Kapadokya'yı yağmalama yasası çıkmak üzere

Kapadokya’nın gelişigüzel değil; tek merkezden, kontrollü bir biçimde ve istenilen kişilere, deyim yerindeyse nokta hedefle yağmalatılmasını sağlamak amacıyla hazırlanan bir yasa teklifi, 8 Mayıs günü Meclis Başkanlığına sunuldu.

Teklif, 9 Mayıs günü Sol Portal'da daha ayrıntılı işlenmişti.

Özetleyelim: Merkezi Yönetim Bütçesi dışında ne olduğu anlaşılamayan bir örgüt ve kimlerden oluşturulacağı belirsiz bir komisyon kuruluyor. Gelirlerinin, yaptıkları faaliyetlerden (?) ve sınırları içindeki belediyeler ile Nevşehir ve Ürgüp Ticaret ve Sanayi Odalarının bütçelerinden kesilecek paylardan ve kesecekleri cezalardan oluşması öngörülüyor. Vergi ve İhale Yasalarından da bağışık tutuluyor. Devlet memurları ile 2547 sayılı Yasaya tabi akademisyenler ancak sözleşmeli statüye geçmeyi kabul ederlerse atanabiliyor.

Devlete ait bütün yetkiler, Kamu kurumu olduğu bile kuşkulu böyle bir yapıya devrediliyor.

Ne tür yetkiler mi? Sayalım: Kapadokya Alanı içinde, her tür ve ölçekteki imar planı yapma ve uygulatma yetkisi; 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasasıyla öngörülen ve koruma kurullarınca kullanılan SİT dahil bütün yetkiler; 5393 sayılı Yasayla belediyelere tanınan yetkiler… Alan içinde kalan ormanları, milli parkları yönetme yetkileri…

Alan Başkanlığının egemenlik alanında Gülşehir, Avanos, Ürgüp, Derinkuyu olmak üzere 4 ilçede 9 belde, 21 köy yer alıyor. Bunlar kesin değil; Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle çoğaltılabilecek.

Dahası, kamu kurum ve kuruluşları, özel mülkleri bile olsa, Alan Başkanlığından izin almadan “çivi bile çakamayacaklar”

Kısacası, hem yeni bir örgüt kurularak Cumhurbaşkanına kullanabileceği yeni yetki alanları açılıyor; hem de ölçüt, ilke, sınırları belirlenmediği ve görev tanımı yapılmadığı için kullanabileceği yetki alanı daraltılmamış oluyor. Yasalaştığında, Kapadokya Alanı, Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle istenildiği gibi yoğrulabilecek.

Böyle bir Yasayı kabul etmeden “seçim tatiline” çıkmak istemediler.

Süreç öylesine hızlı gelişti ki; dikkatlerin İstanbul seçimlerine odaklanmasının da etkisiyle kimse farkında bile olmadı.

8 Mayıs günü Meclis Başkanlığına sunulan Teklif 10 Mayıs Cuma günü Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda -verilen aralar dahil- 2,5 saat içinde aynen kabul edildi.

Komisyon görüşmeleri sırasında başka gerçekler ortaya çıktı. Meğer, nasıl bir örgüt kurulacağı, Alan Komisyonunun kimlerden oluşacağı konularını düzenleyen bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi taslağı hazırlanmış ve bölgedeki turizm şirketlerine gönderilip görüşleri sorulmuş. Nevşehir milletvekillerinden bile saklamışlar…

Komisyonun 13 Mayıs Pazartesi günü düzenlediği rapor aynı gün Milletvekillerine dağıtıldı. Dağıtılmasının üzerinden 48 saat geçmedikçe genel kurulda görüşülemeyeceğinin öngörüldüğü İç Tüzük kuralı, bir önergeyle aşıldı. Aynı önergeyle temel kanun olarak görüşülmesine karar verildi ve 14 Mayıs Salı günü görüşülmeye başlandı.

İlk gün Kapadokya’nın tarihi, kültürel dokusu, UNESCO, Dünya mirası, turizm cenneti gibi güzellemelerle geçti. Bütünü üzerindeki görüşmeleri saat 19.30’da bitirip bıraktılar.

Bugün saat 14’de yeniden toplanıyorlar, bu kez maddeler görüşülecek. 30 Nisan günü, yasa teklifleri dışında bir şey görüşmeme kararı alıp gündemi boşalttıkları için denetim ve benzeri konularda zaman harcamaksızın hemen başlayabilecekler.

Teklif 12 maddeden oluşuyor. İki bölüme ayırdılar. Maddeler üzerinde gruplar adına 3-5 dakika konuşma hakkı tanınıyor. Akşama kalmaz kabul edilmiş olur.

İşin en kötü yanı ne biliyor musunuz? “Muhalefet milletvekilleri” de yasanın Alanı korumak amacıyla çıkarıldığını düşünüyor ve Ihlara vadisi ile Güzelyurt bölgesinin neden dışarıda bırakıldığını soruyor.