Cinecittà’da tehlike çanları

Cinecittà’nin bir eğlence parkına dönüşebileceğini düşünür müydünüz? Gerek İtalyan gerekse uluslararası sinemanın tarihe geçen baş yapıtlarının çekildiği stüdyoların yer aldığı Cinecittà, çatısı altında oteller ve restoranlar zinciri, lokaller ve barların tasarlandığı bir merkez olacak. Bir yanda Cinecittà’nin artık işlevini tamamladığına, yılda en çok beş filmin çekildiği stüdyoların günümüzün teknolojilerine ayak uydurumadığını ve zarar ettiğini savunan bir mantık, öte yanda Cınecittà’nin ‘düşler fabrikası’ kimliğini, yeni kültürel üretim modelleri ile sürdürmesini savunan, bu nedenle tarihi stüdyoları beş gün boyunca işgal eden, geceleri nöbetleşe stüdyoların çatısında uyuyan ve pek yakında işsiz kalacaklarını bilen sinema emekçileri var.

Ettore Scola’dan Federico Fellini’ye, Bernardo Bertolucci’den Dino Risi’ye birçok yönetmenin baş yapıtlarını çektiği Cinecittà üzerinde öbeklenen kara bulutlar, şimdi Cinecittà’nin yanı başındaki Deneysel Sinema Merkezi ile önemli bir arşive sahip olan Ulusal Sinematek’in geleceğini de tehdit ediyor. Bir dönem Gabriel Garcia Marquez, Nestor Almendros ve Pietro İngrao’nun da eğitim aldığı merkez, teknik hükümetin hayata geçirdiği kesintilerden payını aldı. Deneysel Sinema Merkezi’ni “Merkez Enstitisü” dönüştüren bürokrat mantık, sinema merkezinin zengin arşivini sahiplenerek Mussolini dönemi İtalyası’nın propaganda amaçlı kullandığı film üretim merkezi İstituto Luce’ye bağışladı.

Tarihi geçmişi ve işleviyle İtalya’daki sinema endüstirisinin gelişiminde önemkli bir rol üstlenen Deneysel Sinema Merkezi, aynı bürokrat mantıkla özelleştirmeden de payını aldı. Bir kültür kurumunu şirket mantığıyla yöneten yetkililer, önce yıllardır bu kurumun tüm yükünü üstlenen yöneticilerini kapı dışarı etti, ardından da bu eğitim merkezini Kültür ve Anıtlar Kurumu’na bağladı.

'CİNECİTTA’: Cinecittà Stüdyoları adıyla tanınan Cinecittà, Roma’da 1937 yılında kuruldu. Cinecittà Studios’un işlettiği, İtalya’daki sinema endüstrisi tarihinde önemli bir konuma sahip olan bu stüdyolarda gerek İtalyan gerekse yabancı ülke yapımı yüzlerce film ve televizyon dizisi çekildi.

Üç bini aşkın filmin çekildiği, 90 filmin Oscar’a aday gösterildiği Cinecittà stüdyolarında çekimi gerçekleştirilen 47 film, Oscar heykelciğine sahip oldu. Cinecittà’da aralarında Federico Fellini, Francis Ford Coppola, Ettore Scola, Luchino Visconti ve Martin Scorsese’nin de yer aldığı birçok yönetmen sinema tarihine geçen yapıtlara imza attı.

40 hektarlık bir alanda kurulu Avrupa’nın en büyük sinema üretim merkezlerinden biri olan Cinecittà’da halen 22 stüdyo hizmet veriyor. İtalya’daki ekonomik kriz nedeniyle hayata geçirilen ekonomik manevra paketi, kültür dünyasında protestolara neden olan kesintiler öngörüyor. En son Cinecittà’nin “eğlence parkı”na dönüştürülmesi girişimi gündeme gelince, Cinecittà emekçileri stüdyoları işgal etti. Cinecittà çalışanlarının bu protestosuna İtalyan ve Avrupa sinemasından birçok yönetmen de destek veriyor.

‘Monti hükümetinden kültürel kıyım’
Monti hükümetinin ülkeyi darboğazdan çıkarmak adına izlediği kemer sıkma politikasının bir ucu da kültür dünyasına dokunuyor. Bu merkezde görev yapan görsel-işitsel alanda uzman teknik ekibi temsil eden sendikalar, vahşi bir özelleştirmenin kurbanı ökduklarını dile getiriyor. “Bu seçim Monti hükümetinin sosyal ve kültürel alanda neden olduğu bir kıyım” diye tepkisini aktaran Komünist Yeniden Yapılanma Partisi gelişmeleri kaygıyla izliyor. Deneysel kimliğini yitiren, bir tek İtalyan sineması açısından değil, dünya sineması açısından da önemli bir başvuru merkezi olan bu yapıda Ulusal Sinema Arşivi’nin İstituto Luce gibi özel bir kuruma devredilmesi ise bardağı taşıran son damla.

