'Bölücülüğe karşı irşat ekipleri'

Kürt açılımında dine giderek daha fazla yer ayrılıyor, AKP hükümetiyse birliği din yoluyla sağlamaya çalışıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, “irşat ekipleri” kurarak, “bölücülükle mücadele” etmeye hazırlanıyor.

AKP’nin büyük iddialarla başlattığı “Kürt açılımı” bir süredir din ekseninde yürütülen çalışmalarla devam ediyor. Kürt sorununun çözülmesinde dini sistematik olarak ön plana çıkartan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yetkilerini arttıran AKP, Kürt halkının temel taleplerine yanıt vermek yerine, "yoldan çıktığını" düşündüğü Kürtleri mürşitlerin dini propagandasıyla yola getirme hesapları yapıyor.

İrşat ekipleri bölücülere karşı
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2011 Mali Yılı Bütçe Tasarısı'nda Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün görevleri arasında yeni bir görev daha tanımlandı. Tasarıda, din hizmetlerinin en ücra köşelere kadar ulaştırılması amacıyla, Türkiye genelinde “il özel irşat ekipleri” kurulacağı belirtildi. Bu ekiplerin en önemli görevi ise “bölücülükle mücadele”. Tasarıya göre irşat ekipleri, ülkenin birlik ve beraberliğini korumak amacıyla bölücü ve yıkıcı faaliyetlere karşı görev yapacak. Bu kapsamda vatandaşlarla camide ve cami dışında bir araya gelecek olan ekipler, “irşat faaliyetlerinde” bulunarak teröre karşı da uyarıda bulunacak. Aslında daha önce de olan bu ekipler, “bölücülükle mücadele konsepti kapsamında” genişletilecek.

Acil eylem planında cami var
Bütçede, Doğu ve Güneydoğu'da camilere yapılacak harcamalara da yer verildi. Bütçe tasarısının ilgili bölümünde “Acil eylem planı dahilinde, teröre maruz kalan Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki bin 362 adet cami için toplam 53 milyon 652 bin 992 TL ödeneğe ihtiyaç duyulmaktadır” denildi.

Referandum’dan sonra dincileştirme çalışmaları hızlandı
Referandum sonrasında yapılan ve 12 Eylül referandumu ile 2011 seçim stratejisinin masaya yatırıldığı AKP’nin Kızılcahamam kampında da Kürt sorununun din yoluyla çözümü gündeme gelmişti. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, PKK ve Kürt sorunu sunumunun ardından söz alarak PKK’ye karşı ‘manevi önlemlerin’ arttırılmasını isteyen AKP Sivas Milletveliki Osman Kılıç’a cevaben yaptığı konuşmada, hükümetin yeni dincileştirme stratejisini açıklamıştı. Atalay, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın vaazlar üzerinde inceleme yaptığını, vaazlarda birlik ve kardeşliğe vurgu yapılarak PKK’ye karşı mücadele edileceğini söylemişti.

“Din kardeşliği birleştirici öğe olarak kullanılacak”
Aynı konuşmada, bölgede imam hatip liselerinin ve Kuran kurslarının sayılarını arttıracaklarını da belirten Atalay, önümüzdeki sene “Kürt açılımı” kapsamında din kardeşliğini birleştirici öğe olarak kullanmayı düşündüklerini ifade etmişti. Kampta AKP’nin Kürt milletvekillerinin de Kürt sorununun çözümü için müslüman kimliğin ortak kimlik olarak öne çıkartılmasını öneren açıklamalarda bulunduğu o dönemde basına yansımıştı.

“Diyanet’in tarihsel sorumluluğu”
Mart ayında, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kuruluş yıl dönümü ve "2010 Kur'an Yılı" etkinlikleri açılış töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, "Tüm kurum ve kuruluşlarımızla, STK'larla, aydınlarımız, sanatçılarımızla birlikte Diyanet İşleri Başkanlığının ve onun değerli mensuplarını da bir devlet projesi olan milli birlik ve kardeşlik sürecinde, aktif rol almalarını ben sizlerden rica ediyorum, istirham ediyorum. Esasen, sürecin başarıya ulaşmasında ön yargıların kırılmasında toplumsal hastalıkların şifa bulmasında Diyanet kurumumuz tarihi bir sorumlulukla karşı karşıya” demişti.

“İrşat ekipleri”nden önce “aile imamları” çalışmaya başladı
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Sosyal Açılımlı Din Hizmetleri kapsamında geliştirdiği mahalle imamlığı, Mart ayından itibaren kurum içi toplantılarla resmi olarak başladı. İmamları daha sosyal hale getirmeyi hedefleyen Diyanet İşleri Başkanlığı böylece, vatandaş ile imamı cami dışında da biraraya getirmiş olacak. Mahalle imamı, ayrıca esnaf ve ev ziyaretleri de gerçekleştirecek. Hatta okula gönderilmeyen çocukların takibini yaparak onların, özellikle kız çocuklarının eğitimlerine devam etmesine katkıda bulunacak. Bu uygulama sayesinde, devletin zaten diğer kurumları aracılığıyla yapması gereken işlevleri üstlenecek olan imamlar sosyal hayatta daha çok söz sahibi olurken, sosyal konularda dini referanslar daha çok rol oynayacak.

Dinin rolü sistematik olarak öne çıkartılıyor
Alevi açılımında ve Kürt açılımında eşit yurttaşlık zemininde hiçbir ciddi adım atamayan AKP hükümeti, bunun yerine din temelli bir çalışma yapmayı uygun gördü. Toplumsal hayatta dini referansların güç kazanması için çeşitli adımlar atan AKP, hem Alevi açılımında hem de Kürt açılımında çözümü dincileştirmekte buldu.

AKP’nin geçtiğimiz dönem boyunca bunu sağlayabilmek için Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yetkilerini arttırdığı biliniyor. AKP iktidarı, geçtiğimiz Temmuz ayında resmi Gazete’de yayımlanan "Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na çok önemli yetkiler vermişti. Kendi personelini kendisi seçebilen birkaç kurumdan biri olan DİB, bu kanun düzenlenmesi ile televizyon ve radyo açabilme, internet sitelerini denetleyip gerekli gördüğünde kapattırabilme, basılı yayınları toplatabilme gibi yetkiler elde etti. DİB, bunların yanı sıra “aile imamlığı” ve “irşat ekipleri” gibi uygulamalarla da sosyal hayatta daha belirleyici bir duruma getiriliyor.

(soL - Haber Merkezi)