Gün gelecek...

24 Haziran 2013 Pazartesi tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

OLEY BİBER GAZI: Tarihin değişmez kuralı bu. Çaresi yok, bu bedel ödenecek. Halkını birbirine kırdıran, ülkesinin gençlerine tuzak kuran, onları kelepçeleyip zincire vuran, bilimi ve sanatı aşağılayan, hukuksuzluğu hukuk sayan, ağzından çıkanı yasa sanan, yalanı doğru gibi sunan, savcıyı ve yargıcı memuru yapan, savunmayı dilsiz kılan, hırsızlık yapan, çalıp çırpan, ikiyüzlülüğü beceri, ihaneti işbirliği sanan devlet ve siyaset adamlarının tümü tarih önünde hesap verdi, bedel ödedi. Bedel ödeyenleri anımsamanın tam sırası.

Mussolini’li, Hitler’li, Franco’lu yıllar çok uzak. Salazar’ın Portekiz’i, Pinotche’nin Şili’si, Vidala’nın Arjantin’i daha dün gibi. Tarih halklarına Taksim, Kuğulu, Gündoğdu benzeri acılar yaşatanların üstüne nasıl çizik attıysa, yine aynı şey olacak. Dün bugünü, bugün yarını kovalayacak.

Hiç kimsenin kuşkusu olmasın bugünlerden geriye, yarına koşanlarla, yarınlar için savaşanlar kalacak.

Yarınlar yüzüne gaz sıkıldıktan sonra gökyüzüne “oley biber gazı...” diye haykıran genç insanların ellerinde biçimlenecek, omuzlarında yükselecek.

***

DESTEBİLİTASYON: İnanmayan tarihin sayfalarını şöyle bir turlasın. O dillere destan yüzde 50 denilen büyük yalanın seçim sath-ı mailine sızan abede büyükelçisinin teknik desteğiyle sağlandığını anımsasın.

akepe’li bir babayiğit varsa Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara’daki büyükelçisi “destebilitasyon uzmanı” Eric Edelman’ın Yüksek Seçim Kurulu’na “bir” değil tam “iki” kez yaptığı ziyaretin nedenini açıklasa.

Birileri çıksa çarpıtmaya, saptırmaya ara verse, “Beyler bu vatana nasıl kıydınız” sorusunu adam gibi yanıtlasa.

Bir seçimde baraja takılan partiler 13,5 milyon, iktidar partisi 10,8 milyon oy aldı. Bir seçimde seçmenin yüzde 34.4’ünün oyunu alan iktidar partisinin oy oranı yüzde 46,6 olarak açıklandı. Çöplüklerden onbinlerce sahte oy bulunan seçimler kimseyi rahatsız etmedi. 4 milyona yakın mükerrer ya da sahte oy iddiası bile araştırılmadı.

Son yüzyılın diktatörlerinin çoğunu iktidara getiren seçimlerde de benzer şeyler yaşanmadı mı? İtalya’da, Almanya’da, İspanya’da, Portekiz’de, Arjantin’de, Şili’de onbinlerce yurtsever, oy veren ama “görmeyen”, oy veren ama “duymayan”, oy veren ama “konuşmayan” seçmenlerin kurbanı olmadı mı?

***

BİR BESMELEYLE: Yarınlar tazyikli suyuyla asfalta yapıştıktan sonra TOMA’nın önünde şaha kalkıp özgürlük, bağımsızlık, demokrasi isteyen genç insanların olacak.

İnanmayan ülkenin alanlarını sokaklarını şöyle bir dolaşsın.

Söylenmedik yalan, sömürülmedik iman, aşağılanmadık insan bırakmayan akepe’nin alanlara taşıdığı yandaşlarını “besmele, lahavle” ile kışkırtan, “ya fettah ya sabır” ile saldırtan ve de en güçlü silahı “Allah” ile korkutan siyasetinin gerçek yüzünü görsün.

akepe’li bir babayiğit varsa Yeşil Kuşak’tan, Türk İslam sentezine, oradan Ilımlı İslam’a Türkiye Cumhuriyeti’nden Türkiye İslam Cumhuriyeti’ne, oradan Federasyon tartışmasına en sonunda bugüne Türk-Kürt İslam Konfederasyonu’na nasıl gelindiği anlatsa.

Birileri çıksa, yalandan yanlıştan vazgeçse “Beyler bu vatana nasıl kıydınız” sorusunu adam gibi yanıtlasa.

Kaçma göçme olmayacak. Bu sorular tek tek yanıtlanacak. Çaresi yok. Hesap çıkarılacak. Bedel ödenecek.

Gün gelecek, çarh düzüne çevrilecek gün gelecek, sual sorulacak.