Aliano, Carlo Levi, çiftçiler

“İsa Eboli’de Durdu” romanının yazarı Carlo Levi, antifaşist hareket içinde yeraldığı için, faşist yönetim altındaki İtalya’da Aliano kasabasına sürgün edilmişti. Güney İtalya’da Basilicata bölgesindeki Aliano, o dönemde Lucania diye anılıyordu. 1935 ve 1936 yıllarında Aliano’da iki yıl geçiren Torino doğumlu Levi, güneyin bu kervan geçmez kasabasında tanıdığı çiftçilerle dostluk kurmuş, bu yabanıl topraklara öylesine bir sevgiyle bağlanmıştı ki, öldükten sonra kasabanın dışındaki metruk mezarlığa gömülmeyi vasiyet etmişti.

Çağdaş çiftçiler
Carlo Levi’nin sürgün yaşamı ve gömüldüğü mezarlık, yazarın adını taşıyan Carlo Levi Edebiyat Parkı’yla tanınan Aliano, Levi’nin ölümünün ardından yıllar sonra yine gündemde. Güneyin kültürel ve tarihi mirasını belgeleyen ve kendini “kasabaların yazarı” diye tanımlayan Franco Arminio, bu coğrafyanın gözden ırak kasabalarında sürdürdüğü yolculukta Aliano’ya da uğradı. Levi’den yıllar sonra “sessiz kasaba” niteliğini yitirmeyen nadir yerleşimlerden biri olan Aliano, Carlo Levi’nin “İsa Eboli’de Durdu” romanında anlattığı gibi yine bu kasabaya can veren “çağdaş çiftçiler”le gündemde.

Carlo Levi (1902 Torino-1975 Aliano)

Torino doğumlu doktor, yazar vwe ressam Carlo Levi, direnişçilerin cephesinde antifaşist hareket içinde yeraldığı gerekçesiyle 1935-36 yıllarında faşist idarece güney İtalya’da Aliano’da iki yıl sürgün cezasına mahkum edildi.. 1963 yılında yazıldığı İtalyan Komünist Partisi’nde ise uzun yıllar aktif bir rol üstlendi,

Sürgün edildiği kasabada geçirdiği yıllarda, çetin koşullarda yaşama mücadelesi veren çiftçiler ve köylülerle dostluk kuran, onların gündelik yaşamına tanıklık eden Levi, o yıllarda yaptığı resimlerde bu kırsal dünyayı yansıttı.

Einaudi yayınevinin 1945’de bastığı “İsa Eboli’de Durdu” başlıklı romanında Levi, Aliano ve çevresinde çiftçilerin öykülerini anlattı. İki yıl devam eden sürgün yaşamı boyunca bu topraklara tutku ve sevgiyle bağlanan Levi, ölümü sonrasında Aliano mezarlığìna gömülmesini vasiyet etti. 1975’de yaşama gözlerini yuman Carlo Levi, yaşarken köpeği Baron’la geldiği, saatler geçirdiği ve resim yaptığı Aliano mezarlığına defnedildi.

Levi’nin anısına sahip çıkan Aliano sakinleri sonraki yıllarda Carlo Levi’nin anısına bir müze, çeşitli romanlarından seçilen notların okunduğu bir edebiyat parkı kurdular. Kasabanın tarihi merkezindeki sokaklarda ise Levi’nin romanlarından derlenen alıntılar, yolu bu kasabaya düşenlere rehberlik ediyor.

Yaşadığı yıllarda “öteki İtalya”yı keşfettiğini dile getiren Carlo Levi, yaşamını “Çiftçilerin İtalyası”nın simgesi Aliano’da noktaladı. Onun bu seçiminden geriye, güneydeki sürgün yıllarında yaptığı onlarca resim ve roman kaldı.

Carlo Levi’nin faşist yönetimce sürgün edildiği konuta elli kilometre mesafede üç yüz kişiye konuşan Angelo Avagliano da bu çağdaş çiftçilerden biri. Avagliano yaklaşık yirmi yıl önce dünyaya geldiği Salerno şehrini terkederek Pruno’da Cilento dağlarında inziva yaşamı sürmeye karar verdi.

Arminio’nun güneyin kasabalarını konu alan kitabında vurguladığı gibi, Pruno ve yakın çevresindeki dağ yerleşimleri, birkaç yıl öncesine kadar yedi kilometrelik bir yürüyüşle ulaşılabilen Avrupa’daki ender kırsal noktalardan biriydi. Bölgedeki çetin iklim koşullarından kaçan çobanlar dahi, görece daha ılıman bir iklimin baskın geldiği deniz kıyısına göç ediyordu. Bugün dağ kasabası Pruno’da 25 kişi ikamet ediyor. Bu sessiz kasabanın sakinlerinden biri de, Angelo Avagliano. Pruno’da kentten köye göç eden tek kişi.

