının hesaplanmasında ALES, Dil Sınavı ve Lisans mezuniyet ortalamalarının ağırlıkları değiştirilmiş ve kadroların verildiği üniversitelerin yaptığı yazılı sınavlar kaldırılmıştır. Bu durumda sadece belirli ağırlıklara göre hesaplanan merkezi puan ile merkezi bir yerleştirme uygulamaya başlanmıştır. Kadrolara yerleştirilen ÖYP araştırma görevlilerinin atanmaları 2547 sayılı Kanun’un 33. maddesi uyarınca yapılmıştır.

14. 05. 2015 tarihli YÖK Genel Kurul Kararı ile ÖYP araştırma görevlileri alım biçimi tekrar değiştirilmiştir. Atamaların, ÖYP puanı en yüksek puandan başlanarak ilan edilen kadro sayısının en az dört katı kadar adayın üniversiteye çağrılması ve alan sınavı ile yapılmasına karar verilmiştir. Alan sınavının ise “üniversitelerin ilgili bilim alanında görev yapan öğretim üyeleri arasından Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca belirlenen sınav komisyonu/komisyonları tarafından yapılması” düzenlenmiştir. Böylelikle ÖYP’li asistan alımında YÖK’ün denetimi arttırılmıştır.

YABANCI DİL EĞİTİMİ

ÖYP’nin ilk uygulamalarında, Yabancı Dil Sonucu 65 altı olan ÖYP asistanları için yurtiçi yabancı dil öğrenimi fırsatı sağlanmış, Yabancı Dil Sınav Sonucu 65 ve üzeri puan olan ÖYP araştırma görevlileri, istekleri halinde yabancı dil eğitimi için en fazla altı ay süreyle yurtdışına gönderilmesi hakkı tanınmıştır. Ancak 2011 yılından sonraki süreçte yurtdışı yabancı dil talepleri alınmamıştır.

ÖĞRENİM SÜRESİ

ÖYP araştırma görevlisinin azami öğrenim süresi yüksek lisans için 3 doktora için ise 6 yıl olarak belirlenmiştir. Belirtilen süreler içeresinde öğrenimini bitiremeyenlerin ÖYP ile ilişkilerinin kesilmiş ve kefalet senetlerini ödemekle yükümlü tutulmuşlardır. Azami sürelerin belirlenmesi ise yasal hiyerarşiye riayet edilmeksizin YÖK Görüş Yazısına bağlı olarak yapılmıştır. Halbuki 2547 sayılı kanunun 35. maddesi ise başka bir üniversitede eğitim görmekte olan asistanın “eğitimin sonunda” kadrosunun bulunduğu üniversiteye döneceğini öngörmektedir. Diğer yandan, Anayasa 128. maddeye göre, “Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir”. Bu hükümler birlikte yorumlandığında, ÖYP asistanlarının özlük haklarının görüş yazısına göre yapılması anayasaya aykırılık taşımaktadır.

ÖĞRENCİLİK

ÖYP Usul ve Esaslarda yapılan 09.04.2015 tarihli değişiklikle kadrolarıyla ilişikleri kesilen asistanların lisansüstü eğitimle de ilişiklerinin kesilmesi kararı alınmıştır. YÖK bu kararla çok sayıda ÖYP’li asistanın emeğini çöpe atmıştır. Örnek verecek olursak, herhangi bir nedenden ötürü (Tez İzleme Komitesindeki öğretim üyesinin herhangi bir sebepten bulunamaması dahil olmak üzere) yüksek lisans tezini bitiremeyen asistanın tüm eğitim süreci düşünüldüğünde 15 yıllık emeği bir kararla yok sayılmış bunun üstüne milyarlarca senedi ödemekle yükümlü sayılmıştır.Açılan davaların kazanılması sonucu ilgili madde 04.02.2016 tarihli Genel Kurul Kararı ile “YÖK tarafından ilan edilen lisansüstü eğitim kontenjanlarına yerleştirilen araştırma görevlilerinin ÖYP kadrosu ile ilişiklerinin kesilmesi lisansüstü eğitimle de ilişiğin kesilmesi neticesini doğurmaz” şeklinde değiştirilmiştir.

GERİ ÇAĞIRMA

YÖK, 4 Şubat 2016 tarihinde verdiği bir kararla “Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına İlişkin Usul ve Esaslar”ın “Danışman Atanması ve Tez İzleme Komitesi” başlıklı 11. maddesinde yaptığı değişiklikle dersleri başarı ile tamamlayarak tez aşamasına geçen ÖYP araştırma görevlilerinin, tez danışmanının olumlu görüşü ve YÖK Yürütme Kurulu kararı ile atandıkları yükseköğretim kurumunda tez çalışmalarını yürütebilmesine dair düzenlemede, “tez danışmanının onayı”nı kaldırmıştı. Böylelikle ÖYP’li araştırma görevlilerinin çalışmalarına nerede devam edeceklerine “herhangi bir akademik kriter olmaksızın” atandıkları üniversitelerinin istediğine bırakılmıştır.

Danıştay 8. Dairesi'ne açılan dava sonucu uygulama YÖK Yürütme Kurulu’nun 22.07. 2016 tarihli kararı ile geri alınmış, ilgili madde “Dersleri başarı ile tamamlayarak tez aşamasına geçen ÖYP araştırma görevlileri, tez danışmanının olumlu görüşü ve YÖK Yürütme Kurulu kararı ile atandıkları yükseköğretim kurumunda tez çalışmalarını yürütebilirler” biçiminde değiştirilmiştir.