Sinema emekçileri ve yönetmenlerin mücadelesi şimdi iki ana noktaya odaklandı. Bir yanda İtalya’nın Ulusal Sinema Arşivi’nin özelleştirilmesine karşı çıkılarak, bu merkezde çalışanların hakları savunmaya çalışılıyor, öte yanda yıllara uzanan işlevi bir kenara atılan ve yerine “eğlence parkı” öngörülen Cinecittà’ya sahip çıkılıyor.

Sinema emekçileri çatıda uyuyor
Ekonomik krizin gitgide ağırlaştığı böylesi bir ortamda kültür dünyasını hedef alan kesintilere Cinecittà çalışanları tepki vermekte gecikmedi. Birkaç gündür Roma’daki tarihi stüdyoların çatısında nöbetleşe uyuyan, geceyi Cinecittà’da geçiren sinema emekçileri, “düşler fabrikası”ndaki işlerini yitirmek tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını biliyor. 220 Cinecittà çalışanının rüyalarını kabusa çeviren bu güç süreçte, sinema endüstrisinin gerek teknolojik gerekse kaynaklar açısından geçirdiği köklü değişim de, önemli bir role sahip.

Cinecittà’nin arazisinde “eğlence parkı” projesine yeşil ışık yakanlar kültürü temsil eden kurumların ticari bir çerçevede değerlendirilmesini savunduğu için stüdyoların yer aldığı alanda lüks oteller, restoranlar, alışveriş merkezleri, barlar ve lokallerin yer aldığı park, iştahlarını kabartıyor. Nisan ayında Roma’yı ziyaret eden Katar emirine “Biraz da İtalya’da yatırım yapın” diye seslenen Mario Monti hükümetinin Cinecittà’yi eğlence parkı olarak düşlemesi hiç de şaşırtıcı değil. Pompei, Ercolano, Kolosseyum gibi kaderine terk edilen arkeolojik ören yerlerine ayıracak bütçesi olmayan İtalya, bu alanda da sorunu sponsorlarla çözmek arayışında.

Parkın bütçesi, İbra’nın transfer ücretine eşdeğer
Nasıl bir Cınecittà düşlüyorlar? Tarihi stüdyoların beş yıldızlı otellere dönüştüğü, geçmişe biraz da saygı gösterelim mantığıyla bir iki stüdyonun reklam filmleri ya da televizyon dizilerinin çekimi için sembolik amaçlı korunacağı, yolu düşen yönetmenlerin ağırlanacağı, lüks bir tiyaro da eksik olmasın düşüncesiyle göstermelik bir tiyatronun da ekleneceği, alışveriş merkezli, otoparklı bir Cinecittà. Düşler fabrikasını “kabuslar fabrikası” dönüştürecek bu yendien düzenlemenin başlangıç faturası ise Katar emirinin Zlatan İbrahimoviç’nin Milan’dan Paris Saint-Germain’e gitmesi için verdiği paraya eşdeğer, özetle 60-70 milyon avro.

Cinecittà emekçileri bu filmin sonunu şimdiden görebiliyor. Birçok küçük şirket bünyesinde, geçici sözleşmeyle çalışıtırılacak olan yeni köleler. Sinema tarihine imza atan onlarca yönetmenin bu gidişe dur demek için kolları sıvadığını da hatırlatalım. “Una Giornata Particolare” adlı filmini Cinecittà’da çeken Ettore Scola, “Vatandaş Cinecittà’yi yitirirse Pompei’yi yitirmek gibi sahibi olduğu kültürel mirasdan yoksun kalacak. Öncelikle bunu anlamak ve Cınecittà’yi kurtarmak için micadele etmek gerekli.” görüşünde.

L'intervista filminin Cinecittà'daki çekimlerinde Fellini

İtalyan sinemasının birçok yönetmeni de Cınecittà’yi kurtarmak amacıyla kaleme alınan ortak bir metni imzalayarak Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano’yu uyardılar. Bu metni Bernardo Bertolucci. Gianni Amelio, Marco Bellocchio, Roberto Faenza, Giuseppe Tornatöre, Nino Russo gibi İtalyan yönetmenlerin yanı sıra Ken Loach, Bertrand Tavernier, Costa Gavras, Vanessa Redgrave, Claude Lelouch ve Michel Hazanavicius da imzaladı. Umarız bu protestolar Cınecittà’yi “eğlence parkı” olmaktan kurtarır da “E la Cınecittà va” demek zorunda kalmayız.

[email protected]