Cepheleşme Demişken

Kasım ayından bu yana “cepheleşme”den söz eden ve bu doğrultuda çağrıda bulunan bizler, tam olarak ne kast ediyoruz?

Örneği olmayan bir şeyi anlatmaya çalışacaksanız, önerdiğinizin ne olmadığını söylemeye, belli ölçülerde mahkum olursunuz. Bundan kaçınmayalım.

Örneğin cepheleşme ile cephenin farkını anlatmak için bu fena bir yöntem olmaz doğrusu. Cephe kurmak, birilerinin bir araya gelmesi durumunda gerçekleştirilebileceği imasını içerir. Oysa bugün Türkiye ilerici siyaset alanında, birtakım öznelere “kayıtlı” alanlar çok dardır. Zaten önemli olan da kayıtsız, sahipsiz, terk edilmiş, zaman içinde başkalaşmaya, erozyona uğrayacağı varsayılan arazinin çok geniş olmasıdır. Bu arazi işlenmeden, üzerinde uğraşılmadan, erozyona karşı önlem alınmadan cephenin sadece lafı olur. Cepheleşme lafta kalmamaktır bir yanıyla.

O halde cepheleşme bir sol güçbirliği de değildir. Öyle düşünenlere “keşke işimiz o ölçüde kolay olsaydı” diyebiliriz. Meselemiz örneğin referandumda birlikte hayır çalışması yürüten sol hareket ve partilerin bu etkinliklerine süreklilik kazandırmalarından ibaret olamaz. Çalışmanın temsilcisiz ve siyasetsiz bırakılmış kentli emekçilere, aydınlara, alevilere, öğrencilere, kadınlara, köylülere taşınması gerekmektedir. Modern yaşam biçimleri, kültürleri, gelecekleri, özgürlükleri, doğa ve çevreleri gasp edilen bu kitlelere uzaktan uzağa çağrıda bulunan bir solun kat edeceği mesafe de yoktur. Birliktelik olsa olsa kitle hoşnutsuzluğunun ve boşluğunun içine yerleşmeyi kolaylaştırır. Asıl bunun ötesi önemlidir.

Burada bir olanak var. Çünkü siyaset alanı AKP'lileşirken, sol, AKP karşıtı konumunu konsolide etmeye devam etmektedir. MHP uzun süre önce türbanla birlikte AKP'lileşmiş bulunuyor. Bu yönelimin ürünü olarak erimemek için rol yapmak zorunda olan, ancak AKP'nin dönüştürdüğü Türkiye'nin parçası olmayı çoktan seçmiş bir MHP var. Sağın daha küçük boy aktörleri açısından da durum böyle.

Liberal sağın çöküşünü geri çevirme umudu olmadığı da açık. Sorun Demirel-Özal geleneğinin imamlar karşısında seçim yenilgisi almasından ibaret olsaydı, oylar tersine çevrilebilirdi, bir olasılıkla. Oysa sorun Türkiye merkez sağının, liberalizm-islam evliliğinin sonucu olarak AKP platformuna oturması. Buraya eklenmeyen kadrolar havada durmaktadır. Ayaklarını yere uzattıkları anda AKP'den zerre farkları olmadığı görülmektedir.

Bunlardan daha önemlisi kuşkusuz CHP'dir. Türkiye, öğrenci hareketini, ucube heykeli, futbol seyircisinin satın alınmaya reddini tartışa dursun, CHP'nin AKP'lileşmesini en fazla temsil eden kişilerden biri, önce MHP ile sonra da AKP ile koalisyona açık olduklarını dile getiriverdi. Bu adam saçmalamakta, ağzından çıkanı kulağı duymamakta mıdır?
Hayır, CHP, AKP'lileşme sürecinin asıl tercihi olduğunu hatırlatmadan edememektedir.

AKP'lileşme kötüdür. Ama aynı zamanda AKP'lileşme ülkemizin tarihsel ilerleme hattının bütün geleneksel aktörler tarafından terk edilmesi anlamına gelir. Geride bir okyanus bırakarak!

İşte o okyanusun cepheleştirilmesi mümkündür ve burada büyük bir devrimci olanak gizlidir.

Cepheleşme AKP'lileşenler boşalttığı alanı mesken tutacak. Alan boşaltanlar birinin de BDP olduğu açık bir gerçek. 1960'lar sol yükselişinin yan ürünü Kürt aydınlanmasının mirasçısı olan Kürt ilericiliği bir yandan reform beklentisinin, diğer yandan bölgesel basınçların, fiili bağımsızlığı tadan Barzani gericiliğinin, son olarak da AKP, hatta olmadı Hizbullah'la temsil olunan dinciliğin kuşatması altında uzun zamandır yola sokulmuş bulunuyor. Bütün ilerici damarlar, onlar gibi Kürt ilerici damarları da yalnız bırakılmamalı, korunup kurtarılmalıdır. Ama bu iş aynı koridora girerek değil duvara dışarıdan yüklenerek yapılır!

Cepheleşmenin ne olmadığı sorusunun bir yanıtı da seçimle bağlantılı. Piyasanın çoktandır ele geçirdiği seçim platformuna bir kez girdikten sonra halkçı, ilerici, devrimci, dürüst bir odak yaratmak aşağı yukarı olanaksızdır. Buraya girdikten sonra kimileri CHP'nin diğerleri BDP'nin kapısında rezervasyon yaptırma sevdasına kapılır. O halde cepheleşme bugünden başlayan, elbette seçimlere ilişkin bir perspektif de üretmeyi gözeten, ama seçimden sonra devam etmeyi öngören bir açılım olarak kavranmalıdır.
Aslında işi, hep olmayana ergi yoluyla anlatmanın da ötesine artık geçilebilir. Cepheleşme dediğimiz, AKP'nin aşağılamasına karşı aklını, görüşlerini, önerilerini ortaya koyması gerektiğinde üniversite gençliğinin düzenlediği Kurultaydır. Cepheleşme dediğimiz, ıslık bile yasa dışı ilan edilmeye kalkıldığında futbol seyircisinin sokağa çıkmasıdır. Cepheleşme yarın bir işçi direnişi, ertesi gün bir santral yağmasına direnç olacaktır.