Patriot’lar kimi kimden korur?

Aydemir Güler'in “Patriot'lar kimi kimden korur?” başlıklı yazısı 08 Şubat 2013 Cuma tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Salı günü Meclis, Patriot’ları görüştü. Bu oturuma katılmak, konuşmak her muhalif babayiğidin harcı değildi doğrusu. İşin içinde alenen alay var. AKP, Patriot konusunda kendisine karşı çıkan vekillerle dalga geçti ve onlar da anlamazdan geldi.

Sonucu değiştirmeyen bir görüşme. Meclis’e oylama için talepte bulunmayanlar, bu alayı çoktan hak etmişlerdir.

Ne tesadüf aynı gün Gaziantep’te de “bilgilendirme etkinliği” vardı. Bir Türk subayının yanısıra albay-yarbay rütbelerinde dört yabancı. Argümanların çoğu aynı. NATO subayları da yerel basınla dalga geçmişler:

“Alan değil nüfus savunması” demişler. Patriot sistemleri yaklaşık üç buçuk milyon TC vatandaşını koruyacakmış... İster misin, 3,5 milyona 6 Patriot ve 1300 NATO askeri lazım gelirse, 76 milyona ne lazım diye hesaplasınlar!

1 Mart 2003’ten sonra Amerikalılar, AKP iktidarını terbiye etmişlerdi. Özel kuvvetlerin kafasına çuval geçirmece dahil... Bu terbiyenin sonucunda, anlaşılan, bir ek protokol oluşmuş. Memlekete önce yabancı asker giriyor, sonra konu Meclis’e geliyor.

NATO, Anayasa’nın 92. maddesinin üstüne çıkıyor. TBMM, NATO’nun bir alt dairesi oluyor.

Milli Savunma Bakanı bunu savunuyor!

Yabancı asker girişi için Meclis kararı gerekmeyen istisnalar var: “NATO istisnası” denebilir. TBMM zaten NATO sözleşmesinin tarafı ve bunun kapsamına giren üs ve tesislerdeki askerlerin gidip gelmesi, değiştirilmesi ve her türden personel için tekrar tekrar Meclis’e gitmiyor hükümet.
Bunu biz de biliyoruz ve bu yüzden sadece usulle ilgilenmiyor, bir de Türkiye’nin NATO’dan çıkmasını, NATO’nun da lağvedilmesini politik olarak talep ediyoruz.

Patriot konusu NATO istisnasıysa, birinin, gelen askerlerin mevcut üslerdeki işlevlerin ötesinde bir işi olmadığını kanıtlaması gerekir. Bir başkasının da bunu sorması. Ne soran var, ne anlatan!

Burada Fransa’nın Mali’ye başlangıçta 600 asker göndererek işgali başlattığını, bize ise 1300 asker geldiğini hatırlatayım. İki katı!
AKP’ye göre NATO’nun faaliyet kapsamına giren bir konuda NATO askeri de, silahı da, füzesi de istendiği kadar girer. İyi de, NATO’nun faaliyet kapsamına girmeyen ne? İnternet sitesine bakarsanız bu kanlı emperyalist kurumun kadınların barıştaki rolüyle ilgili projeler geliştirdiğini, bilimsel araştırmaları desteklediğini görüp kütüphanesinden yararlanabilirsiniz!
Bu gidişle 1300 asker ve 6 füzeye şükredeceğiz.

Bakan sınırsız uygulanabilecek olan bu istisnayı daha da genişletmekten yana:

“...Kuzey Atlantik Anlaşması’nın gereği olarak bu anlaşmaya taraf olan devletlerle -Kiminle? Amerika’yla- iki veya çok taraflı anlaşmaları onaylamaya katılmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir, Meclise gerek yok.” Yılmaz devam ediyor: “Biz böyle yorumladık.”
Bu yorumla 92. maddeyi tümden kaldırırsın sen!

92, NATO üyelerine uygulanmayacaksa kime uygulanacak ki? Malta’ya mı, Peru’ya mı!

CHP sözcüsü bu ayrıcalığın zaten kullanıldığına işaret etti:

“Kürecik radarının Amerikan radarı olduğunu söyledik. Kürecik radarının Anayasa’nın 92’nci maddesi gereğince -Sayın Bakanın da söylediği gibi- mutlaka bu Büyük Millet Meclisi’nden geçmesi gerekiyordu çünkü Kürecik radarı NATO kapsamında değil, Amerikan kapsamında bir radar. Amerikalı personel işletiyor bu radarı.”

İyi de, TBMM’de muhalefet ne iş yapıyor?

Hakkını yemeyelim, Suriye’nin Türkiye’yi tehdit ettiğine ikna olmadığını söyleyen de çıktı kürsüye. Ertuğrul Kürkçü’nün konuşması “Burası Türk Meclisi, Rusya değil” zırvalarıyla bastırıldı.

Savunma Bakanı ise tacizci Türk jetinin nasıl olduğunu bilmediğimiz düşüşünü ve Türkiye tarafına isabet eden mermileri örnek verdi. Patriot’larla bir alakası olabilirmiş gibi!

Patriot’lar ne işe yarar bilmem ama, bu kadar saçmalayan bir hükümeti hesap vermekten koruyacak füze icat edilmedi.