Sivas alevi...

YÜZYILIN AYIBI: Yaşadığım ve yazdığım sürece elimi her yıl Sivas’ın alevine uzatacağım. Sivas’ta diri diri insan yakanları savunan kalemlerin iktidar hırsıyla harmaladıkları kin, öfke, intikam yazılarını yüzlerine vuracağım.

Kendileri gibi düşünmeyenlerin, kendi değerlerine uymayanların “katlini vacip...” gördüklerinden, o günden beri, o yüz kızartıcı alevler hiç umursanmadı.

“Kafir ve müşrik...” diye tanımladıkları “murdar ve necis...” diye ilan ettikleri insanları yakmanın “dini gerekleri...” üzerinde konuşuldu.

Yüzyılın en büyük ayıbının üstü örtülmeye çalışıldı. Sivas yangınını kınamaya/ eleştirmeye / mahkum etmeye asla yanaşılmadı.

Şeriat yanlılarının faşist sürülere karıştığı yakmalı / yıkmalı / öldürmeli yılların unutulacağını sandılar. Unutmayan insanlar olduğunu unuttular...

Dün korku içinde yürüdükleri yolda bugün güven içinde yürüyorlar. Dün iktidar karşında mazlumdular, bugün iktidar yanında mağrurlar.

* * *

HEKİMOĞLU İSMAİL: “Sivas olayı yok. Alevi-Sünni meselesi de yok. Sadece ve sadece Aziz Nesin olayı var. Rus Ateist Cemiyeti’nin mensubu gibi Sivas’ta konuşan Aziz Nesin ve onu davet edenler, bu olayın mesulüdürler” (Zaman, 4 Temmuz 1993)

[Cemil Çiçek’e göre 60’lı yıllarda “devlet tarafından kurulan ve devlet adına çalışan”(Yeni Şafak, 17 Haziran 2002) Yeniden Milli Mücadele Teşkilatı’nın eski üyelerinden olan Taşgetiren, bugün çözüm süreci organizasyonunun Akiller grubu Orta Anadolu sorumlusu.]

SADIK ALBAYRAK “Böyle giderse bunlar Sivaslıyı on mislisi ile İstanbul’da da karşılarında göreceklerdir. Bu Allahsız ve dinsiz kişiler böyle giderse Hz. Ali’nin Zülfikar’ını karşılarında bulacaklardır” (Milli Gazete 6 Temmuz 1993)

[Necip Fazıl Kısakürek’in öncülüğündeki Büyük Doğu Fikir Kulübü’nün 100 üyesinden biri. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan’ın kültür danışmanı. Başbakan Erdoğan’ın dünürü. Berat’ın babası, Esra’nın kayınpederi]

İSMET ÖZEL: “Aklıma takılan şu: Aziz Nesin gibilerinin kendilerini güvenlikte hissetmeleri için, Sırp (veya Grek, Ermeni, Rus veya Amerikan) uçaklarının Sivas semalarında görmeleri mi gerekiyor? Giderek olayların, Türkiye’de yaşayan insanları şöyle bir tercih karşısında bırakmaları ihtimali kuvvet kazanıyor: Ya Müslüman Türkiye veya hiç!” (Milli Gazete, 8 Temmuz 1993)

[Bir zamanların solcu ozanı İsmet Özel, Madımak katliamı için yaptığı bu yorumundan 16 yıl sonra örnek bir dönek olduğunu kanıtladı. Özel’e göre Alevilik “sapkınlık”, Aleviler “sapık”, kirli insanlardı. “Dağda yaşayan” dağlılardı. “Haçlı ordularından arta kalan” artıklardı. (25 Aralık 2009)]

ABDURRAHMAN DİLİPAK: “Aziz Nesin’in Müslümanlara yönelik sözlerini kabul etmek mümkün değil. Bu olaylar Alevi-Sünni, laik- Müslüman çatışması da değildir. 150 kişilik ideolojik kökenli bir grubun örgütlü işidir. İslamcılara mal edilmesi üzücüdür. Dini sloganların atılması, atanların İslamcı olduğunu kanıtlamaz” (Milliyet, 6 Temmuz 1993)

[“Dinde zorlama yoktur, fakat İslam’da vardır” diyen Dilipak’a göre İslam demokrasiyle, liberalizmle, rasyonalizmle açıklanamaz. İslam şeriatı örtünmeyeni, oruç tutmayanı cezalandırıyor. Ayrıca 18 yaşından sonra dinden çıkan Müslümanın öldürmesine cevaz veren kural da var. (28 Aralık 1986)]

AYHAN SONGAR: “Pir Sultan Abdal, muannit bir Türk ve Osmanlı düşmanı. İşi gücü, zamanında İran ve Osmanlı devleti arasındaki ihtilafı körüklemek ve Anadolu halkının tahrik etmek. Onu kalkıyor ‘halk ozanı’, ‘mutasavvıf şair’ diye gösterip, adına şenlikler düzenliyoruz. Sonra da, her yanı ile ne olduğu belli olan Aziz Nesin’i getirip orada konuşturuyoruz. (Türkiye, 6 Temmuz 1993)

[HZİ Vakfının Başkanı Prof. Turhan İtil’in yürüttüğü “Türk Teröristleri Üzerinde Araştırmada “Terörsitlerin 40 yaşına kadar cezaevlerinde tutulmasını öneren” tıb doktoru. (11-12 Ekim 1983) İstanbul Metris Cezaevi’ndeki siyasi tutsaklar üzerinde uluslararsı ilaç tekelleri için deney yapan bilim adamı. (16 Mayıs 1985)]

MEHMET METİNER: “Resmi ideolojinin 70 yıldan beri kendisine tehlike olarak gördüğü iki şey var: Bölücülük ve şeriatçılık. Olaya askerlerin müdahalesini sağlamak için Kürt sorunu yeterli değil, bir de Şeriat tehlikesinin yeniden hortlatılması gerekiyor. Sivas olayı bu açıdan bir provakasyondur” (EP,11-18 Temmuz 1993)

[Siyasi gemişi defolu bir akepe milletvekili. Üç derginin yayın yönetmeni, iki partinin RP ve FP’nin genel başkanı danışmanı. 12 Eylül öncesi ülkücü. 12 Eylül sonrası HADEP’te genel başkan yardımcısı. 1. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığının 1983/106 esas sayılı iddianamesinde Abdi İpekçi’yi öldüren Mehmet Ali Ağca’nın Maltepe Askeri Cezaevi’nden firarına yardım edenler arasında Mehmet Metiner adı da var.]

* * *

RASTLANTI MI: Dün Madımak’tan yükselen insan alevlerini tanrı buyruğu sayan bu kalem erbabının, bugün Gezi direnişinden yayılan isyan ateşini söndürmeye çalışan zorbalarla el ele gönül gönüle olması rastlantı mı? Hayır değil. Sivas alevleri onların katkılarıyla büyüdü. Dahası yeni alevler onların kin ve öfkesiyle gelecek. Unutmayalım, unutturmayalım.

Kısaca biz biz olalım “yukarıda adı geçen zevatı..” demokrasinin olmazsa olmazları..” arasında saymayalım.