ABD gölgesinde olmaya onay

15 Temmuz tarihinde başlayan ve 4 gün süren “Türk Dış Politikası, Yönelimler ve Öncelikler” konulu Büyükelçiler Konferansı Sonuç Bildirgesi yayımlandı. 19 maddelik bildirge “ABD rotasında yola devam edileceğinin” teyid belgesi niteliğinde.

soL (HABER MERKEZİ) Dışişleri Bakanı Babacan'ın başkanlığında gerçekleşen ve yurt dışında görevli büyükelçiler, daimi temsilciler ve merkezde görevli büyükelçilerin katıldığı Büyükelçiler Konferansı 18 Temmuz günü sona erdi ve toplantının sonuç bildirgesi yayınlandı. 19 maddelik sonuç bildirgesinde ağırlıklı olarak, toplantıda ele alınan Türkiye'nin AB süreci, ABD ile ilişkiler, Ortadoğu, Irak, "terörle mücadele", Kıbrıs, enerji güvenliği ve Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi üyeliğine adaylığı konularına yer verildi. Konferansta ortaya konan ve bildirge ile kamuoyuna duyurulan görüşler, Türkiye'nin izlemekte olduğu ABD güdümlü dış politikanın büyükelçilerin de onayı ve katkısı ile devam ettirileceği yönünde.

Türkiye'ye dair "çağın gereklerine süratle ayak uyduran, uluslararası toplumu meşgul eden birçok konuda ileriye dönük önemli sorumluluklar üstlenen, sorunlu bir coğrafyanın güvenlik ve refahına katkıda bulunan, saygın, sorumlu ve işbirliği aranan bir aktör" olduğu değerlendirmesi yapılan bildirgede, Konferansın da dış politika gündemindeki temel konular üzerinde ayrıntılı ve derinlemesine görüş alışverişine imkan sağlayarak Türk dış politikasının uygulamasında işbirliği yapılan kurumlarla da eş güdümü güçlendirildiği ifade ediliyor.
ABD ile el ele Ortadoğu'ya "barış" götürmeye devam
"Türkiye-ABD ilişkilerinin her alanda geliştirilmesi yolunda yakalanan ivmenin önümüzdeki dönemde sürdürülmesinin" öneminin vurgulandığı bildirgede Türkiye-ABD ilişkilerinin bölge açısından taşıdığı öneme değiniliyor. Bildirgede bu önem "bölgesel-küresel barış, güvenlik ve istikrarın tesisi ve muhafazası" olarak tarif edilirken Irak konusuna geniş yer ayrılarak Türkiye'nin,"iç güvenlik ve huzurunu tesis etmiş, demokrat, müreffeh ve egemen bir Irak'ın uluslararası toplumda hak ettiği yeri alabilmesi için" her türlü gayreti sürdüreceği ifade ediliyor. Irak'ın toprak bütünlüğünün ve milli birliğinin korunmasına özel önem verilen sonuç bildirgesinde Kerkük'te bir siyasal uzlaşı yaratılmasının Irak'ın geleceği bakımından hayati önem taşıdığı vurgulanıyor. Bildirgede ayrıca PKK'nın Irak'ın kuzeyindeki varlığı ile ilgili neler yapılması gerektiğine de yer verlmiş. Ortadoğu başlığında Afganistan ve Pakistan'daki gelişmeler de bildirgede yer alıyor.
AB'ye katılım şart!
Türkiye'nin AB'ye katılımının stratejik bir hedef olduğunu vurgulayan bildirge AB ile ilişkili reformların devam ettirilmesinin öneminin de altını çiziyor. Bildirgede ayrıca, Türkiye'de kimi çevrelerin "çeşitli siyasal gündemler yaratarak katılım müzakerelerini yavaşlatma" çabasında olduğu ifadesine yer verilmiş.
Kıbrıs'ta müzakereler başlasın
Kıbrıs başlığında, Konferans'ta, Türkiye'nin 21 Mart 2008 tarihinde başlayan süreç çerçevesinde "Kıbrıs'ta kalıcı ve adil bir çözüm"e ulaşılabilmesi için kapsamlı müzakerelerin bir an önce başlamasına verdiği desteğin yinelendiği kaydediliyor. Ayrıca Kıbrıs'ta Türkiye'nin etkin garantisinin devam edeceği de ifade ediliyor.
Diğer ülkelerle ikili ilişkiler
Rusya Federasyonu ile ilişkiler başlığında bildirge, "çok boyutlu güçlendirilmiş ortaklık" temelinde süren bu ilişkilerin daha da güçlendirilmesi ve işbirliğinin geliştirilmesinin önemini vurguluyor. Bildirgede ayrıca Çin, Hindistan ve Japonya ile işbirliğinin arttırılması yönünde atılabilecek adımlara yer veriliyor. Bildirgeden, Konferans sırasında düzenlenen oturumlarda da Balkanlar, Avrupa, Güney Kafkasya ve Orta Asya, Doğu Asya ve Pasifik Bölgesi, Afrika ve Latin Amerika bölgelerinde yer alan ülkeler ile olan ilişkilerin değerlendirildiğini öğreniyoruz.
NATO'ya teşekkürler
Bildirgede ayrıca Türkiye'nin 56 yıldır üyesi olduğu NATO'nun, "Avrupa-Atlantik coğrafyasında ve ötesinde barış ve istikrara kapsamlı katkılarının devam ettiği" belirtiliyor ve "tehditlerin daha karmaşık ve küresel bir nitelik kazandığı 21. yüzyılda, güvenliğin bölünmezliği ilkesi doğrultusunda müttefikler arasında dayanışmanın muhafazasının daha da önemli hale geldiği" ifade ediliyor.