Angelo Avagliano, Pruno’nun kırsal dokusu ve çiftçi geleneğini dikkate alarak bir zamanlar bu topraklarda üretilen buğday türlerinin yetiştirilmesi için bir tarım projesini hayata geçirdi. Avagliano hayalet bir kasabaya dönüşen Aliano’ya can vermek amacıyla yazarlar, sanatçılar ve çevre konularında inisiyatif alan kişi ve kurumları Aliano’ya davet etti. Bu girişim, kasabada bir yıl sürmesi planlanan bir kültür atölyesinin temelini attı. Bu atölye, Aliano’nun barındırdığı çiftçi kültürü ile özüne dönmesini hedefliyor.

Aliano, Carlo Levi’nin notlarında ve romanlarında vurguladığı gibi faşist İtalya’da bir sürgün kasabası seçildiğinden simgesel bir konuma da sahip. Torinolu bir kültür adamı olan Levi, 1936 ağustosunda Aliano’ya geldiği zaman kendisi gibi faşist idarenin sürgün ettiği başka on kişiyle tanıştı Aliano’da.

Bugün Aliano’nun merkezi, siyah beyaz fotoğraf karelerinde saklı kalan bir zamanların Alianosu’ndan farklı bir dokuya sahjip olsa da, kasabayı çevreleyen peyzajın değişmediği dile getiriliyor. 1930’lu yıllara oranla Aliano’da ikamet edenlerin sayısının yarı yarıya azaldığı aktarılıyor. Levi’nin sürgün günlerinde yaşadığı ev, halen kasabanın dışında ayakta. Aliano’daki birçok konut gibi bu konut da restore edilen yapılardan biri.

Aliano’da 2000’li yıllardaki tartışma noktalarından biri bu dağ kasabasının tarihi dokusunu barındırdığı nice anı ile korumak isteyen çevre örgütleriyle, yörede günde 15 bin varil petrol çıkarılan kuyuların sahipleri arasında yaşanıyor. Çevre örgütleri dağ kasabalarının da içinde yer aldığı bu bakır doğanın sömürülmesine karşı çıkarken, kazanç peşindeki kuyuların sahipleri eleştirileri ve kaygıları dikkate almıyor.

Gençlerden buğday şenliği
Angelo Avagliano ve destekçileri, bu bölgeye gelen göçmen nüfusu da aralarına alarak Aliano’yu yeniden canlandırmak amacında. Antik dönemde üretilen buğday tarımı, sakin ve sessiz bir yaşamı seçenler için alternatif bir coğrafya diye sunulan Aliano’ya birkaç kilometre uzaklıkta Caselle’de kasabalarını terketmeyen bir grup genç ise, bu yerleşimin çiftçi geleneği ve belleğine sahip çıkarak “buğday şenliği” düzenliyor.

Sanza’da ‘kızıl cumhuriyet’
Bu yörede anlatılan bir öykü var ki, çok az kişi biliyor. 16 ekim 1943 tarihinde Basilicata’nın sınırlarında Sanza’da “kızıl bir cumhuriyet” ilan edilmiş. Sanzalı çiftçilerin girişimiyle kurulan bu komünist yönetim, 37 gün tutunabilmiş. Sanza’lı köylülere, kasabadan göçeden, daha sonra Sanza’ya geri dönen komünist ve antifaşist, Tommaso Ciorcari’nin önderlik ettiği anlatılıyor. Sanza bağımsız cumhuriyeti Caselle kasabasını da yanına almış. Sözün kısası toplam 3 bin kişinin yaşadığı bir kasabalarda komünist cumhuriyet, kısa da olsa kendine yol açmış.

Geçmişte kayıtlı kalan ve unutulmaya yüz tutan bu öyküleri, güneyi adım adım arşınlayan Franco Arminio ortaya çıkarıyor. Arminio İtalya’da yakın gelecekte köklü bir değişimin yaşanacağı, bu değişimin kentlerin tersine kasabalarda başlayacağı, yeni bir 1968’in dağlardan kopup gelecek bir 1968 olacağı inancında. Arminio okurlarına dağ kasabalarında gelişecek yeni bir hareketin kokusunu aldığını aktarırken, Carlo Levi’nin sürgün edildiği Aliano’da “I calanchi e la luna” adını verdiği girişimle bu küçük dağ kasabasına yeni bir can katıyor.

[email protected]