Bir Mayıs günü bırakıp gittin

Çok özel bir hikayesi olan şu aşağıdaki fotoğrafa bakın lütfen.

1930’ların ikinci yarısına doğru Yunanistan büyük bir krizin içine sürüklenir. Mübadele ile gelen milyonlarca emekçiyi düzenin içine yediremeyen ve iktisadi bir bunalım yaşayan Yunanistan’da burjuva demokrasisini sürdürmek mümkün değildir. İşçiler ve köylüler ayağa kalkmış, Yunanistan Komünist Partisi (YKP) parlamentoya girmiştir. Burjuvazi –kulağa hiç yabancı gelmiyor- cumhuriyeti alaşağı eder ve Kralı geri çağırır. Ancak monarşi de yetmeyecektir, diktatörlüktür düzeni tatmin edecek olan ve Metaksas’ın diktatörlüğü kendini gösterir.

Türkiye burjuva devriminin kökenlendiği başlıca kentlerden olan Selanik, geçen yüzyılda, bugün hala dünyanın en diri işçi sınıfı hareketine sahne olan Yunanistan’ın ilk büyük işçi ayaklanmalarına yataklık etmiştir.

1936 Mayıs’ında Selanik tütün işçileri, sonra tekstil, sonra ayakkabı yapımcıları ücret artışı ve sosyal güvenlik talebi ile greve giderler. 8 Mayıs’ta kitle gösterisine polis şiddetli bir şekilde saldırır. Grevler bütün ülkeye yayılır. 9 Mayıs’ta Selanik’teki büyük işçi yürüyüşüne Metaksas’ın polis ve askerleri ateş açarlar. 30 işçi öldürülür, 300 kadarı yaralanır.

Fotoğrafta görülen Tasos Tusis ilk öldürülen işçidir. Arkadaşları bir kapı söküp bedenini üzerine koyarlar taşımak için ama saldırı bütün şiddeti ile devam etmektedir. Annesi sokakta yalnız yatan oğlunun başına gelir, feryat eder.

Halen YKP’nin yayın organı olan Rizospastis’de bu fotoğraf basılır. Yannis Ritsos henüz 27 yaşındadır ve iki sene önce komünist partisine yazılmıştır, fotoğrafı görür ve annenin ağzından bir ağıtı kaleme alır. Efsanevi şiir “Epitafios” 324 satırıyla böylece ortaya çıkacaktır. Metaksas yasaklanan bu şiirin kitabını Atina’da Zeus tapınağında yaktırır.

Ritsos şiiri 1958’de Teodorakis’e yollar. Epitafios Teodorakis tarafından bir halk müziği şeklinde bestelenir. Ancak kulaktan kulağa söylenen bu şarkılar 1974’e kadar Yunanistan’da yasaklı kalacaktır.

Cevat Çapan şiirin bir bölümünü neyle ilişkili olduğunu anlatmadan çevirmiş, onun da küçük bir kısmı aşağıda:

“Bir mayıs günü bırakıp gittin beni, seni o mayısta

yitiriyorum,

o sevdiğin bahar mevsimi, yavrucuğum, çatıya çıkıp

güneşler içindeki damdan insan dolu dünyaya

baktığında,

gözlerin sağamıyordu bir türlü susadığın o aydınlığı.

….

Bak şimdi, yeniden kalktım, dimdik ayakta

durabiliyorum;

sevinç dolu bir ışık, yiğit oğlum, yerden kaldırdı beni.

Sen şimdi bayraklardan bir kefene sarıldın, artık uyu

yavrum,

ben de sesini içimde taşıyarak kardeşlerine gidiyorum.”

Geçen hafta işçi ayaklanmasının 80. yıl dönümünde Selanik’te YKP tarafından düzenlenen anmada Epitafios binlerce kişiye seslendirildi.

Adeta şöyle deniyordu: Krallar, faşistler, diktatörler, katiller eninde sonunda yenilir.

Zafer; direnişleri, annelerin ağıtlarını, şiirlerimizle, şarkılarımızla bayraklaştıranlarındır.

Şimdi sıra biraz zaman ayırıp şiiri ve besteyi Maria Farantouri’nin ölümsüz sesinden dinlemeye geldi. Üstelik Ritsos ve Teodorakis birlikte gözüküyorlar.