Mafyöz-2

“Sabah baskınında polis bir bankacının evinde koynunda 4,5 milyon dolar besleyen bir ayakkabı kutusu yakaladı. Bir başka evin yatak odasında para sayma makinesi ele geçirildi. Bir malikhanede depolanmış nakit servet baskın heyecanıyla ona buna şuna dağıtılıp heba edildi. Son 2,2 katrilyon elde kaldı, yazık oldu.”

Büyük bir ayıbı anlatan bu satırlar, dünyanın her yerinde insanı mafyöz ilişkiler batağında çırpınan bir siyasi partiye götürür. Orada “Allah’ın işine karışılmaz...” diyen örgütsüz bir halkın seçtiği “soygun ve vurguna..” koşullanmış örgütlü bir iktidar vardır.

Bu ilişkileri anlatan öykülerden biri yıllar önce Saygı Öztürk ve Sezai Şengün’ün haberiyle başlamıştı.

Vali beye göre Vakıfbank Valide Sultan Şubesi’nde tuhaf şeyler oluyordu:

“Eski İstanbul Valisi Erol Çakır, Başbakanlık makamına 9 Nisan 1999 tarihli ve ‘çok gizli’ damgasıyla bir bilgilendirme yazısı göndermiş, bu resmi yazıda dönemin İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’ne ait paraların nasıl kullanıldığına dair şu ifadeler yer almıştır.

… Her ay yaklaşık 3-4 trilyona yakın paranın Fazilet Partisi’ne yakın firmalar tarafından havuz hesaplarına aktarıldığı, bu hesaplardan da adı geçen partinin kuryeleri vasıtasıyla partiye ve Recep Tayyip Erdoğan’a gittiği…

... Paraların Vakıfbank’ta açılan bir hesapta toplandığı, buradan da denetimi imkânsız kılmak için birçok hesapta dolaştırıldıktan sonra Fazilet Partisi’ne yakın firma ve şahıslara aktarıldığı, Akit (şimdiki Vakit), Yeni Şafak ve Kanal 7’ye devamlı kaynak aktarıldığı... Büyük miktarlarda naylon fatura keserek karşılıksız trilyonlarca lirayı parti ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın güvenilir şahıslara verdiği duyumları alınmıştır.”(Star, Temmuz 2003)

750 MİLYON DOLAR
Bu haber yıllar içinde hiç eskimeyecek, Ahmet Erhan Çelik, Necati Doğru, Melih Aşık, Yalçın Bayer, Tuncay Özkan ve son olarak Soner Yalçın gibi gazetecilerin katkılarıyla günümüze dek sürecekti:

“RecepTayyip’ten Kadir Topbaş’a İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ve bağlı şirketlerin hesapları Valide Sultan Şubesi’ndeydi. Şubenin eski müdürü Maksut Serim, başbakanlık örtülü ödenek hesaplarının başına getirildi. Onun yerine gelen Bilal Karaman Vakıfbank Genel Müdürü oldu. Bankanın Frankfurt şubesi Deniz Feneri’ne “gemi alması” için kredi verdi. Almanya’da tarihin en büyük dolandırıcılığı olan Deniz Feneri Türkiye’de Adalet Bakanlığı koltuğuna oturtulan üç imamın müdahalesiyle aklandı.”

Nasıl ama?

Hayat devam ederken Bay Tayyip’in damadı Berat Albayrak’ın ortağı olduğu Çalık Grubu medya yatırımı yapmak istedi. Aile kayırmacılığı numarasıyla TMSF’ el koyduğu ATV ile Sabah iki kamu bankasından verilen 750 milyon dolar krediyle Çalık Grubu’nun oldu. Kredi sorunu Vakıfbank Genel Müdür Yardımcılığı görevinden istifa ettikten sonra Çalık Yatırım Bankasının genel müdürlüğüne getirilen Önder Halis Demir’in üstün zekasıyla çözüldü.

Damat Berat TMSF’den aldığı ATV ve Sabah’ı Vakıf Bank ve Halk Bank’tan alacağı krediye teminat olarak gösterdi. Kamunun malına kamunun parasıyla sahip olundu.

BaşbakanlıkTeftiş Kurulu Başkanı Mutalip Ünal soruşturma oluru aldıktan 8 gün sonra daha iyi bir görev olan BDDK üyeliğine atandı. Sonrası malûm. KYOK. İyi de KYON ne? Onu da siz bulun.

Nasıl ama?

İSEGEV’den TÜREGEV’e
Bitmedi. Mafyöz ilişkilerin son perdesini Bay Tayyip “TÜRGEV’den dolaşıp bana gelmek istiyorlar” dedikten sonra Soner Yalçın yazdı:

“Harun Karaca, danışman, dün irtikap, zimmet, ihalelere fesat karıştırmak, görevi kötüye kullanmak, özel evrakta sahtekarlık ve kamu kurumlarını dolandırma suçlarından sanık. Bugün akepe milletvekili. Çünkü ihaleleri Harun Karaca inceler ve ihale alan firmalardan yüzde3-5 oranında aldığı komisyonun belediyeye yakın olan vakıflara veya başka birimlere bağış yapılmasını sağlardı.”

Bu ifadenin sahibi 2001’de İSEGEV( İstanbul Eğitim ve Gençliğe Hizmet Vakfı) yönetim kurulu üyesi Ahmet Ergün.

O Ergün bugün Bilal Erdoğan, Esra Albayrak, Serhat Albayrak, Reyhan Uzuner, Ziya İlgen gibi aile bireylerinin kurucusu olduğu TÜRGEV (Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı) yönetim kurulu başkanı . Rastlatı bu ya Ahmet Ergün de Harun Karaca da Vakıfbank Valide Sultan Şubesi eski çalışanlarından.

Harun Karaca ile büyük ayıbın yıldızlarından Ali Ağaoğlu’nun rüşvet ilişkisi “İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde” kayda geçti. Ağaoğlu’nun Etiler polis okulu arazisi için TÜRGEV’e yüklü bağış yaptığı söylendi.

Süreç içinde batağa giren ATV ve Sabah’ın yeniden satılıp damat beyin yeniden kurtarılması durumu zuhur etti. Adının açıklanmasını istemeyen bitirimin ciğerinden gelen kulağı kesiklerden birinin olaya el koyup “inşaat şirketlerinden ihale karşılığı topladığı paranın” bir havuzda toplanmasına aracılık ettiği duyuldu.

Ne kadar mı? Onu da siz bulun.