Çıfıt Çarşısı

Politika bir sanattır. Bunu anladık.
Politikada güçler dengesini, süreçleri, toplumdaki eğilimleri, inceliklere dikkat ederek çok iyi gözlemlemek, değerlendirmek, ona göre konum almak, taktikler üretmek gerekir. Bunu da anladık.

Bunca hızla seyreden, birbirini izleyen olaylar karşısında nasıl başarılacak bu iş?

Birileri Obama’nın beyzbol sopasını yeniden eline almasını mı istiyor?
ABD Erdoğan’dan vaz geçecek mi, geçmeyecek mi?
Erdoğan evvelki günkü konuşmasında ne dedi, bugün ne dedi?
Dün ne demek istemişti. Şimdi neyi kastediyor?
Diyarbakır toplantısı AKP tabanında kırılma yarattı mı?
Şivan Perver kürsüde kimin yanında duruyordu?
Cemaatle Erdoğan arasından geçen kara kedinin kuyruğu nereye uzayacak?
İran’la anlaşma bölgede dengeleri ne tarafa doğru değiştirecek?
Uluslararası trafikte kim nereye gitti, kim kimle görüştü?
Hangi büyük elçi bize geldi, kim kimle birlikte yemek yedi?
Netanyahu ne dedi, öbürü ne yanıt verdi?
ABD, Rusya, Çin... Fransızların bölgeye davet edilmesi, Almanlar...

Uzat gitsin. Daha doğrusu, uzatma! Çünkü yetişemezsin.

Bütün bunları izlemek gerekiyor. “itirazım yok” diyeceğim ama...

İtirazım var!

Toplum mühendisliğine soyunmuş, yığınları düşünemez hale getirme amacı güden “düşünce kuruluşları”nın projeleri... Kimi devletin başındaki manipülatörlerin mugalataları... Her soydan ve boydan çıkar çevrelerinin dolapları... Satılık medyanın pompaladığı yapay gündemler...

Siyasal yaşam öylesine yoğunlaştırılıyor, öylesine toz duman içinde bırakılıyor ki, bu olaylarin akışına kilitlenen insanlar önünü göremez hale geliyor. Onun için itirazım var. Birbirini izleyen bu olaylara yoğunlaşırken asıl hedefin gözden yitirilmesine bu arada çoğu insanın da özne olma niteliğini yitirmesine itirazım var!

AKP’yi iktidardan alaşağı etmek gerekiyor. Bu konuda giderek daha çok insan fikir birliği yapıyor. Buraya kadarı güzel. Ya bundan sonrası?

Nasıl başarılacak bu iş? Kim yapacak bunu? Bunun için ABD’nin RTE ve şürekasını kubura süpürmesi mi beklenecek? AKP ile “cemaat” arasındaki anlaşmazlıktan mı yararlanılacak? Emperyalist odaklar arasında olası çelişkilerin yaratacağı çatlaktan mı sızılacak?

Böylesi olasılıklar, denge hesapları birbiri ardına sıralanmakla bitmez. Ne var ki, giderek daha çok insan bunlara yoğunlaşıp, çevresini fark edemez hale getirilme tehlikesiyle karşı karşıya. Kimisi bilerek saptırıyor, kimisi de bu çıfıt çarşısındaki denge hesaplarına takılıp, farkında olmadan yolunu şaşırıyor.

Burada ciddi bir tuzak daha var: Başta ABD olmak üzere emperyalist odakların gücünü mutlaklaştırmak, bunların iradesi olmaksızın hiçbir şeyin değiştirilemeyeceği kanısını yaygınlaştırmak.

Önüm arkam, sağım solum sobe! Bu beklentilerin tümünde özne hep başka birileri. Hem emperyalizme karşı olacaksın, hem de RTE’yi alaşağı etmek için ABD’den yardım umacaksın. Hem gericiliğe, yobazlığa, din tacirliğine karşı olacaksın, hem de tarikatından, cemaatinden destek bekleyeceksin. Kimi partilerin yıllardır mecliste sandalye çürütüp, muhalefet yerine AKP iktidarına destek olduğunu bileceksin, ama yine de emperyal güçlerden destek almaları koşuluyla onlarla ortak bir çözüm arayacaksın.

Bütün bu itiş kakış, dedikodu arasında bu iktidara son verebilecek asıl özne nerede?Bu ülkenin orta çağ karanlıklarına, dinci faşizme sürüklenmesine karşı olan güçler nerede? İşçiler, işsizler, işsizliğe mahkum gençler nerede? Aklının ve vücudunun esir alınıp çarşafa sarılmasına karşı çıkan kadınlar... Üniversitelerinin medreseleştirilmesini, bilimin ayaklar altına alınmasını kabullenmeyen akademisyenler ve öğrenciler... Diktatör heveslisinin her fırsatta aşağıladığı aydınlar, sanatçılar... Sünni gericiliğin seküler devleti ortadan kaldırmasına karşı direnen Aleviler... Çocukları ellerinden alınarak yobazlığın karanlığına hapsedilmesine isyan eden analar ve babalar... Yaşam alanları yok edilen, topraklarına, meralarına, sularına el konan köylüler nerede? Nerede tekelci sermayenin yerle bir ettiği küçük esnaf ve zanaatkar? Yaşamının abluka altına alınmasına karşı çıkan yurttaşlar, Haziran direnişinde meydanları doldurup, Recep Tayyip’i tir tir titrettiğini bütün dünyaya gösteren milyonlar bu hesapların neresinde?

Şimdi bu çıfıt çarşısını temizleme, bu toz dumanı dağıtma zamanıdır. Denge hesaplarını başkaları üzerine yapmaktan vazgeçip, asıl özneyi öne çıkarma zamanıdır. Bunun için aranıp durmaya gerek yok. Asıl özne yukarıda saydıklarımdır. Ve bu özne padişah heveslisini iktidardan indirme gücüne sahiptir. Bir koşulla: Kurtuluşu başka yerlerde aramak yerine, asıl öznenin kendisi olduğunun farkına varması koşuluyla.

AKP’yi iktidardan indirmekte samimi olanların yapması gereken, çıfıt çarşısının hesaplarını bir yana bırakıp, halk yığınlarına “asıl özne” oldukları bilincini aşılamak olmalıdır.