Ya gül restorasyonu ya sol seçenek

Haziran’da halk ayağa kalktığında AKP diktatörlüğünün hesaba katmadığı en önemli faktörün bu olduğunu söylemiştik. Halkın devre dışı tutulması üstüne kurulan bir model çöküyordu. Takvime bağlamadık ama Erdoğan’ın uzatmaları oynadığını yazdık.

Ama uyardık: Gelen gideni aratır. AKP’yi kimin götüreceği çok önemlidir.

Erdoğan’a karşı biriken öfkeyi arkasına alacak, minik ama gösterişli düzeltmeler yapacak, muhafazakar demokrasinin hakikisi olduğunu ilan edecek ve böylece İkinci Cumhuriyet’e yeni soluk kazandıracak bir operasyon. Tutarsa gideni aratır.

CHP’de Sarıgül bu. İktidar cephesinde Gülen bu, Gül bu. Şişli’nin, Çankaya’nın ve Pensilvanya’nın güllerini yan yana getirecek bir operasyon aslında Haziran’dan beri gündemde. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli birer kolaylaştırıcı. Öcalan’ın Erdoğan tercihi ise son zamanların en yanlış politikası olarak kayda geçmeli.

Bizim işimiz bu saçmalık karşısında üçüncü cepheyi açmaktır. Haziran Direnişinin güllerin suyu, gübresi olmaya indirgenmesi imkansızdır. Haziran Direnişi tarikatçılığı kusar.

Bu arada, direnen halkın ilgisini siyasi iktidardan başka yere çekmeyi deneyenler oldu. “Sadece AKP’ye karşı çıkanlar” dediler. “Darbeci-Ergenekoncu” karalamasına başvurdular. Milyonların gözünde siyaseti küçültmeyi denediler. Bu sadece iktidar perspektifinden yoksun liberal solcuları etkileyebilirdi. Liberal solcuları etkiler, rahat oynamaları için Tayyip’le Gülen’i rahat bırakmaya yarardı... Halkımızın ilgisini çekmedi.

Halkın ilgisini “gül operasyonu” da çekmez.

Türkiye’de şeriatçı yükselişin cahil ve lümpen bir kitlesi var. Bu taban ancak savaş kazanıldığında yağmaya gelir. Ahlaksızlığı dinle örterler. Her gün kadın öldürüp çocuklara tecavüz edenler bunlardır. Sırtını sağlam hissederse palayı kapar, iktidar sallanırsa toz olur.

Gericiliğin dayandığı diğer kuvvet, evine para sayma makinesi alıyormuş. Ama ganimeti korumak için direnilmez. Yatağın altına saklanırlar, oraya sığmazlarsa uçağa atlar giderler.

Örgütlü gericilik sanıldığından çok daha dar. Aydınlanma herkese lazım ve bunlar nasiplerini almadıklarından direneceklerini zannedebilirler. Başlarında Erdoğan var! Boşuna Mursi’ye, Abdülkadir Molla’ya selam göndermiyor. Mısır’ın, Bengladeş’in katilleri gibi icabında iç savaşı aklından geçirebiliyor.

Gericinin gericiyle kavgası taraflardan hiçbirine kitle dinamizmi, radikal mücadelecilik falan kazandırmaz. Gerici de mücadeleci olabilir. Ama karşısında ilericileri gördüğünde... Bugünkü kapışma tamamen düzen içi ve pornografik bir düzeyde seyredecek.

Ancak bir olasılık ve bir görev ihmal edilmemeli.

Olasılık, saray entrikalarına canlılık katma ihtiyacından ileri gelir. Bunlar halka saldırıp birbirlerinin üstüne atmayı severler. Aydınları vurup birbirlerini tehdit ederler.

Bu olasılığın ilacı, ihmal etmemek gereken görevin içinde: Halk ve sol devreye girer, oyun başka bir mecraya akar! İkinci Cumhuriyet’i kurtaralım diye çıktıkları seferde sığınacak liman bulamayıp halk fırtınasında sürüklenirler. İkinci Cumhuriyetin güllü restorasyonu, bakan verip iktidar almayı kurarken kendini çözülüş girdabında buluverir. Şimdi halkın ikinci perde zamanı. İkinci perdenin adı sol seçenek.

Peki “gül restorasyonu” halkın aklını karıştırabilir mi? Direnişin üstüne bunlar oturabilir mi?

Halkın direnişini çalmak bunları aşar. Misyon ve iddiaları, ve aralarındaki tartışma halkın nasıl bastırılacağı, önünün nasıl kesileceği konusundadır.

Ayrıca ne Türkiye halkı bunu yiyecek kadar enayi ne de solun eli armut topluyor.