Yeni Yılda Sapık İdeoloji

Bildiğiniz gibi ideolojinin sapıklığı, en azından Türkiye'de komünizm için icat edilmiş bir ifadedir. Neredeyse Türk dilinde sapık ve ideoloji sözcükleri yan yana geldiğinde, bu komünistliği çağrıştırır. Ancak çoğunlukla bu çağrışımla yetinilmez ve doğrudan atıf yoluna gidilir. Ne de olsa “çağrışım” belli bir soyutlama gerektiriyor. Gericilikle “akıl” arasında bağdaşmazlık olduğundan mutlaka isim isim somutlama tercih ediliyor.

Bizim gericilerimizin 2011'in son düzlüğünde bu yılın keyfini iyice çıkartmak istedikleri anlaşılıyor. Arap “Baharı”ndan Suriye provokasyonuna gitmek yetmemiş, yüzde elli oy az gelmiş, koskoca Van'ı tahliye ve tasfiye yoluna sokmak tatmin etmemiş... Yılın kapanmasına ramak kala bakanlar arası bir yarış açıldı.

Şimdilik iki örnek vereceğim...

İçişleri bakanı PKK'den ve terörden bahsedecek ya, işi sapık ideoloji kavramına ve komünistlere getiriyor. “Marx ve diğerleri ölmüşken ve hatta Castro gitmek üzereyken.” Yaşayan birinin ölümünü dileyen veya buna atıfta bulunan sözlerin sapıkça olup olmadığını tartışmayacağım yanıtı belli. Bakanın bildik nakaratı çeşitli konulara monte etmek için ek bir yeteneğe ihtiyaç yok. Türkiye gericiliğinin ezberi bu.

Bakanlar arası yarış, zaten iç açıcı yanları çok önde olmayan 2011'i iyice çamura batırarak kapatma harekatı. Konuşmasında otuz yıllık terör döneminden şikayet eden İdris Naim Şahin'in, aşağı yukarı aynı otuz yıla damga vuran neo-liberalizmin tepe taklak olduğu günlerde Marx'ı “bitirmesi” olsa olsa kötü bir şaka sayılabilir. Rusya'da komünist oyların iki seçim arası iki katına çıktığının farkında olup da Lenin'i “bitirmek”se en az diğeri kadar aptalca.

Bakanın geçenlerde Meclis'te bir soruya yanıt verişini, daha doğrusu, vermeyişini görenler bu durumu yadırgamayacaklardır. Sözlü sorulara sözlü yanıtın belli bir süresi var. İçişleri bakanı bu süreyi yorulmuş güreşçiler gibi geçirdi. Sürenin üçte birini, sorunun çok manalı olduğunu söyleyerek, ikinci üçte birini yanında belge olmadığını ve zaten her şeyin açık olduğunu tekrarlayarak, son üçte biri de oturumu yöneten başkan vekiline “sürem doldu mu” sorusunu yönelterek...

Şimdi bu adamın “Castro'nun yanıtı”nı algılamasını bekleyemeyiz, ama soL okurları bu sabah İlker Belek'in köşesinde okumuş olmalılar. Herhangi bir AKP'li, bir sapık ideoloji olarak komünizmin ölümüne örnek diye Küba'yı ve Castro'yu gösteremez. Ben demiyorum “insani gelişim indeksi” izin vermiyor.

Ancak gericiliğin ağzı torba değil ki büzesin! 2011 kutlamalarını sürdürenlerden biri de Babacan. İktisadın hangi türünü okumuş olursa olsun veya herhangi bir şey okumuş olan birinin, Avrupa'daki krizi ehliyetsiz yöneticilerle açıklaması ilginçtir. Babacan'ın okudukları bile bu yoruma cevaz vermez. Ama AKP çağının ekonomisti bu kadar oluyor ve bizimki krizdeki AB ülkelerine çözüm niyetine “Erdoğan ve ekibinin yöneteceği bir ülkenin krizden bir çırpıda çıkacağını” anlatıyor. Yeni-Osmanlı henüz Viyana kapılarına dayanmadığından olsa gerek, Babacan'ın senaryosu farklı bir öngörüye bağlanmış. Buna göre AB ekonomisi çökerken Türkiye, artık yüzde 7'ydi 10'du, Allah ne verdiyse büyümeye devam edecek ve herkesi sollayacak. Geçtim Türkiye ekonomisinin basbayağı bağımlı olduğu Avrupa'nın krizine rağmen nasıl büyüyeceğini, bir ekonomi yöneticisinin Türkiye'nin şu anki büyümesinin içeriğinden memnun olmak için basbayağı sapık bir ideolojiye esir olması gerekir.

AKP cephesinden iki örneğini verdiğim durum gerçekten bir yarıştır ve egemen güçlerin siyaset tarzının kaçınılmaz bir özelliğidir. Yüzde elli oyla kuruluşu ilan edilen gencecik İkinci Cumhuriyet düpedüz tehdit altında!

Kapanmakta olan yıl AKP'nin demokratikleştirme misyonunun sonuna tanıklık etti. Ne sol liberallerin ne Kürt siyasetçilerinin bu konuda geriye dönmelerinin kolay olmadığını söyleyebiliriz. “Kriz içinde Türk baharı”nın 2012'de sürmesi de zor görünmektedir. Daha fazla kaynağı belirsiz para girişiyle, daha fazla tarikat örgütlenmesiyle, daha fazla sadaka dağıtarak yapılacak ertelemelerin sınırı var. Şam önlerinde emperyalizmin kanlı baharının durdurulması ve yeni-Osmanlının duvara toslaması ciddi bir olasılık haline geldi...

Sonra 2011'in ilk yarısına damga vuran liseliler 2012'de bir yaş daha almış olacaklar.

AKP bu nedenle gericilik yarışı açmak zorundadır. Ezberlerinden ayrı bir çıkış programına sahip olamayacaklar. Daha fazla neo-liberalizm, daha fazla operasyon, daha fazla din, daha fazla küfür, daha fazla Şahin, daha fazla Babacan...

O halde yeni yılda, Türk diline geçen yüzyıl sokulan sapık ideoloji-komünizm denkliğini bozmak belli başlı işlerimizden biri olacak.