Velev ki başkan valisi

Erbil Tuşap'in “Velev ki başkan valisi” başlıklı yazısı 26 Şubat 2013 Salı tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

DİKTATÖR YARATMA ARACI: İktidarın onuncu yılında “adaleti iktidarın hizmetine sunan yargıç ve savcılar” için “bu köşeden” söylenecek söz kalmadı. Meclis kürsüsünden yapılan ve büyük alkışlarla karşılanan “Anayasa Kuran-ı azim-üş şandır” tebligatından sonra “hukuk devletinin kanun devletine dönüşmesinin” önündeki engeller temizlendi. Böylece İslam ideolojisi karşısında bağımsızlığını yitiren hukuk, “diktatör yaratma” aracı düzeyine indirgendi. Rejim birinin “demokratik bir İslam devleti” olma sözüne, ötekinin “yargıç değil ulema” özlemine yelken açtı.

Ömer Dinçer’in “Bugüne kadar alıştığımız valiler bizi geleceğe taşımayacaktır..” işaretiyle ivme kazanan yıkımın ilginç bir kaynağı ve korkulu bir güç olarak yaşamı yönetiyordu. Vardı. “Türkiye İslam Cumhuriyeti” rüzgarına kapılan yargıç ve savcıların “eylemini görmediği, söylemini duymadığı” işbaşındaki valiler, “velev ki başkan” dönemine kilitlenmişti.

İnanması güçtü ama Abdülkadir Aksu’nun ikinci İçişleri Bakanlığı döneminde, “Atatürk’ün büstünü 10 Kasım günü vinçle söktüren”, “tekke ve zaviyeleri açan”, “Alevi köylerine cami yaptıran” Çorum, Konya ve Tunceli valileri çoktan unutulmuştu. Ama şimdilerde Sivas, Erzurum, Konya ve Malatya valiliklerinin internet sitelerinde Atatürk resimlerinin kaldırılması, manşetten sekiz sütun haber oluyordu.

***

ANKARA ADANA AMASYA: Öyküsü dünde kalan Bingöl, Aksaray, Kırklareli’den sonra Adana’nın da “vukuatlı valilerinden” biri olan Hüseyin Avni Çoş dururken Ankara da Cumhuriyeti “Cumhuriyet’in ilan edildiği yerde” ilk Meclis binasının önünde kutlamayı yasaklayan Vali Alaaddin Yüksel’e “kime hizmet” demekten başka sözüm yok.

Çoş’a gelince millitvekillerine gönderilen “aleyhine yazılan mektupları ele geçirmek” için gece yarısı ev baskını yaptırmak, Adana’nın deneyimli valisine yakışmıyordu. Kırklareli Valisi’yken bir kadın doktora tacizde bulunduğu iddialarıyla gündeme gelmişti. Aydın Valiliği sırasında da CHP’li Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na “siyasi taciz” iddialarıyla gündemdeydi.

Amasya Valisi Cemalettin Lekesiz, Hatay’a atanma haberini ve veda mesajını Cuma hutbesinde okutuyordu.

***

BOLU BURSA BİTLİS: Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar, Abant’ta “Fethullah Gülen’in kürsüsünden” silahlı kuvvetlere hakaret ediyordu.

Bursa Valisi Şehabettin Harput, İçişleri Bakanı Aksu’nun 1990 yılında hacı olmasını yararlı gördüğü valiler arasındaydı. Urfa valiliği sırasında Harran ovasını imam tarlasına çeviren Harput, İznik gölünde kaybolanların aranmasının geciktiğini söyleyen bir gence “Siz devletten hesap mı soruyorsunuz? Kimsenin devletten hesap sorma hakkı yoktur” diyerek, kimin valisi olduğunu gösterecekti.

Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz, 2009 ve 2011 yerel seçimlerde akepe’ye çalışıyor, oy istemek için il Emniyet Müdürdü ile birlikte esnaf ziyaretleri yapıyordu.

***

ORDU KAYSERİ ARTVİN MUŞ: Ordu Valisi Ali Kaban, cami tuvaletlerindeki pisuvarları “dinen” uygun olmadığı için söktürüyordu. Vali Kaban, bir gün sonra, Mustafa Kemal’in “çağdaş uygarlık çağrısını” saçma bulduğunu açıklayacaktı.

Kayseri Valisi Şerif Yılmaz, “Ben Başbakan’ın adamıyım” diyerek, İl Özel İdaresi Genel Sekreterini, Cumhurbaşkanı Gül’e yakınlığı nedeniyle açığa aldı. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı‘nın zarara uğratıldığına ilişkin davada Kayseri’nin eski valileri Mustafa Yıldırım, Nihat Canpolat, Osman Güneş, Mevlit Bilici hakkında görevi kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunulmasını istendi.

Artvin Valisi Cengiz Aydoğdu, “Turizmin Müslüman-Türk kültürünü bozacağını” savunuyordu.

Tunceli Valisi Mustafa Yaman seçim öncesi elleriyle beyaz eşya dağıtıyordu.

Muş Valisi Ali Çınar, havaalanında Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın ayakkabılarının tozunu almaya kalkışıyordu.

“Velev ki başkan” döneminin bürokratik insan malzemesinin kalitesi, “Velevki başkan rejiminden” sanki daha korkunçtu.