Tek kelimeyle özetlemek gerekirse, AKP’nin 10 yıllık dış politikasına fiyasko demek yerinde olacaktır.
Tayyip Erdoğan, iktidara geldiği günden bu yana “komşularla sıfır sorun” sözünü dilinden düşürmüyor. Ancak kendisinin çok değer verdiği, önem atfettiği, vazgeçemediği Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun çabalarıyla, sorunumuzun olmadığı komşumuz neredeyse kalmadı. Sorunların genellikle Davutoğlu’nun bakanlığı döneminde ortaya çıkması da dikkat çeken önemli bir nokta.
Bu sorunların ana sebebi, Türkiye’nin artık tamamen, ABD’nin Ortadoğu’daki eli, gözü, kulağı rolünü üstlenmesi.
Adına “Arap Baharı” denen emperyalist kışkırtmalara kadar, AKP’nin istisnasız bütün kurmayları, şimdi diktatör diyerek sırtlarını döndükleri liderlerle çok iyi ilişkiler
içindeydiler. Adeta aralarından su sızmıyordu. Ne zaman ki ABD düğmeye bastı ve kanlı planını devreye soktu, mesajı alan Erdoğan, Davutoğlu ve arkadaşları, bu liderlere karşı cephe aldılar.
ABD, meşhur Büyük Ortadoğu Projesi’ni öyle ya da böyle, ama bir şekilde uygulamaya koymak niyetinde. Bunun için de, Ortadoğu’da sözüm ona demokrasi kılıfı altında kendilerine tabi yönetimleri kanlı veya kansız ancak zor kullanarak birer birer başa geçiriyorlar.
Bu noktada tekrar Tayyip Erdoğan’a dönersek, daha önce birçok defa BOP’un eş başkanı olduğunu açıkladığı için, bu süreçte üstlendiği görevi de böylelikle anlamlandırabilmiş ve kafamızda yerli yerine oturtabilmiş oluyoruz. BOP’un eş başkanı olmakla gurur duyan bir kişiden başka türlü davranabilmesini beklemek de hata olurdu zaten.
Tunus, Mısır, Libya derken sıra şimdi Suriye’de. Ancak Suriye, egemenleri öfkelendiren biçimde direnmeye devam ediyor. Bunun sonucunda ise emperyalist güçlerin kışkırtmaları dozunu daha da arttırıyor. Şimdi Türkiye açıkça devreye sokuldu.
Suriye’yi Türkiye’ye kırdırma, bu yolla Suriye’yi dize getirme ve nihai amaca ulaşma çabası güç odaklarının açık bir planı. İktidar da bu rolü üstlenmeye ve Esad’a haddini bildirmeye pek hevesli. Oyun kurulmuş. Ancak Suriye’nin Akçakale’ye durup dururken top atışı yaptığını iddia etmek ve bunun üzerinden milliyetçi nutuklar atarak savaş çığırtkanlığı yapmak, halkı aptal yerine koymaya çalışmaktan başka bir şey değil. Doğal olarak halk da bu oyuna gelmiyor ve gelmeyecek.