Pete Seeger öldü

Pete Seeger öldü. 95 yaşında hayata gözlerini yuman Amerikalı halk ozanı, şarkı yazarı ve aktivist, bir zamanlar barış ve özgürlük hareketinin başta gelen savunucularındandı. ABD’de Vietnam savaş karşıtlarının kahramanlarından biri, mitinglere, yürüyüşlere, üniversite işgallerine ruh veren bir ozandı. Yıllar içinde şarkıları, tüm dünyada milyonları bulan barış mitinglerinde hep bir ağızdan söylenir meydanları titretir olmuş, “Where Have All the Flowers Gone” (Bütün Çiçekler Nereye Gitti), “We Shall Overcome” (Galip Geleceğiz) gibi çoğu şarkıları birer uluslararası marş haline gelmişti.

Bob Dylan, Joan Baez, Hary Bellafonte gibi 60’lı, 70’li yıllarda -benim de ağzımdan düşmeyen- şarkılarıyla tüm dünyada özgürlük ve barış hareketine melodi katan şarkıcıları da derinden etkilemiş bir müzisyendi.

Bir zamanlar ABD ulusal televizyon ve radyo kanallarında yasaklanan ozan, yıllar sonra Kongre Kütüphanesi’nde “Yaşayan Efsaneler” bölümüne kondu. İkinci yılında terk ettiği Harvard Üniversitesi’nin Harvard Sanat Madalyası’na ve daha nice ödüllere lâyık görüldü, ABD’nin kültür hazinesine katıldı.

Ne var ki, yıllar içinde, 60’lı ve 70’li yıllarda yükselen barış, yurttaşlık hakları ve özgürlük hareketlerinden geriye neredeyse hiçbir şey kalmadı. Çevreci hareket de hakim düzene karşı çıkmaktan çoktan uzaklaşarak, kapitalizm koşullarında sömürü, baskı ve talanı görmezden gelen bir “sistem savunucusu” haline dönüştü. Kimi ülkelerde parlamentolara da girmeyi de başardı. Artık bu parlamentolardan çıkan emperyalist silahlanma ve askersel müdahale kararlarının altında Yeşillerin de imzası bulunuyor. Bir zamanlar milyonları kavrayan o renkli, hareketli yığınsal hareketler emperyalizmin neo-liberal saldırılarıyla, globalizm saldırılarıyla soldu gitti.

Nedenini sorarsanız... Bu sorunun yanıtının ipuçlarını Pete Seeher’in “Demokracy Now”la 2009 Mayıs’ında yaptığı bir söyleşide bulabilirsiniz.

O şöyle diyordu: “Küçük şeylerin büyük şeylere yol açacağını kavrayın. “Seeds” (Tohumlar) sadece bununla ilgili... Bazı tohumlar yol üstüne düşer ve ezilir ve büyümezler. Bazıları kayalar üstüne düşer ve büyümezler. Fakat bazı tohumlar bereketli toprağa düşer ve büyür ve binlerce kez çoğalırlar. Kim bilir, herhangi bir yerde yaptığınız küçük bir şey, yıllar sonra, asla hayal etmediğiniz sonuçlar getirebilir.”

Pete Seeger’e hak vermemek elde değil. Tüm o mücadelelerde ekilen tohumlar ya yol üstüne döküldü, hakim sınıflar tarafından ezilip telef oldu. Ya da kayalar üstünde kaldı, gelişemedi. Bir zamanlar heyecanla mücadelede yer alan taraftarları da kendi içlerine kapandılar, kavrulup kaldılar.

Bütün bu toplumsal mücadelelerin en temelinde yer alan sınıf mücadelesini görmezden gelen, sınıfsal içeriğinden yoksun “özgürlük” ve “demokrasi” kavramlarının peşinden koşanların önceden belli olan sonu bu olabilirdi!

Barış savaşımının oklarını aynı zamanda kapitalist sisteme, emperyalist sömürüye yöneltmekten kaçınanların varacağı son ancak bu olabilirdi!

Toplumsal düzeni, emekçi yığınların her türlü sömürüden ve baskıdan kurtulduğu, daha adil ve insancıl bir düzenle değiştirmek isteyen iyi niyetli milyonlara bunun tek çözümünü, sosyalizmi işaret etmeyenlerin sonu sadece ve sadece bu olabilirdi!

Ülkemizde Haziran’dan bu yana taptaze tohumlar yeşerten halk hareketine ders olsun!

Asıl verimli toprakları göremezlerse, görmek istemezlerse yol üstünde, kayalar arasında kalırlar. Ya ayaklar altında ezilir, yada kuru rüzgarlarla savrulup, bir köşede kuruyup kalırlar.

Son bir not: Pete Seeger büyük bir halk ozanı. Şarkıları gelecek nesillere kalacaksa, bunu yine işçi sınıfının önlenemez mücadelesine borçlu olacak.