Kongre yılında Çin’in iyimser beklentilerini aşındıran ekonomik güçlükler ortaya çıkmaya başladı. Bunları üçe ayırılabiliyoruz.

ÇKP Kongresi arifesinde Çin ekonomisi

Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP’nin) 20’nci Kongresi 16 Ekim 2022’de toplanacak. Beş yılda bir yapılan bu kongreler, sonraki dönemin yönetim kadrolarını, stratejik önceliklerini belirler. 2022, bu nedenle önemli bir yıldır. 

Uluslararası ekonomik ilişkilerin, özellikle iktisat politikası sorunlarının Kongre’de önemli bir yer tutması beklenir. Çin, korona salgını ve sonrasını kapsayan 2020-2021’i olumlu bir ekonomik bilanço ile tamamladı. Bu yıl ise bazı sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu ortam Kongre gündemini de etkileyecektir.  

2020-2021’in ekonomik bilançoları: Çin ve ABD

ÇKP Kongresi’nin ana temalarından biri, herhalde, ABD’nin Çin’e karşı sürdürdüğü ekonomik savaş olacaktır. 2021 sonunda bu iki ekonominin göreli durumlarına kısaca göz atmak bu açıdan da önem taşıyor. 

Bir hegemonya mücadelesi içinde yarışan dünyanın en büyük iki ekonomisini karşılaştırıyoruz. Alım gücü paritesine (AGP) göre ölçüldüğünde Çin millî geliri 2014’ten itibaren ABD’nin önündedir. IMF’nin AGP verilerine göre Çin lehine fark, 2021’de yüzde 16’ya yaklaşmıştır.

Çin yönetimi Kongre yılına iyimser ekonomik beklentilerle girdi. Çin toplumunda mutlak yoksulluğa 2021’de son verildiği ilan edildi. Salgın yılı ve sonrasının (2020-21’in) bilançosu, ABD ile karşılaştırılırsa parlaktır. Salgın hızla denetlenmiş; can kaybı oranı Amerikan ortalamasının çok altında kalmıştır.  

ABD’de ortalama yaşam beklentisinin, salgının da katkısıyla 2021’de 76,1 yıla düştüğünü ve Çin’in bu gösterge bakımından ilk kez ABD’nin önüne geçtiğini öğreniyoruz (Quartz, 2 Eylül 2022;  Adam Tooze, Chartbook, No.148). 

2020-2021’in büyüme verileri bakımından da Çin, ABD’nin açık farkla önündedir. Bu iki yılda Çin’de gerçekleşen büyüme oranlarını yüzdeler olarak verelim: +2,2 → +8,1… ABD için aynı yüzdeler ise -3,4 → +5,7’dir. Cari dolarlarla millî gelir farkı iki yılda Çin lehine 9 puan (%67 → %76) daralmıştır. 

Çin yönetimi 2022’nin büyüme hedefini “yaklaşık yüzde 5,5” olarak belirlemişti.  Bu beklentinin önceki yıldaki gibi aşılacağı; Amerikan ekonomisinin ise durgunlaşacağı öngörülüyordu. Bu öngörüler ve son yılların büyüme ortalamaları gerçekleşirse Çin ekonomisi on yıl sonra cari dolarlarla da ABD’nin önüne geçecektir. 

Ne var ki, Kongre yılında Çin’in iyimser beklentilerini aşındıran ekonomik güçlükler ortaya çıkmaya başladı. Bunları üçe ayırılabiliyoruz.

'Sıfır Covid' politikası büyümeyi frenliyor 

İlk sorun, bulaşıcılığı yüksek Omicron mutasyonuna karşı Çin’in “Sıfır Covid” politikasında ısrar etmesinden kaynaklandı. Covid-19 testleri sürekli kılınmıştır. Az sayıda pozitif vakanın saptandığı durumlarda dahi işyerleri, siteler, mahalleler, gerektiğinde tüm kentler, hatta eyaletler karantinalara alınmaktadır. 

Üretim ve dış ticaret metropolü olan Şanghay’da baharda iki aylık kapsamlı bir karantina uygulandı; tüm ekonomik göstergeler olumsuz etkilendi. 7 Eylül’de 21 milyonluk Chengdu,  Shanghay’ı izledi. Bugünlerde otuz eyalette kısmî karantinalar yürütülmektedir.   Üretimin kesintisiz sürdürülmesi önceliklidir. İşçileri belli sürelerde işyerlerinde tutan “kapalı devre” uygulamaları yaygınlaşmaktadır.  

Çin yönetimi, bugüne kadar Sıfır Covid politikasını “yaşam hakkı önceliklidir” ilkesine dayanan stratejik bir hedef olarak oluşturdu; bu ilkenin ve olumlu sonuçlarının Batı’dan farklılaşmasını kıvançla vurguladı. 

Nereye kadar sürdürülebilir? İstihdamda önemli tol oynayan bazı yabancı şirketlerin, Sıfır Covid uygulamaları nedeniyle Vietnam’a, Tayland’a taşınma niyetlerinden söz ediliyor. Büyüme ivmesi üzerindeki olumsuz etkileri artmaktadır. Kapsamlı ve kısmî karantinaların Ekim sonuna kadar uygulanacağı 14 Eylül’de açıklandı. “Esnekleşme” adımlarının ÇKP Kongresi sonrasına ertelendiği tahmin ediliyor. 