BÜTÇE VE KAYNAKLAR

ÖYP araştırma görevlilerinin eğitimleri süresince kullanılmak üzere Yükseköğretim Kurulu tarafından her bir ÖYP araştırma görevlisi için eğitim-öğretim ve araştırma amacıyla yükseköğretim kurumuna bütçe aktarılmıştır. Bu bütçeler, proje ödeneği ve seyahat ödeneği olarak ikiye ayrılarak kullanılmaktaydı. Proje ödeneği “eğitim-öğretim için gerekli alımlar, temel ofis ekipmanları, sarf malzemeleri, makine-teçhizat alım, bakım, onarım ve destek harcamaları” seyahat ödeneği ise yılda en fazla 15 gün faydalanmak üzere yurtiçi ve yurt dışı bilimsel etkinlikler için harcanabiliyordu.

Yüksek lisans için proje ödeneği ve seyahat ödeneği 10 bin TL idi. Doktora için ise aynı ödenekler sırasıyla 10 bin TL ve 20 bin TL olarak belirlenmişti. Bütçeler yüksek lisans ve doktora süresinde kullanabiliyor, eğitim süresinin bitimiyle bütçe hakkı ortadan kalkıyordu. ÖYP’li asistanlara bütçe hakkı sağlansa da uygulamada, çoğu asistanın yüksek lisansını bitirene kadar bütçesi aktarılmamış, seyahat ödenekleri ise avans mekanizması işletilmediğinden kullanılamaz hale gelmiştir. Proje ödeneğinin Devlet Malzeme Ofisi üzerinden talep edilmesi istenmiş, mal ve ekipmanların fiyatları şişirilerek proje ödeneği güdükleştirilmiştir.

Tüm bunların yanı sıra YÖK 25.02.2015 tarihli Yürütme Kurulu kararı ile yüksek lisans için seyahat ödeneği 5 bin TL ve proje ödeneği 5 bin TL’ye düşürülmüştür. doktora için ise sırasıyla 10’ar bin TL olarak değiştirilmiştir.

01.04.2015 tarihinde verdiği Yürütme Kurulu Kararı ile ödenekler tekrar düşürülmüştür. Yüksek lisans için proje ödeneği aynı kalırken seyahat ödeneği 3 bin TL’ye düşürülmüş, doktora için proje ödeneği sabit kalırken, seyahat ödeneği 7 bin TL’ye indirilmiştir. Bütçe kesintisi kararları geriye işletilerek bütçesi aktarılmamış olan eski ÖYP’lilere de uygulanmıştır. Örneğin, 2014 yılında ÖYP’li olan bir asistanın bütçesi 01.04. 2015 kararından etkilenerek azaltılmıştır. Uygulamada görülen kısıtlar düşünüldüğünde ÖYP bütçesi neredeyse yok edilmiştir.

ÖYP'NİN SONU: 50/D

2015 yılında kaldırılmış ÖYP sisteminin gerisinde bıraktığı ÖYP’li araştırma görevlilerinin özlük haklarına OHAL döneminde çıkarılan KHK ile son verilmiştir. 674 sayılı KHK’nın Ek madde 30’a göre ÖYP araştırma görevlilerinin hepsi 2547 sayılı kanunun 50/d maddesinde belirtilen statüye dönüştürülmüştür:

EK MADDE 30- Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında 33 üncü maddenin (a) fıkrası uyarınca araştırma görevlisi kadrosuna atanmış olup, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte araştırma görevlisi kadrosunda bulunanların statüleri herhangi bir işleme gerek kalmaksızın 50 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen statüye dönüştürülmüş sayılır ve bunlar hakkında söz konusu (d) bendi hükümleri uygulanır. Bu şekilde statüleri değiştirilen araştırma görevlilerinden 33 üncü maddenin (a) fıkrasına göre yeniden atama yapılmayanların mecburi hizmet yükümlülükleri kaldırılır. 35 inci madde uyarınca başka bir üniversitede ve yurtdışında eğitimde bulunanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üniversitenin talebi üzerine on beş gün içinde kendi üniversitelerine dönmek zorundadırlar. Bu süre içerisinde dönmeyenlerin atamaları iptal edilir.

Bu değişiklikle kamu görevliliği ile tanımlanmış yani iş güvencesine sahip 33/a kadrolu ÖYP’li asistanlar, baştan beri yükseköğrenim sisteminde yanlış ve iş güvencesinin anlamını kaybettirmek için kullanılan; kamu görevliliği ile herhangi bir bağlantısı olmayıp sadece öğrencilikle bağlantısı olan 50/d kadrosuna OHAL marifeti ile geçirilmiştir. Bu düzenleme yıllardır uygulandığı biçimden bildiğimiz gibi basitçe bir statü kaybı olmayıp bundan sonraki yükseköğrenim sisteminin nasıl işleyeceğine dair ipucu vermektedir. 50/d idare tarafından kolaylıkla araştırma görevlileri üzerinde her türlü baskıyı mümkün kılan/kılacak, öğretim üyesi olmayı amaçlayan ve bu amaçla açılan kamu görevliliği sınavına katılan ve başaranlar üzerinde bir tehdit aracı olarak kullanılabildiği için tercih edilen bir düzenlemedir. Araştırma görevlilerinin, 2547 sayılı Kanunun 50/d maddesi uyarınca istihdam edilmesi tüm bu nedenlerden ötürü kabul edilemez bir uygulamadır.