2014’e kalanlar

2013’e girerken, AKP’nin ODTÜ’nün aydınlık yüzüne ve mücadeleci birikimine yönelik saldırısı ODTÜ’yi ayağa kaldırmıştı da, akıl, kararlılık ve cesaretle verilen mücadele, hepimizin yeni yılda umudunu artırmıştı. Haksız değilmişiz. AKP’nin dayatmalarına karşı ODTÜ’den yükselen itirazın ölçeği, Haziran Direnişi ile katlanarak tüm ülkeye yayıldı. Milyonlarca yurttaş, günler boyunca özgürlüğüne, giderek daha fazla baskılanan yaşama hakkına, emeğine sahip çıkmak için dayanışmayla sokaklarda sesini yükseltti.

Kararlı bir şekilde sürdürülen direnişi bastırmak için AKP her türlü baskı yöntemini, yalanı, türlü senaryoyu devreye soktu, yine de önleyemedi halkın direnişini. Özgürlüğüne, bağımsızlığına, geleceğine sahip çıkan en güzel gençlerimizin hayatlarını çaldılar ayağa kalkan halkı cezalandırmak için. Ama o hayatlarını çaldıkları gençler şimdi her gün her yerde karşılarına çıkıyor, çoğalarak. Kimi zaman bir meydanda bir anıt oluyorlar, kimi zaman bir parkın adı, kimi zaman stadyumdaki binlerce taraftar. Kendileri gibi, yol arkadaşlarını satarlar sandılar ayağa kalkan halkı, gençleri, anaları. Yanıldıklarını çoktan anlamışlardır. Bugün milyonlarca genç, milyonlarca ana tanıyor Ethem’i, Ali İsmail’i, Abdullah’ı, Medeni’yi, Ahmet’i, Hasan Ferit’i, Mehmet’i. Onların resimlerde kalan güler yüzlerini aklımızda, kalbimizde taşıyoruz 2014’e.

Şimdi 2014’e girerken, ne çok pislik döküldü ortaya. 11 koca yıldır birlikte yol alanların, yol arkadaşlığı bozuldu, şimdi döküyorlar eteklerindeki taşları bir bir. Onların yol arkadaşlığı da bizimkine benzemiyor, pazara kadar her işleri. Öküz öldü ortaklık bozuldu, rant ve iktidar kavgası sardı dört bir yanımızı. 2013’ün son günlerinde ortaya dökülen bütün kirliliğin hesabı 2014’e kalıyor. Ama kim, kimin hesabını kesecek? 11 yıldır düzmece operasyonlarla, davalarla ülkeyi yönetenler, hakkını arayan yurttaşın karşısına şimdi üzerinde kavga ettikleri emniyet kuvvetlerini beraber gönderenler, hukuksuzluğu birlikte hukuk haline getirenler, 4+4+4’le, kitaplarıyla, yurtlarıyla akla, bilime dair ne varsa eğitimden silenler… Sahi siz buralarda, hep birlikte değil miydiniz?

Şimdi 2014’e girerken bunları hatırlama, belleğimizi diri tutma zamanı. Haziran’da ayağa kalkışın ardından ortaklığı bozanların kavgalarını izleyip, buradan medet umup, kısık ateşte ısıtılarak önümüze konan Gül’lere boyun mu eğeceğiz? Yoksa tıpkı Haziran’da yeter artık deyip, kendi gücümüze güvenip ayağa kalktığımız gibi, bu karanlık düzenin hesabını da ancak biz keseriz diyerek, 2014’ü gerçekten umut dolu bir yıla mı çevireceğiz? Yeni yıla girerken temel sorumuz budur. Hepimiz bu soruyu kendimize ve çevremize sorarak başlayalım yeni yılın bu ilk gününe.

Haziran’da ayağa kalkan milyonlarca yurttaşın, kaybettiğimiz arkadaşlarımızın, yaklaşık 200 gündür bilinci kapalı uyuyan Berkin’in uğruna mücadele ettikleri özlemleri ve değerleri, ABD’yle, cemaatlerle hesabı yapılan yeni Türkiye’ye sığmaz. AKP’nin tepe taklak yuvarlanarak inişe geçtiği şu günlerde, AKP’den kurtulmak adına, önümüze sağcıları, cemaatçileri kurtuluş reçetesi olarak koyanlar, Haziran Direnişi bu ülkede hiç olmamış gibi yapanlardır. 2014, Haziran’da ayağa kalkanların AKP’yi götürürken, bu kendini bilmezliğe vereceği cevapla ancak umut dolu bir yıl olacaktır. AKP’ye, yol arkadaşlarına vereceğimiz cevap kadar, halka bu ayıbı reva görenler de cevabını almalıdır 2014’de.

“Her şey bundan sonra farklı olacak.” Böyle söylemiyor muyduk Haziran’dan sonra. Eğer farklı olacaksa, yemeyelim bu önümüze sürülen oyunu artık. 2013’den 2014’e kalan, halkın geleceğini, AKP’den, cemaatten ve onların her türlü işbirlikçilerinden geri alması, oynanan oyunu bozmasıdır. Hepimize mutlu ve umutlu bir yıl olsun.