Toplu tecavüz

Karaman’da yaşananlar buzdağının bir kısmını ortaya çıkarsa da, bakmak ve görmek istemeyenler için münferit bir vaka olarak değerlendirildi. Oysa sorun Karaman ile sınırlı değil, ülkenin tamamı toplu bir tecavüz yaşıyor ama o kadar hissizleştiniz ki artık acıtmıyor.

Başbakan ve cumhurbaşkanı ile ilgili karikatür paylaştı diye işten atılanlar, barış bildirgesine imza koydu diye tutuklanan ve hücreye konan akademisyenler, bi kereden bir şey olmaz diyen bakanlar, bombalanan şehirler, evinin avlusunda vurulan insanlar, Soma’da müşavirin tekmesine mukavemetten ceza alan işçiler, cahillikten beslenen rektör yardımcıları vs. vs. saysan sayfalar yetmez. İnsan aklına, onuruna karşı işlenen sayısız tecavüz suçu var bu memlekette.

Tecavüz savaş suçu sayılıyor artık dünyada. Ama ülkemizde çocuk istismarının araştırılması için komisyon kurulması bile reddedilebiliyor. Bu normal değil. İnsan aklının doğal akışıyla bu kadar uyumsuzluk sürdürülebilir değil. Bu ülke bu şekilde yönetilemez. Ancak yoğun bir suçluluk ve savunma psikolojisi ile milletvekilleri böyle bir öneriyi reddedebilir, bakanlar tecavüzcülere sahip çıkabilir, gazeteciler tecavüzü meşrulaştırabilir. İktidar cenahındaki hiç kimse neredeyse sağlıklı düşünüp, sağlıklı tepkiler veremiyor. Kendilerine yarattıkları upuzun meşruiyet dünyasında yaşayıp gidiyorlar ama bu gerçek değil. Kocaman bir balonu hep birlikte üfleyip duruyorlar. Ama bu bir balon, eninde sonunda bir toplu iğneyle dahi olsa patlayacak.

Geçtiğimiz seçimlerde “aslında Tayyip olmasa AKP fena bir parti değil, anlaşılabilir” gibi bir hava vardı. Tayyipsiz bir AKP formülü, Arınç-Gül ekibi üzerinden hesaplar yapılmasına, Gül’ün başkanlığının onayına kadar gitti. Ama bırakın AKP’nin has kadrolarını, AKP’ye oy veren insanlar bile rehabilitasyonları için yıllarca uğraşılması gerekilecek kadar rahatsızlar. Tüm bunlar geçtikten sonra kandırıldık deyip işin içinden sıyrılmaya çalışacaklar ama değil.

Yaşadığımız günlerde akıl sağlığımızı, mücadele kararlılığımızı korumak bile başlı başına bir başarı. Reza Zerrab’ın ABD’de tutuklanması ile duyulan heyecan bana Çipras’ın seçim zaferi ile oluşan sevinci hatırlattı. Bu dönem, hızlıca ötesi berisi düşünülmeden yaratılan pop kahramanların yarattığı heyecanın hızlıca bir diğerine aktarılarak sürdürülmesi ile yaşanıyor. Çipras gibi yüzlercesi ise heyecanları söndükten sonra unutulup gidiyor. Geçenlerde ülkemize geldi yüzüne bakan olmadı.

Herkes eline ne alabiliyorsa, topluiğne, bıçak, çuvaldız ile balona dokundurmalı. Öyle yağma yok, bunu biz yapacağız, ellerimizle. Tecavüze karşı mücadele etmeden, tecavüzcüyle kavga etmeden akıl sağlığımızı korumamız mümkün değil. Eninde sonunda patlatacağız bu balonu. İnanın.