Zamlar geliyor

Hakaret, şantaj, tehdit... sabit ücretle mitinglere katılıma biçilmiş sabit ücretler, tabii rüşvet falan... ardından sahte oy pusulaları, satılık oylar, çalınmış oylar, yakılmış oylar...

Sonuçta, mecliste sandalyesi olan partilerden kazanan biri yok. AKP dişle tırnakla ve ustalık kazandığını bildiğimiz yolların tğmpğnp kullanarak aldığı oydan fazlasına el koydu. Geri kalanlar da zaten Haziran ayaklanmasından bu yana, özellikle seçimler öncesinde AKP'ye karşı etkin bir muhalefet yürütmekten çok, onun meşruiyetine halel gelmemesi için çaba harcamışlardı. “Solun oylarını bölmeyin” havasında sol seçmene şantaj yapan CHP, kendi kendisini bölüp, kaç parçaya ayırdı, gitti faşistlerle ittifak kurdu. Fakat ben ne diye yazıyorum, herkesin bildiği şeyleri?

Ama herkesin bildiği bir şeyi daha yazmadan geçemem: Bu seçimlerde komünistler Türkiye'de tarihe geçecek bir zafer kazandılar. İlk kez bir Komünist Partisi adayı seçimlerden muzaffer çıktı. Selam olsun Ovacıklılara ve TKP ile omuz omuza veren DHF'ye!

Aslında ben bu satırları yazarken, Tayyip Erdoğan'ın „ileri demokrasi“sine uygun seçimleri henüz arkada bırakamamıştık. İtirazlar, itirazlara itirazlar yeniden sayılacak oylar falan derken, ilk zam haberi medyaya düştü. Oy, oy, sırada daha ne zamlar var, oy anam oy!

Kastettiğim, eletriğe, benzine, ota, ete, süte zam değil.

Tayyip, iktidarını pekiştireceği bir çıkış kapısı aralayamadığının bilincinde. Onun için, can havliyle yalanlarına, tehditlerine, baskılara, “zam” yapacak. Polisi kimyevi silahlarla saldırılarına “zam” yapacak. Balkondan dünyaya ilan etti: Suriye ile savaş halindeymişiz. Bu savaşa da “zam” yapacak. Kuşkusuz başkaca “zamlar” da vardır hesabında.

Tabii iktidarının elverdiği ölçüde.

Ancak iktidarının ölçüsü ne olacak? Elinin altında olduğunu sandığı devlet aygıtı yönetilemez duruma gelmiş, sistem çökmüş. Kurt kuzuya karışmış. Bu arada partisinden kopmaların arkası ne kadar uzayacak bilinmez. Cemaate öylesine yoğunlaşmıştı ki, kendisi de “ininize gireceğim” diye üfürdüğü cemaatin inine sıkışmış vayiyette. Yolsuzluk soruşturmaları da bir yanda yürüyor. Ona oy verenler bile, “çalıyor ama çalışıyor” diye, “benim hırsızım iyidir” diye oy vermiş. Türkiye'dekiler bir yana, İran'da yolsuzluk izini sürenlerden Türkiye'ye doğru, yakında fırtına yaratabilecek rüzgarlar esiyor.

Uluslarası planda kredisini yitirmiş. Kalan da yakında sıfıra inebilir. Katar'a falan güveniyorsa aldanır. Onlar da kendisi gibi ABD'nin taşeronları. Dünya hali bu, belli olmaz. Onun Esad'a yaptığını, yarın Araplar da ona yapıverir!

Bu koşullarda iktidarının ölçüsü ne olacak? Diktatörlüğüne “zam” mı yapacak? Seçimler sırasında partisindeki yöneticileri insan yerine koymadı, elinin tersiyle itti. Çevresinde zaten parmakla sayılacak kadar az olan “kişilik” bırakmadı. Balkonda karısıyla şaibeli oğlundan başka kimsenin elinitutamadı. Bunlar tek başına diktatörlük yolunda yürümeye çalıştığının göstergesi olabilir mi? Diktatörler bile çevrelerinde sağlam bir kadro olmaksızın yol alamazlar. Kedici bakan gibilerle mi yürüyecek o yolu? Yoksa, yumuşak geçişten yana olan muhalefet partilerinin yeni baştan kendisine meşruiyet kazandıracağına, takkeli hocayla arabulucuların bir çözüm bulacağına, ABD'ye bir kez daha “deliğe süpürme” diyecek birinin gideceğine falan mı güveniyor?

Bor'un pazarı geçti, Niğde'de de ne olacağı belirsiz. Ama müneccim olmaya gerek yok: Toplumdaki gerilim de “zam” görecek.

Hangi partiye oy vermiş olursa olsun, halkın en azından yurttaşlık bilincine varmış kesimini karşısına almış. Seçim sandıklarının başında bekleyen binlerce insanı iyi okumak gerekir. Bugün oylarına sahip çıkmaya çalışanlar da AKP karşıtlığına “zam” yapacak.

Gericiliğe karşı aydınlanma...
Diktatörlüğe karşı özgürce yaşam...
Emperyalistlerin taşeronluğuna karşı yurtseverlik...
Komşu ülkelerle savaş kışkırtıcılığına karşı barış içinde birarada yaşama...

Ve hepsinin en temelinde, sermayenin sömürüsüne karşı emeğin kurtuluşu için mücadele sürecek. İster istemez ona da “zam” gelecek!

Hele biraz daha bekleyelim. Daha doğrusu, bir an bile beklemeyelim. Olanca gücümüzle çalışmaya devam edelim.