Memlekete Ödül Yetmez

Ah İlkay'cık ahh... Daha kaç yaşındaydın ki, seni kurban verdik trafiğe! Otomotiv sektörünün kâr dişlilerine, anlayacağınız...

Sevgili bir yoldaşımız

benim için, ek olarak bir yeğen,

birkaç yıl önce Ankara'da, neredeyse her hafta, toplantı bitimlerinde geç saatlerde ev sahibem,

-babasından bir iki yaş gencim ya- küçük kız kardeşim...

İlkay Salaz'ı, genç bir komünisti yitirmenin acısı çöktü üstümüze.

Ama acının büyüğü Necmettin'e, Feridun'a...

Söz neye yeter ki! Yola devam.

----

Ben en çok Kemal Gürüz'ü takdir etmiştim...

"Ergenekoncu değil Amerikancı" olduğunu ilan eden ve bu ilanın içini doldurmak için de elinden geleni yapan hocanın, epey zamandır aylık raporlar hazırlayan TKP Kültür Komisyonu'nun ödül dağıtımında kör bir ana denk gelmesi üzücüdür. Gürüz komisyonun son ödül kararlarının şekillendiği zamana yetişememiş olmalı. Yoksa -komisyondan birilerini tanıyorum- arkadaşların gösterilen çabaya, hiç olmadı bir mansiyon vermeleri işten bile değildi. Gelecek ay ise, bizim bu zenginlik taşan memleketimizde çok geç olacak, arada nice Amerikancılar daha neler neler yapacaklardır.

Artık birileri bir şey düşünsün ve Kemal Gürüz'e de teselli niyetine bir iyilik icat etsinler. Herkes bilsin, ne çok ödül ihdas edersek o kadar hayırlı olur. İhtiyaçlar sonsuz olsa da, biz elimizden geleni yapalım.

* * *

Ergenekon vesilesiyle daha çook gizli kalmış yeteneğin açığa çıkmasını ve keşfedilmesini umabiliriz. Ama ille operasyon konusu olmak gerek gerekmiyor burjuva siyasetinde dans ederken kendini göstermenin çeşitli araç ve yolları geliştirilebiliyor.

Mesela Murat Karayalçın...

Geçenlerde AKP'nin Bolşevik ve faşist yöntemler kullandığını söyleyen Karayalçın'ın bu sözü hakkında bir arkadaşım "faşisti bilmem ama sen Bolşevik görmemişsin" demişti.

Sağcı, düzeysiz, belediyecilikte Melih Gökçek'i aratmayacak ölçüde piyasacı ve liberal Karayalçın'a, abuk sabuk konuştuğu için kızmanın sınırı olmalıdır.

Ne yapsın yani? Burjuva siyasetine dalmışsın bir kere. Sürekli konuşacaksın. Ama sağcısın, piyasacısın.

Hele bir de muhteris ve kifayetsizsen. Üstelik kendini solcu diye pazarlaman gerekiyorsa...

Murat beyin işi zor. Ben, kendisinin hatırlattığım demecinin arkasında bir "akıl" aramanın doğru olmadığı kanısındayım. Yani şöyle düşünülebilir: "Karayalçın, Gökçek'in karşısında solu temsil edecek. Ancak klasik bir memleket ve dönem sosyal-demokratı olarak, solu temsil ederken fazla solcu olmadığını da göstermek zorunda. Bu nedenle faşist derken Bolşevik demiş olabilir."

Bu örnekte burjuva siyasetine böyle bir akıl yüklemek fazla kaçar. Murat beyin şunu yaparken bunu dengelemekten ziyade, akım derken dilinin sürçmüş olması muhtemeldir.

Ve zaten öyle biliyordur. Komünizm hakkındaki fikir dünyası bu kadardır...

Dolayısıyla kendisine kızmanın da sınırı olmalıdır.

* * *

Ankara'da DİSK ve KESK'in mitingi sırasında denk geldiğim solcu sendika başkanlarından biri, Karayalçın'ın aday olmasıyla başkent belediyesi için solun ne yapacağı konusunun kapandığını söyleyip kestirip atıyordu, çevresindekilere.

O güzel mitingin tadını kaçırmayayım deyip bir başka tanıdık aramıştım etrafımda. Bereket çok vardı...

Karayalçın'ın cahil cesaretini teşvik edenler vardır.

Sonraki günlerde solda gelmiş geçmiş en kapsayıcı ortak belgelerden biri, belki de en kapsayıcısı oluşturuldu. Bu metinde alenen "CHP'ye (de) oy yok" deniyordu. Sağlam biçimde gerekçelendirerek.

Zaten aklı başında bir solcu için, çarşaf şovuna dalan, Gazze katliamında İsrail'e değil "terör"e işaret eden, kısa süre önce AKP'ye nasıl alternatif olacağını anlatırken aklına Washington'da temsilcilik açmak gelen bir CHP'den kopmak için sağlam gerekçe bulma sıkıntısı olur mu? (Bakın, daha hiç, Baykal'a faşistlik falan yakıştırmadan uzun bir liste yapılabiliyor)

Lakin solda başka şeyler olmaktadır:

"... Karayalçın, 10 Ocak 2009 Cumartesi günü Dikmen Vadisi halkı ile buluştu...

"Vadi halkı, Karayalçın ve beraberindeki heyeti vadi girişinde kitlesel olarak karşıladı. Karayalçın ve beraberindekiler karşılama noktasında araçlardan inerek, vadi halkıyla birlikte Barınma Hakkı Bürosu'na yürüdü. Vadi halkı yürüyüş boyunca 'Gökçek gidecek, bu çile bitecek', 'Barınma hakkımız, söke söke alırız', 'Söz, yetki, karar iktidar halka' sloganlarını attı...

"Karayalçın'dan sonra söz alan vadi halkından temsilciler hangi iktidar veya kişi belediye yönetiminde olursa olsun barınma haklarına sahip çıkacaklarını, her koşulda projede söz ve karar sahibi olmak istediklerini dile getirdiler.

"Karayalçın, vadi halkı tarafından sıcak karşılanırken, beraberindeki parti heyetinin vadi halkı tarafından belirlenen programa uymamaları ve vadi halkının soruları, talepleri yanıtlanmadan buluşmayı aceleyle sona erdirmeleri tepki topladı.

"Vadi halkının Karayalçın ile buluşması, Dikmen Vadisi Çocuk Korosu'nun seslendirdiği şarkılarla sona erdi."

Programa uymama konusunda ilkeli davranmayan parti heyetini kınıyor, "halkımıza" karar sahibi olacağı projelerde başarılar diliyor ve solda atılan imza için değil de, imzayı delmek için gösterilen çabaları sonsuz takdirle karşılıyorum!

Bu yazının solda iş ve güç birliği kültürüne, sekterlikten arınma süreçlerine, ortak devinim ve harmanlanma süreçlerine vb ne denli yapıcı katkıda bulunduğunu ise, artık ben takdir etmeyeyim. Onu da başkalarına bırakayım.

Kime ne ödül verileceğini de ilgili jürilere...