Süleymaniye yoksulların üzerine yıkılıyor

Süleymaniye’de kentsel dönüşüm dozerlerle gelen yıkım ekiplerinin mahalleyi talan yerine çevirmesine neden oldu. Evlerini yıktırmak istemeyen mahallelinin tepkileri yıkımı yarına erteledi ancak yoksullukla boğuşan onlarca insan bu dayatma karşısında çaresizce ne yapacağını düşünüyor.

İstanbul’un tarihi dokusuyla bilinen Süleymaniye’de kentsel dönüşüm gerekçesiyle dozerlerle yıkımlar yapılıyor. 2006 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla yenileme alanı olarak ilan edilen ve Fatih Belediyesi eliyle yürütülen Süleymaniye projesi de diğer kentsel yenileme hamleleri gibi yoksulluğun vurduğu yaşamları bir kez daha darmadağın ediyor.

Süleymaniye’yi tercih edilir hale getirmek…
Süleymaniye projesi adı verilen yenileme hamleleri İBB, Fatih Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İl Özel İdaresi, TOKİ ve KİPTAŞ eliyle yürütülüyor. Beş etapta gerçekleştirilecek projenin amacı, “Süleymaniye’yi tercih edilir hale getirmek”… UNESCO’nun da koruma alanı ilan ettiği bölgelerden biri olan tarihi Süleymaniye’nin İBB’ye bağlı KİPTAŞ isimli inşaat firması aracılığıyla yeni bir rant merkezi haline dönüştürülmesi hedefleniyor.


Sürgün ve yıkımı reva görüyorlar
AKP’li Fatih Belediyesi de Süleymaniye projesine dair, “Önceleri seçkin ve zengin zümrenin tercih ettiği yer iken, sonraları etrafı yoksul yerleşim alanlarıyla çevrilen bir yer olmuştur” ifadeleriyle kentsel dönüşüm uygulamasına gerekçe ekliyor. Onlarca ailenin köylerinden göç etmek zorunda bırakılarak yerleştikleri, üç kuruşluk geçim kaynaklarıyla yaşamlarını sürdürdükleri, hurda, geri dönüşüm, konfeksiyon gibi hayli ucuz emeğin yaygın olduğu atölyelerin bulunduğu ve işçilerin bekar evlerinde kaldıkları Süleymaniye’nin yoksul mahalleleri, “seçkin ve zengin zümrenin tercih ettiği yer” olması için sürgün ve yıkımın reva görüldüğü yer haline getiriliyor.

Sabah saatlerinde dozerle uyanıyorlar
Yıllardır bölgede yaşamını sürdüren kiracılar mülk sahiplerinin de evlerini proje firmalarına satmasıyla kapı önüne konulma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Sabah saatlerinde evlerinin kapısına dikilen dozerlerle yıkımdan haberdar olan yoksul mahallelinin tepkileri sonucu yıkımın yarına ertelendiği duyuruluyor. Ancak mahalleli ucu ucuna denkleşen maaşlarla kirasını ödedikleri evlerini sabaha karşı geleceği söylenen dozerlere teslim etmeyeceklerini söylüyor.


Oğlu hapisten gelecek, evi yıkılacak
Fatih Belediyesi yetkililerinin senenin ilk aylarında kendilerine yıkımların okullar tatil olduktan sonra yapılacağını söylediğini ve bu yıkımları istemediklerini anlatan mahalleli yaşananlara isyan ediyor. Sabah saatlerinde dozerlere uyanan 55 yaşındaki Emine Kurtay, Mardin Kızıltepe’den göç etmiş, İstanbul’a gelmeleriyle iflas eden eşini kalp kriziyle yitirmiş, bir oğlu hapiste diğer oğlu hasta olan ve yaşamı boyunca gün yüzü görmemiş bir kadın…

"Tayyip Erdoğan milletine böyle sahip çıkıyor"
Kurtay, 8 yıldır cezaevinde olan oğlunun 6 günlük izinle yarın yanına geleceğini söyleyerek, “Oğlum da gelecek, ben nereye gideyim? Kürtler kardeştir, devlet bize ayrım yapmasın artık” diyor. Kurtay, artık başına gelenleri tutamadığı gözyaşlarıyla şöyle anlatıyor: “Bu zamana kadar param oldukça hep kiramı götürüp bakkala veriyordum. Hiç borcum kalmadı, fatura borcum da yoktu. Biz istemiyor muyuz güzel yerde oturalım? İşte Tayyip Erdoğan milletine böyle sahip çıkıyor. Allahtan, peygamberden de mi korkmuyor? Yıkmasınlar evimizi. Bize süre versinler.”


İki hasta oğluyla yaşam mücadelesi veriyor
Sabah saatlerinde bir diğer dozerlere uyanan 45 yaşındaki Meliha Atar, oksijen tüpüyle yaşamını sürdüren ve sara hastası olan iki oğlu dahil 5 çocuğuyla yaşam mücadelesi veriyor. Anne Atar, yıkım gerekçesiyle elektrikler kesilince doğduğundan beri hem akciğer hastası hem kemik erimesi olan oğlunun sağlığından endişe duyuyor. Evde hasta olduğunu söylemeleriyle elektrik geri veriliyor ama yarın sabah yıkımın yapılacağı da söyleniyor. Eşi Aksaray’da, okuyan kızı dershaneye gidebilmek için Mahmutpaşa’da çalışan Anne Atar, öfkeyle “Ne hakkı var onların bize bunları yaşatmaya?” diye soruyor.

Yıkım yer altı atölyelerini de vurdu
Yıkımlar kiracıların yanı sıra bölgede bulunan atölyeleri de vuruyor. Geri dönüşüm, konfeksiyon, hurda gibi ucuz emek sağlanan ağır koşullarda çalışan ve aynı bölgede bulunan bekar evlerinde kalan onlarca işçi de yıkımlar karşısında, “Ne yapalım? Biz de başka yere gideriz” sözleriyle çaresizliklerini ve üzüntülerini ifade ediyorlar.


KİPTAŞ’ın yetkilisi de Süleymaniye’de
Bölgede yıkımın yaşandığı ve onlarca insanın mağdur olduğu saatlerde mahallede bulunan KİPTAŞ’tan Şehir Planlamacısı Murat Uzun’a da sorularımızı yönelttik. Bunca insanın yaşadığı mağduriyete dair yönelttiğimiz soruların karşısında bölgenin ne kadar güzelleşeceği yönünde yanıtlar veren Uzun, “Tarihi yapıların siluetini korumak için geldik” diyerek asıl projenin soylulaştırma maksadına da değindi.

Mahallede yıkımın devam edeceği görülürken sabah saatlerinde evlerin yıkılıp yıkılmayacağı ise yarın netleşecek. “Güzelleştirme” algısı yoksulu sürerek zengini yerleştirerek gelişen kentsel dönüşüm hamlelerinin Süleymaniye halkına daha ne kadar mağduriyet yaşatacağı da gelecek günlerde görülecek.

Selin Asker (soL)