Erdoğan’a ve AKP’ye karşı nasıl mücadele edilir?

TKP geçmişte parti olarak oy istedi, 24 Haziran milletvekili seçimine de bağımsız adaylarla katılıyor.

TKP sosyalizm istiyor. Bağımsız adaylar bu düzen değişmeden halkın yaşamında herhangi bir ilerleme sağlanamayacağını anlatıyorlar…

Anlattığımız mutlak bir doğrudur. Merkez Bankası bağımsız olsa da patron düzenine yarar, bağımlı kılınsa da. Trafikte veya işyerlerinde süregiden katliam sonlandırılamaz, çünkü ölüm patron düzeni için bir maliyet kalemidir. Bugünün koşullarında azaltamazsınız da, çünkü kriz var, insana harcayacak paraları yok! Kadınlar bu düzende özgürleşemez, çünkü nüfusun yarısına, dindi töreydi diye boyun eğdirmek sermaye için çok yararlıdır. Kârları yükseltir!

Anlattığımız mutlak doğrunun karşısına gerçekçiliği çıkartanlar var. Tabii ki nihai çözüm sosyalizm, ama şimdi yapabileceğimiz, yapılabilecek olan, gerçekçi olan Tayyip’in gönderilmesi.

Nasıl peki? Nedir gerçekçilik?

Peki kabul, hayal kurmayacağız, söyleyin nasıl olacak bu iş?

Uydurmuyorum, aşağıdaki örnekler gün gibi ortada.

Erdoğan’dan hesap sorma söylemi yanlış. Böyle yapılmamalı, görevi terk ettiğinde normal bir hayat yaşayabileceğini bilmeli. O gitsin, biz de nefes alalım…

Tek kelimeyle ahlaksız teklif. Berkin’in, Ali İsmail’in annesinin babasının nasıl yüzüne bakıyor bunu söyleyenler? AKP nedir? Adaletsizliktir! Bu yaklaşım, yobaz faşistlere dilediklerini yapabilecekleri ve sonrasında hesap sorulmayacağı güvencesidir. Bunu kabul edeceğiz ve aynı anda AKP’yle mücadele etmiş olacağız, öyle mi!

Özelleştirmelerle uğraşmak da yanlış. Zaten şu anda Türkiye’de özelleştirmeleri geriye sarmak imkânsız. Ya ortada o işletme kalmamış, ya ikinci üçüncü tur sahipleri değişmiş. İçinden çıkılacak gibi değil. Üstelik zenginler de Erdoğan’dan rahatsız. Cepheyi daraltmayalım…

AKP nedir? AKP özelleştirmeler yoluyla ve kamu hizmeti sayılan sektörlerin piyasaya teslim edilmesi yoluyla korkunç bir yağma gerçekleştirmiştir. Zaten bu yağmanın tek bir suçlusu yok ki. Karşımızda sermaye sınıfının ve AKP’nin organize suç şebekesi var. Özelleştirme büyük suçtur. Yağmadan hesap sormayarak, işsizliği yok etmeyi amaçlamadan, yoksulluğa sabrederek… AKP’yle mücadele ediyoruz! Şaka mı bu?

Batı ile ilişkiler… Tabii ki emperyalizm diye bir şey var. Adamlar sömürücü… Ama bugünün güç dengelerinde koskoca Amerika’yı, Avrupa’yı kovmak mümkün değil ki. Üstelik onlar da AKP’nin çıkarcılığı ve ilkesizliğinden, öngörülemez karakterinden bıkmış durumdalar. Hele bu köprüden geçilsin, ondan sonra eleştiririz Batı’yı, büyük güçleri…

Bir yandan diyeceksin ki, AKP bir Amerikan projesidir, AB ülke tarımını bitirmiştir… diğer yandan emperyalizmle birlikte Erdoğan’a karşı mücadele vereceksin!

Bitmiyor! AKP laikliğin yok edilişi değil midir? AKP bu operasyonda türbanı bir siyasal araç ve simge olarak kullandı. Şimdi Erdoğan’a karşı mücadele edilecek, ama “türban sorunu çözüldü, öyle bir sorun kalmadı” denecek. Adamlar camilerde propaganda mı yapıyor, bütün düzen partilerine Erdoğan karşıtı imamlar doldurulacak. Bugün AKP’ye karşı “gerçekçi mücadeleyi” savunanlar şeyhlere, şıhlara itiraz etmeyi, gericiye gerici demeyi yasaklamış bulunuyorlar.

Gerçekçi olmak lazımmış! Bu, bir mücadele mi? Sanki AKP “müttefik ihalesi” açmış, muhalefet partileri de başvuru belgelerini sunuyor. Gerçekçi mücadele değil, çünkü başta “mücadele” değil!

Komünist bağımsız adaylar mücadelenin yollarından birini değil, tek gerçekçi mücadeleyi savunuyor ve veriyorlar.