İsim Konusu

İki önceki genelkurmay başkanı açtı kutuyu.

Önerdiği sanılmasındı, ama bazı sorunları çözerken ülkenin adı da tartışmaya açılabilirdi. Ama yanlış anlaşılmamalı, “Türkiye Cumhuriyeti” adının değiştirilmesini önerdiği çıkartılmamalıydı durduk yerde.

Türkiye'nin cumhuriyet düşmanı bir ekip tarafından yönetildiğini biliyorduk. Daha yeni pankarttan fırlayan Osmanlı sloganının gelip devletin adına dayanması için sekiz ayın yeteceğini düşünmemiştik doğrusu. Sekiz ayın dolması gerekmedi de, galiba Ramazanın arifesi yetti!

Hilmi Özkök'ün açtığı kapıdan Osmanlı Cumhuriyetine çıkılacağı bellidir. Olmaz olmaz denmemelidir. Zaten bu türden gelişmelerin takviminin nasıl işleyeceği değildir önemli olan. Diş macunu sıkılmıştır bir kez. O kadarı yeter. Geri sokamazsınız.

O halde... Çalsın davullar, kurulsun halaylar.

Bütün yaşamlarını ceberrut devletle mücadele ruhuyla geçirmeyi solculuk için yeterli sananlar ve solun çağımızda sınıfsal bir konumlanış olduğunu akıllarından silenler TC'den kurtuluş törenlerine hazırlansın. İçlerinden bir takım aklı evveller çoktan çıktı ve Osmanlı hoşgörüsü üstüne inci gibi tezlerini, kitaplarını yazdılar bile. Unutmasınlar bu işin Medine Sözleşmesi, Asrı Saadet'i de var. Nasılsa kurtuluyoruz elitist, tepeden inmeci, jakoben devletten! Kim demişti tarikatlar sivil toplum kurumlarıdır diye?

Bu törenler artık caizdir. Türkiye Cumhuriyeti topraklarında cumhuriyeti Osmanlıyla çiftleştirmek modadır ve hatta bundan kaçınan bir cumhuriyetçilik suç unsuru barındırır.

Solda da böyle midir peki?

Henüz son sözün söylenmiş olmasından uzağız. Ergenekonla çete tasfiyesi dolmuşuna sokulmak istenen solda bu zokayı yutanların sayısı, tüm çabalara karşın sınırlı kaldı.

Şimdi ikinci randevudayız. Kürt çözümü dolmuşu müşteri topluyor. Ama dedim ya, daha yalnızca ilk sözlerin söylendiği günlerdeyiz.

Ergenekon'dan öğrendik imamlar operasyonlarının meşruiyeti için yanlarına solcu ister. Olmazsa olmaz. Bulamazlarsa canları çok sıkılır.

Gerçi dolmuşun motoru dönmüyor değil. Dönüyor basbayağı, araba yürüyor, ötesi seçilmeyen bir yarın kenarına doğru. Ama imamlarımızın keyfi yerine gelmiyor bir türlü, sol olmayınca.

“Çetelerin üstüne gidilsin. Hem de sonuna kadar.” Sol dediğin böyle olmalıydı. Bundan ibaret olmalıydı. Olmadı!

Çete operasyonu Fırat'ın ötesine geçmiyor diye dertlenenler, önlerine “Ergenekon imalatı PKK” konunca kaç renk değiştirdiler bilmiyorum ve merak etmiyorum. Ancak yeni seferin güzergahı çete hikayesindeki boşlukları telafi edecek gibi başladı.

Bir süre böyle gideceğini öngörebiliriz. Bir süre AKP'nin faşist partiyle kapışmasını “helal olsun” duygusuyla izlemesi mümkündür malum solun. Bu arada faşist parti de işini yapacak ve işsizlikten soluğu kesilen yoksul halkımızı asker uğurlama şovenizmiyle idare etmek için üstüne düşeni layığıyla yapacaktır.

Soldan bakıldığında ise... Zaten Bahçeli değil midir, Kürt açılımının Amerikan imalatı olduğunu ve Türkiye'yi felakete götüreceğini söyleyen al sana Erdoğan'ın arkasında sıraya geçmek için bir vesile daha. Faşizme karşı mücadele ediyoruz ne de olsa....

Bu yem bir öncekinden bile daha gösterişli, bol renkli tüylerle süslü. Balığımız bunu yutmak için karşı konulmaz bir iştah hissediyor.

Ama henüz daha yolun başından söyleyelim. Bunu yutan iflah olmaz!

“Yeter ki Kürt sorunu çözülsün.” Yeni dua budur ve bu dua solu çarpar!

Mesela Türk ve Kürt yoksulları birbirinin boğazına sarılsın gerekirse ama yeter ki...

Ya da iş, aş kalmasın isterse yeter ki...

Bu Kürt çözümünün sınır ötesi uzantıları, yıllarca sınır ötesi operasyonlara karşı çıkanları çok utandırır. Çünkü Türkiye egemen güçlerinin çözümün Kürt yakasına rıza gösterebilmelerinin tek koşulu sırtlarının iyice sıvazlanıp Ortadoğu'da osmanlıcılık oynamaktır.

Akan kan dursun diyenin peşinden gidermiş bir yazarımız. Bu yolda dökülecek nice kan vardır ki, memlekette önce aydınları boğar akar gider, Mezopotamya'nın bir ucundan ötekine.

Adam sen de... TC adı yatırılmış masaya ya, yetmez mi?

Gerçekten de, bu, solda kimilerine şimdilik yetmektedir. Haklı çıkmışlardır nasılsa. Hem ülkelerinin adına besledikleri alerji konusunda, hem de aynı sözcüğü alıp partilerinin adında kullanan solculara kıllanmakta.

AKP'cilik ve Amerikancılık, isterse Kürt çözümü maskesi taksın.

Kimse kusura bakmasın, bizden göreceği yanıt ağır olur. Özkökçü sola duyurulur. Demedi demeyin. Daha yeni başlıyoruz ona göre...