Özel hastanenin rant arayışına Ankaralılar tepkili: 'Mahallemize sahip çıkacağız'

Çankaya'daki bir özel hastanenin mahalledeki binaları satın alarak yeni hastane kompleksi oluşturmasına Ayrancı sakinleri tepki gösteriyor: 'Mahalle yaşanmaz bir hale gelebilir'

Özkan Öztaş

Ankara'nın Çankaya ilçesine bağlı Ayrancı semtinde bulunan Özel Güven Hastanesi'nin, yeni binalar satın alıp hastane kompleksini büyütmesine mahalleliler tepki gösteriyor. Zaman içinde yargıya taşınan süreç şimdi İstinaf Mahkemesi'nde. Yurttaşlar olumsuz bir sonuç çıkması durumunda mahallenin artık yaşanmaz bir hal alacağını belirtiyor. Hastanenin bulunduğu Remzi Oğuz Arık Mahalle Muhtarı Süleyman Demircan ve Ayrancı Semt Evi'nden Arif Basa süreci soL'a anlattı. 

'Semtin kapasitesi mevcut haliyle dahi kaldırmıyor özel hastaneyi'

Ayrancı'daki Remzi Oğuz Arık Mahalle Muhtarı Süleyman Demircan, mevcut hastanenin yarattığı yoğunluğu mahallenin kaldıramadığından ve özellikle Şimşek Sokak sakinlerinin bu durumdan rahatsız olduğunu belirtiyor. 

Muhtar Demircan, "Bahsi geçen özel hastane öncelikle Paris Caddesi'nde bir bina olarak başladı faaliyetine. Sonra oradaki binaları satın ala ala arka sokağa yani Şimşek Sokağa kadar genişledi. Ortada planlı programlı bir ilerleme de yok. Yani 'Burada hastane olur mu? Burası nasıl bir kapasiteyi kaldırır?' gibi sorular sorulmaksızın rant uğruna bir genişleme var. Hali hazırda burada teknik olarak aynı hastaneye ait 3 farklı bina ve 3 ayrı hastane var gibi düşünebilirsiniz. Şimdi de hastaneye komşu diğer evleri adeta parayla zapt ederek hastaneyi daha da büyütmeyi hedefliyorlar. Bu haliyle mahalle yaşanmaz hale gelecek. Buradaki insanlar 20-30 yıl plan yaparak yerleştiler belki bu semte. Sonra bir hastane geliyor ve sizin tüm planlarınızı bozuyor ve huzurunuzu kaçırıyor para kazanmak için. Üstelik buradaki hedef halkın sağlığı falan da değil sadece rant" diye anlatıyor süreci. 

Remzi Oğuz Arık Mahalle Muhtarı Süleyman Demircan

'Hastanenin mahalledeki emekçilere de emeklilere de bir faydası yok'

Özel Güven Hastanesi aynı zamanda mahalle sakinleri tarafından ulaşılamayan ve herhangi bir sigorta türüyle anlaşması olmayan V.İ.P olarak tarif edilen ultra lüks bir hastane olarak anlatıyor. Dolayısıyla mahalle sakinlerinin hastaneye erişimi mümkün değil. Hatta bazı örneklerde yasal olarak acil servisten gelen her yurttaşa bakma zorunluluğu olduğu için mümkün oldukça acil servisin gelen hastaları polikliniklere yönlendirdiği ifade ediliyor.

Konuya dair soL'a konuşan Ayrancı Semt Evi gönüllülerinden TKP PM Üyesi Arif Basa esasında mahallenin farklı ihtiyaçları olduğunu ve mahalledeki emekçilerin hali hazırda bu hastaneye gidemediğinden bahsediyor. Basa "Özel Güven Hastanesi'nin ne yazık ki bu mahallede yaşayan yurttaşlara dönük bir sağlık hizmeti yok. Çok pahalı ve hiç bir sigortayla da anlaşması yok. Dolayısıyla mahalle sakinleri ihtiyaç duysa dahi kapısından dönüyor bu hastanenin. Hastanenin genişleme projesi çok büyük tepkilere neden oldu. Tüm Ayrancı sakinleri buna tepki gösterdi diyebilirim. Hastanede patronları kapımıza bir mektup ve bir tane kahve bırakmış bu olaylardan sonra. 'Biz de bu mahallenin sakiniyiz' mesajı vermişler. Ama alakası yok. Bir sermayedarın rantını büyütmek için attığı adımlar var. Ancak mahallenin kapasitesi de ortada. Daha fazla genişlemesi buradaki rutin devinimi durdurur. 

Oysa semtimizin başka ihtiyaçları var. Bu mahallede bir çok evde tüm bireyler işe gidiyor. Dolayısıyla çocuklar için kreşlere ihtiyaç var. Emekli nüfusu fazla. Bunun için atılabilecek adımlar var. Cemal Süreya Parkı ve İkizler Parkı dışında bir yeşil alan kalmamış durumda. Emeklilerin ve emekçilerin sosyalleşebileceği benzer alanlara ihtiyaç var" diyor.

