Siyaset & Sanat: Kültleşen liderler

DÜNYA SOLA DÖNÜYOR - İTALYA Yazıları

Venedik’teki Ca’Foscari’de, ‘İki Rusya, Bellek/Yanılsama’ adıyla açılacak bir sergi Rus ve Sovyet figüratif kültürünün gelişimini geçtiğimiz yüzyılın avangard Rus sanatçılarının işlerinden hareketle 1930’lar ile 1950’ler arasındaki zaman diliminde sosyalist gerçekcilik çerçevesinde üretilen yapıtları inceleyerek mercek altına tutuyor.

Alberto Morgante ve Alberto Sandretti koleksiyonlarındaki yapıtlardan derlenen sergi, sosyalist yönetimlerde kollektif kültürü canlı tutmak adına dönemin liderinin görsel kimliğinin kültleştirildiğine, vurgu yapıyor.

Venedik Ca’Foscari Üniversitesi’nde Modern Sanat Tarihi profesörü Giuseppe Barbieri ile aynı üniversitede Doğu Avrupa’da Modern Sanat Tarihi dersi veren Silvia Burini’nin birlikte hazırladıkları sergi katoloğunun giriş yazısını ise Friburg Üniversitesi’nde görevli Çağdaş ve Modern sanat tarihi profesörü Romanya doğumlu Victor Stoichita kaleme aldı.

“1950’li yılların sonunda karanlık bir gecede Bükreş’teki parkın girişine yerleştirilen Stalin’in bronzdan dev bir heykeli günün birinde sır oldu. Dünyaya gözlerimi açtığım andan itibaren bu dev heykelin varlığına alışmıştım oysa” diye başlıyor Stoichita’nın sergi kataloğu için yazdığı giriş yazısı.

Sergiyi hazırlayanlar Stoichita’nın da çocukluk ve ilk gençlik yılları anılarında yer ettiği gibi sosyalist ülkelerde kültleştirilen lider figürünün ne denli önemli olduğunu hatırlatıyor. Venedik’teki serginin içeriğinde komünist kültür, yarattığı efsaneler ve ritüeller ışığında bir tür din yaratmakla eleştiriliyor. Bu eleştirinin dayanak noktası ise, Morgante ve Sandretti koleksiyonlarından çıkan Rus sanatçıların yapıtları.

Ca’Foscari’de yer alan yapıtlardan birinde Krusçev’i, sol eliyle bir atom bombasını uzaklaştırırken sağ eliyle güneşe doğru barışın simgesi zeytin dalını uzatırken görüyoruz. Viktor Semenovic Ivanov’un hazırladığı bir manifestoda belgelenen bu resim, sanat eleştirmeni Cinzia Burini’nin yorumunda sosyalist kültürün yansıdığı karakteristik bir çalışma. Yine Burini’nin yorumunda SSCB döneminde devrin liderleri doğal halleri ile değil halkın hoşuna gidebilecek nitelikleri gözönüne alınarak betimleniyordu. Sözün kısası liderleri halka yansıtmanın çeşitli yolları ve yöntemleri vardı, birçok kez tercih edilen teknik, liderleri gerçekte göründüklerinden farklı yansıtıyordu.

Ca’ Foscari’deki serginin mimarları aynı mantıkla Stalin’in de çeşitli yapıtlarda gerçek halinde göründüğünden çok farklı resmedildiğini aktarıyor. Gerçek yaşamda resimlerde göründüğünden daha kısa boylu olan Stalin’in bu görünümüyle belki de devrin Sovyet halkını hayal kırıklığına uğratabileceği hatırlatılıyor.

Bir lider halka nasıl yansıtılır sorusuna Sovyet Rusyası’nda yanıt arayan sergide mevcut yapıtlar incelendiğinde birkaç ‘düşsel lider’ tipi canlanıyor. Devrimin pilotu liderden, Lenin örneğine gönderme yapılarak zaferlerin mimarı olan lidere, bilge ve usta kimlikleri öne çıkan liderden çocuklar, sporcular, işçiler ve araştırmacıların dostu lidere kadar uzanan yöneticiler.

‘İki Rusya’ sergisi geçmişte görsel sanat işleri aracılığıyla gerçekleştirilen propogandanın tarihi gerçeklere gölge düşürdüğünü iddia ediyor. Ca’Foscari’de 21 Nisan’dan itibaren ziyarete açılacak olan sergi, komünist yönetimlerde sanat ve tarih ilişkisine ışık tutarken, devrim öncesi Rusya’da Larionov, Goncarova, Kandinsky, Malovic gibi sanatçıların işlerine de yer veriyor.

[email protected] .