Yunanistan yangın felaketi: 'Nerede bu devlet' sorusuna komünistlerin yanıtı

Yunanistan Komünist Partisi'nin günlük gazetesi Rizospastis, yangın felaketinin ardından sorulan 'nerede bu devlet' sorusuna yanıt verdi.

Haber Merkezi

Türkiye'de yaşanan büyük felaketler sonrasında duymaya alışkın olduğumuz "nerede bu devlet" sorusu ve serzenişi Yunanistan'da da yaşanan yangınlar sonrası tartışmayı belirler hale geldi. 

Yunanistan Komünist Partisi'nin (KKE) günlük gazetesi Rizospastis geçtiğimiz günlerde bu konuda kısa bir köşe yazısı yayımladı. Bu yazıyı soL okuyucularıyla paylaşıyoruz:

Devlet yok mu?

"Devlet yok…" Bu ifadeyi çok sık duyuyoruz ve önümüzdeki günlerde de duymaya devam edeceğiz, özellikle de geçtiğimiz hafta pazartesi günkü kabusu yaşayanlardan, evleri gözlerinin önünde küle dönenlerden, dost ve akrabalarını kaybedenlerden. 

Ancak, gerçek şu ki devlet var. 

Ticari holdingleri desteklemek için politikalar uygulamaya geldiğinde devlet var. İş, kârların artırılması için adım atmaya geldiğinde devlet hemen orada. Holdingleri vergi yükünden muaf tutmak gerektiğinde, sermayeyi bataktan kurtarmak için fonlar ayarlarken, ormanları sermayenin çıkarları doğrultusunda şirketlere tahsis ederken devlet var.

Emekçi sınıfların sırtına ağır vergi yükleri yüklerken de ortada bir devlet var. Sermayedarların çıkarları doğrultusunda devlet harcamalarının kısılması amacıyla eğitim, sağlık ve toplumsal refah hizmetlerinin lime lime edilmesine gelince de devlet var. Patronları korumak amacıyla grevleri ve işçi eylemlerini yasadışı ilan etmek gerektiğinde de. 

Kamu mallarının satıldığı açık artırmaları yahut Truman’ın heykelini korumaya gelince devletin varlığını hemen görüyoruz. 

Böyle anlarda çevik kuvvetiyle (MAT) ve diğer güçleriyle devletin baskı aygıtı ve hükümet saat gibi işliyor.    

Devlet yok... ne zaman ki emekçiler ve halk sınıfları lehine müdahale edilmesi gerektiğinde. Devlet, emekçi halkın eğitim, sağlık, toplumsal refah ihtiyaçlarını sağlamaya geldiğinde ortada yok. Doğal afetlerden emekçi halkın korunması için önlem almaya gelindiğinde devlet yok.

Demek ki devlet yok değil: Devlet var ancak sermayenin çıkarları için.

Bu devlet, halkın büyük çoğunluğunun çıkarları doğrultusunda hizmet edemez. Gerçek budur.

İşte bu mesele, SYRIZA-ANEL hükümetine ve devlet mekanizmasına karşı olan anlaşılabilir öfke ve infialin mazereti ve gerçekte hangi devletin, hangi iktidarın emekçi halkın çıkarları için hizmet edebileceği sorununun önümüzdeki dönemde öne çıkarılmasının vesilesi olmalı.