Ayrancı Semt Evi'nden Arif Basa

'Hastaneye ya da sağlık hizmetine karşı çıkacak değiliz. Ama buradaki dertleri başka'

Remzi Oğuz Arık Mahalle Muhtarı Süleyman Demircan yaşanan gelişmelerden sonra Özel Güven Hastanesi'nin yarattığı algıyla mahalle sakinlerinin hastaneye ve sağlık hizmetine karşı çıktıklarına dönük bir ortam yaratılmak istendiğine değinirken "Bizim hastaneye ya da sağlık hizmetine karşı çıkmak gibi bir durumumuz yok. Saçma olurdu bu zaten. Ancak buradaki durum başka. Dertleri de başka zaten. Buradaki emekçiler her şeyden önce buradan sağlık hizmeti alamıyor zaten. Özel Hastanenin kapısından dahi giremiyor çoğu insan. Ayrıca mahallede zaten mevcut trafik araçlar için park sorununa sebep oluyor. Bölgenin konut bölgesi olmaktan çıkıp bir ticari bölge olmasını istiyorlar. Bu da burada yaşayan insanlara çıkın gidin demek oluyor kibarca. Hastanenin olduğu sokakta mahalle sakinlerinin evlerinin önüne araçlar park ediliyor. İnsanlar sabahları işine gidemiyor bazen bu tür örnekler yüzünden" ifadelerine yer veriyor. 

Ayrancı Semt Evi'nden Arif Basa "Normalde her semtte devlete ait bir sağlık merkezi olmalı elbette. Sağlık hizmeti ülkenin dört bir yanına yayılmalı. Ancak buradaki örnek farklı. Öncelikle Şehir Hastaneleri projesiyle küçük hastaneleri kapattılar ve emekçileri şehrin dışında bir yere transfer ederek sağlık hizmeti sundular güya. Buradaki semtleri de özel hastanelere bırakmış oldular. Şimdi de burada yaşayan insanlara yaşanmaz bir mahalle bırakarak şehrin çeperine itme niyetleri var. Hastane patronları dilediği gibi davransın ama emekçilerin sesi çıkmasın istiyorlar." diyor.

'Hastanenin görevlileri mahalleliye terör estiriyor adeta'

Mahalle muhtarı Süleyman Demircan özel hastaneden dolayı en büyük sorunun park sorunu olduğunu ve mahalle sakinlerinin evlerinin önüne hastanenin valeleri (park görevlileri) tarafından misafir araçların çekildiğini ifade ediyor:

"İnsanlar bir uyanıyor araçlarının önünde araçlar park etmiş ve evden çıkamıyor. Bu örneklerin sayısı bir değil beş değil. Park eden görevliye itiraz ettiğinizde tuhaf tuhaf tepkilerle karşılaşıyorsunuz. Zaman zaman 'Sizin hastanız hiç olmadı mı daha beter olun' diyen görevlilere denk geldiğimiz oluyor. Akıl alır gibi değil. Ya da diyelim gittiniz hastaneye yakın bir yere aracınızı park etmek istediniz. Hemen valeler geliyor itiraz ediyor. Mahallelilere terör estiriyorlar adeta görevliler"

Arif Basa bu örneklerin sadece park sorunu gibi örneklerde değil farklı şekillerde de tekrar ettiğine dikkat çekiyor. Ayrancı Semt Evi'nden Arif Basa "Daha evvel Semt Evi'mizin siyasi çalışmalarında da dek geldiğimiz örnek oldu. Hastanenin karşısında dağıtılan bildiri ve gazeteleri engellemek istedi güvenlik müdürü. Üstelik özel hastanenin içinde falan değil karşısındaki parkta yaşandı bu. 'Burası bizim dağıttırmayız' diyorlar. Bu ve benzeri hareketlerini de sonra unutturmak ve özür dilemek için evlere mektuplar yolluyorlar biz de bu mahallenin parçasıyız diyorlar. Yapılacak yeni hastane kompleksinde 400 araçlık bir otopark yapacaklarını duyurmuşlar. Bu 400 kişilik devinimi olan bir yeni hastane projesi demek. Bu da demek oluyor ki hasta yakınlarıyla falan ziyaretçilerle 800 ya da 1000 araçlık yeni bir trafik. Mahalle halkının kapısından giremediği ve otoparkına araç koyamadığı başka bir şey inşa etmiş olacaklar." diyor.

Hastanenin genişlemesine itiraz eden yurttaşlar hukuki sürecin kendilerinden yana olduğunu ancak hem hastanenin hem de Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin bu genişlemeden yana olduğunu ifade ediyor. Dolayısıyla da "Hukuki sürece müdahale edilir mi?" soruları geliyor mahallelinin aklına. İstinaf Mahkemesi'ne taşınan ve mahalle halkının lehine olan sürecin olumlu sonuçlanmasını bekleyen Mahalle Muhtarı Süleyman Demircan ise olası bir farklı kararın mahalleyi yaşanmaz hale getireceğini yineliyor.