Çeviri uğraşı

Aslı Kayabal'ın “Çeviri uğraşı” başlıklı yazısı 11 Şubat 2013 Pazartesi tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

“Çevirmenlik mesleğine saygı yok! Ben yıllardır çeviri yapmıyorum. Oğlum Marcello Jatosti de geçinebilmek için kitap çevirmeye devam ediyor. Hep aynı hikaye: Düşük ücretler, sömürü. Yazarlar sendikasında çevirmenlerin iş güvenliği sağlansın diye uğraştım uzun yıllar.

Ama İtalya’da hiçbir şey değişmiyor!” Şair ve yazar, çevirmen Luciano Bianciardı’nın yaşam arkadaşı Maria Jatosti, İtalya’da çevirmenlik mesleğinin geldiği noktayı böyle özetliyor.

Oysa Çizme’de her yıl, yabancı dillerden İtalyancaya kazandırılan kitaplar yüzde 35,8’lik bir dilim oluşturuyor. Bu da 60 bin kitap demek. İtalya’nın özgün dilde yazılan kitapların okunmadığı bir ülke olduğunu dikkate aldığımızda, yabancı dillerden çevrilen yayınların çok sattığı görülüyor.

Avrupa Konseyi Edebiyat Çevirmenleri Dernekleri’nin (Ceatl) yayımladığı son araştırmalardan biri Cesare Pavese, Fernanda Pivano gibi başarılı çevirmenleriyle anılan İtalya’da, kitap çevirisini meslek edinenlerin iş güvenliği olmadan çalıştırıldıklarını ortaya koydu. Ülke düzeyinde kitap çevirmenlerinin haklarını düzenleyen bir sözleşme olmadığı için çevirmenlere ödenen telifler, yayımcı ile çevirmen arasındaki özel görüşmelerde belirleniyor.

Bu yönde güvencesiz koşullarda çalışmak zorunda kalan İtalya’daki kitap çevirmenleri, Avrupa’da Hırvatistan, Litvanya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Slovenya’da aynı işi yapan meslektaşlarının ardından en düşük ücretleri alıyor.

Edebiyat kitapları çevirenlere, İtalya’da, ortalama 2 bin vuruşluk bir çeviri için brüt 13 avro ödeniyor. Bu rakam. Fransa ve Almanya’da 18-22 , İsviçre’de 35, İngiltere’de 40 avro dolayında seyrediyor. Avusturya, Belçika, Fransa, İngiltere, Hollanda, İspanya ve İsviçre’de yayınevleri, çevirmenlere çevrilen kitabın sattığı kopya üzerinden ek ödemeler yaparken, İtalyan çevirmenler bu haktan da yoksun bırakılıyor.

İtalya’da Almanya’daki gibi 3 bin kitap çevirmeni var mı, bilmiyorum ama çeviri dünyasının profesyonelleri bu koşullara karşı çıkmak adına girişimde bulunuyor mu, diye sorulabilir. Bu açıdan bakarsak çevirmenlerin haklarını güvence altına almak amacıyla 2012 Ocak ayında kurulan Strade Sendikası’na bugüne kadar 200 çevirmenin üye olduğu gözleniyor. Aynı zamanda edebiyat çevirisi konusunda bir forum olan Biblit’in yöneticiliğini de yürüten Marina Rullo, çiçeği burnundaki çevirmenler sendikasının bu işle geçinenlerin sosyal haklarını güvence altına almayı hedeflediğini ama daha yolun başında olduklarını aktarıyor.

Avrupa Birliği’nin kitap çevirmenlerinin iş güvenliği haklarını düzenleyen bir sözleşmeyi tez elden hayata geçirmesini umut ediyor İtalyanlar. Çevirmenlerin yazarlarla eşit haklara sahip olmaları gerektiğine vurgu yapılırken. yayınevleri tarafından sömürülmemeleri gerektiği belirtiliyor. Bir kitabın çevirisinin ardından hazırlanan görsel-işitsel ürünler. senaryo çalışmaları çevirmenlerin metnini temel alsa da, yayınevlerinin bu konuda da telif ödemekten kaçındığı vurgulanıyor.

Ekonomik kriz gerekçe gösterilerek kültüre ayrılan her türden bütçenin kısıldığı İtalya’da, 2 bin vuruşluk çevirileri 4 avroya çevirmeyi kabul edenlere de rastlanıyor. İtalya’nın köklü ve yayınevlerinden birinin çocuk kitapları dizisinde, çevirmenlere dosya başına 7 avro ödediği aktarılıyor. Strade Sendikası’ndan Marina Pugliano’nun da vurguladığı gibi, çevirmenlik uğraşının niteliği bir hayli düştü. Bu açıdan baktığımızda ortalıkta çok sayıda kötü çeviri de mevcut.

Bu dikenli yolda Strade sendikası 2 bin 500 imza toplayarak Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano’dan İtalya’daki çevirmenlerin Avrupa’daki meslektaşlarıyla eşit haklara sahip olabilecekleri bir kaynak yaratılmasını isteyecek. Bu girişimin kriz döneminde bir ütopyayla sınırlı kalmaması dileğiyle.

Oslo’da 2006 yılında topluca iş bırakan Norveçli çevirmenler, yayınevlerine çevirisiz bir dünyanın nasıl olacağını göstermişti. Norveçli meslektaşlarının yolundan giden İtalyan çevirmenler de umarız, haklarını elde eder.