Akıntıya karşı kürek çekmeyin!

Son günlerde sürekli kulağıma geliyor. Kimi zaman fısıltı halinde, kimi zaman dostça bir uyarı gibi, bazen de gereksiz yere yüksek sesle, sözde tepeden bakarak: “Komünist Parti akıntıya karşı kürek çekiyor!”

Anlaşılan, kendisinin solcu, devrimci, sosyalist, dahası komünist olduğunu iddia edenlerden duyduğum ve her seferinde esefle karşıladığım bu sözlerin sahipleri, kendilerinin hangi akıntıya kapılmış olduğunun farkında değiller.

Ne yazık! Her durumda çoğunluğun yanında yer almayı seçerseniz... Güçlü görünenin kanatları altına sığınırsanız... “Devrimciyim” derken, bahsini ettiğiniz devrimin adını şaşırırsanız... Devrimi gerçekleştirmek için önkoşulu, “erki ele geçirme hedefini” unutursanız... Bunu başarmak için olmazsa olmazı, “örgütlü mücadeleyi” inkâr erseniz... Sınıfsal bakış açısını yitirir, işçi sınıfından umudu keserseniz; dahası onun tarihsel misyonunu reddederseniz... Olacak budur. “Moda”nın akıntısına kapılıp sürüklenirsiniz, liberal dalgalar arasında çırpınıp durursunuz. Kendi yanlışınızı örtbas etmek, çoğunluk arasında kaynayıp gitmek için de, sürekli olarak başkalarını da aynı akıntıya davet edersiniz.

Bunları yazarken, vazgeçmiş bir komünistin “akıntının tersine kürek çekmeyin” içerikli makalesine karşı beş yıl önce yazdığım bir yazıyı anımsadım. Zar zor arayıp, bulduğum yazıya şöyle başlamışım:

“Marksistlerin görevi akıntıya kapılmak olmadığı gibi, akıntı yönünde kürek çekmek de değildir. Aksine marksistlerin görevi akıntıya karşı gitmektir! Hâttâ akıntıyı ters yöne çevirmektir. Bunun için de çok enerji, çok çalışma, çok fedakarlık gerektiğini, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada Marksist hareketlerin herhangi birinde yer almış olan herkes çok iyi bilir. Bu, her Marksistin politik yaşama henüz adım atmadan, başkalarının deneylerinden çıkardığı ‘hayatın basit bir dersi’dir. Ve onlar bu gerçekliği bildikleri halde mücadeleye girerler. Çok büyük enerji harcayarak, çok ama çok çalışarak, çok ama çok büyük fedakarlıklar yaparak ve bazen hayatları bahasına bu yolda mücadele ederler.”

Yukarıdaki yanıtı okurken, yazdıklarımın temelden yanlış olduğunu düşündüm. Tarihsel açıdan bakarak düzeltiyor ve şöyle sesleniyorum: O da nesi? Komünistler akıntıya karşı kürek çekmiyor. Asıl akıntıya karşı kürek çeken sizsiniz! Çünkü sizler, ana akıntıya karşı çıkarılan yapay ters akıntıların çırpıntıları arasına karışmış, ne tarafa doğru kürek çektiğinizi şaşırmış bulunuyorsunuz. Çektiğiniz kürek, aslında tarihin akışını engelleme, akıntının hedefine varmasını geciktirme çabasından başka bir işe yaramıyor. Ana akıntının tarihsel olarak sosyalizme doğru aktığını, insanlığın çoğu sorunlarını er geç sosyalizmde çözeceğini anlamamakta ayak diremeyi bırakın.  Akıntıya karşı kürek çekmekten vazgeçin!