Müzik sanatında 'zaman'

Geçenlerde, soL Portal’a “yaşamda zaman” konusuna değinen küçük bir yazı yazmıştım. Bu kez, “müzik sanatında zaman boyutu”na değineceğim. Bağışlayın, bu virajı almak zorundayım. Çünkü “zaman” kavramını herkes, bildiği bir alanda, en azından yakınlık duyduğu bir konuda ele almalı. Aksi halde “zaman” konusu, metafiziğin karanlıklarına kadar uzanıp gidebilir…

Müzik, ses üreten bir hareketin sanatıdır. Böylece, ses sürecini belirleyen bir “zaman” boyutu çıkar ortaya. Bu boyutu içeren sanat dalı yalnızca müziktir.

Şöyle özetleyeyim: Hareket eden bir cisim titreşir ve ses dalgaları oluşturur. İnsanoğlunun ses dalgalarını duyabilmesi için, bu fizik olgusunun iletken bir ortamda insanların kulağına ulaşması ve beyindeki işitme merkezine varıp değerlendirilmesi gerekir. Eğer bu üç öğeden biri (ses kaynağı, iletken ortam ve kulak/beyin) bulunmuyorsa, “ses”ten söz açılamaz.

Müzik sanatında kullanılan sesler, düzenli titreşimlerden oluşmuş seslerdir. Titreşim eğer düzenli değilse bu tür seslere “gürültü” denir.

“Ses” olgusuna ilişkin bilgi ve araştırmalar, “ses fiziği” anlamındaki “akustik” biliminin konusudur. Ama akustik bilimiyle müzik sanatı, yöneldikleri amaç bakımından farklılıklar taşır: Akustik, seslerle bilim yasaları çerçevesinde ilgilenir müzik sanatında ise sesler, insanın duygu ve düşünce dünyasına yansıyan etkileyici yönüyle değerlendirilir.

***

Eğer canınızı sıkmıyorsam, müzik sanatının başlıca özelliklerinden biri olan “zaman” boyutunu birkaç yönüyle belirtmek isterim:

Ritim ("tartım" da deniyor ona), müziğin hareketini, dolayısıyla karakterini belirler. Zamanın belli bir süre içinde eşit uzunluktaki parçacıklara bölünmesinden kaynaklanan ritmik hareket, bir düzen oluşturacak şekilde birbirini izler. Ritmin doğması için en az iki sesin art arda gelmesi ve o iki sesten birinin vurgulanması gerekir.

“Ritim” kavramını, “tempo”, ya da “ölçü” gibi öteki müzik terimleriyle karıştırmayalım. “Tempo”, bir müzik eserinin hız derecesini belirler: Ağır tempo, orta tempo, hızlı tempo gibi… (Burada yığınla tempo teriminin İtalyancasını yazarak ukalâlık etmek istemiyorum. “Tempo” teriminin ZAMAN kavramını içeren ölçütlerden olduğunu belirteyim, yeter.)

“Ölçü” terimi ise eserde yer alan birbirine eşit “zaman birimleri”dir. Ölçüler, nota üzerinde “ölçü çizgileri” ile birbirinden ayrılır.

İşim zor: Zaman boyutunun müzik sanatında ne gibi “olmazsa olmaz” bir işlev gördüğünü, bu konuya yabancı olanlara acaba başka türlü nasıl anlatabilirim?

Öncelikle şunu söylemeliydim: Her müzik eseri belli bir süreyi, “zaman”ı kapsar. Ses kayıtlarında (CD’lerde vb.) ayrı parçaların, ya da ayrı bölümlerin süresi kesin bir zaman ölçüsüyle belirtilir: 4’12’’ (dört dakika on iki saniye) gibi…

Ukalâlığı uzatmamak için yazıyı burada bitiriyorum sevgili okurlarım.