Diğer sorunlar: Konut piyasaları ve kuraklık

2022 başlarında ipotekli konut piyasalarında ve kırsal bankalarda patlak veren sert bir çalkantı inşaat sektörünü etkiledi.

Konut pazarlayan bazı gayrimenkul yatırım şirketleri taahhütlerini yerine getiremedi; iflas eşiğine sürüklendi. Bunlara kredi açan yerel (“kırsal”) bankalar da mevduat sahiplerine ödemeleri dondurdu. Mağdurlar örgütlendi. Konutları geciken kişiler bankalara ipotek ödemelerine son verdi. Bazıları inşaatı bitmemiş konutlara yerleşti. Paralarını çekemeyen mevduat sahipleri de bankaları kuşattı. 

Yerel yönetimlerin finansman gereksinimini karşılamak için yasa-dışı faiz yarışına giren kırsal banka yöneticileri görevden alındı. Yasal sınırları aşmayan mevduat güvencesi uygulandı; ödemeler yapıldı. 

Konut sektöründeki çalkantı inşaat sektörünü durgunlaştırıyor. Kalıcı bir çözüm herhalde vakit alacaktır. Geçen yıl dev inşaat şirketi Evergrand iflasa sürüklenmiş; devlet, şirketi kurtarmayı reddetmişti. Bugünkü kriz daha kapsamlıdır. Teslim edilemeyen konutların yaygın olduğu bölgelerde, inşaatın yöredeki devlet işletmeleri tarafından devralınarak tamamlanması öneriliyor.  Batık şirketler ise kurtarılmayacaktır.

Üçüncü ve ciddi ekonomik sorun, Çin’in pirinç üretiminin yarısını karşılayan altı eyaletteki aşırı kuraklıktır. Bu yörede 2022’de gözlenen sıcaklık, bugüne kadar dünyada kaydedilen en yüksek dereceye ulaşmış (New Scientist, 23 Ağustos 2022). 

Kuraklığın sonuçları sadece pirinç ve gıda üretimiyle sınırlı değildir. Su rezervlerinde, barajlardaki azalma, elektrik ve sanayi üretimini aşağı çekiyor. Şanghay dahil büyük kent ışıklandırmaları kısıtlanıyor. 

ABD ekonomisi 2022’de daralmaya başladı; GSYH ilk altı ayda %0,9 (binde dokuz) oranında küçüldü. Çin’de de Sıfır Covid, inşaat sektöründe çalkantı ve kuraklık, aynı dönemin GSYH verilerine yansıdı; ekonomi sadece %2,5 oranında büyüyebildi. 2022’nin tümü için hedeflenen “yüzde 5,5 civarında” büyümenin gerçekleşmesi artık beklenmiyor.

ABD’nin ekonomik savaşı ve uzantıları 

Ukrayna işgali sonrasında ABD baskısıyla Batı blokunun Rusya’ya başlattığı ağır ekonomik ve ekonomi-dışı yaptırımlar, uluslararası ekonomik ilişkilerin yerleşik kurallarını çiğnedi. ABD hegemonyasının gücünü, etki alanını sınayan yeni bir dönemin işaretleri ortaya çıktı. 

Çin, çevre ülkelerinin (Türkiye, Hindistan dahil) çoğunluğu gibi bu yaptırımlara katılmadı. Rusya’nın işgalini açıkça desteklemedi; ama, NATO’nun sorumluluğunu vurgulayarak Rusya ile dayanışma gösterdi. 

Trump’ın Çin’e karşı açtığı ekonomik savaşı, Biden yönetimi ağırlaştırarak sürdürmekteydi. NATO’nun Haziran’da açıklanan yeni Strateji Belgesi’nde de Çin Halk Cumhuriyeti “Rusya ile derinleşen stratejik ortaklığı” nedeniyle ve “hırsları ve zorlayıcı politikaları ile çıkarlarımızı, güvenliğimizi ve değerlerimizi tehdit etmekle” suçlandı. Bu, saldırgan bir soğuk savaş ilanıdır. 

ÇKP Politbürosu ise 20’nci Kongre’nin “her bakımdan modern sosyalist bir toplum inşa etme yolculuğunda” bir aşama olacağını vurguladı ve ilan edilen soğuk savaşın ideolojik (“değerler”) boyutunu açıkça kabul etti (Xinhua, 30 Ağustos 2022).

Bu ortamda, Batı blokunun Rusya’ya uyguladığı (SWIFT’ten dışlanmak, döviz rezervlerinin dondurulması gibi) olağan-dışı yaptırımların, giderek Çin’e karşı da başlatılması olasıdır. 

ÇHC’nin dünya ekonomisi içindeki ağırlığı, tedarik zincirleri içindeki stratejik konumu ve teknolojik düzeyi, bu adımın atılmasını güçleştirmektedir. ABD dolarının ayrıcalıklı konumuna (“dolar emperyalizmi”ne) son vermeyi hedefleyen seçenekleri Çin iktisatçıları tartışmaya başladı. 20’nci Kongre, bu konuda da büyük önem taşıyor.  

Hatırlatalım ki, dolar hegemonyası, uluslararası sermaye hareketleriyle beslenir; reel ekonomilerin öne çıktığı dış ticaretten değil… Çin uluslararası ticarette açık farkla ilk sıradadır. Üstelik astronomik dış fazlalar vererek... Uluslararası ekonomik ilişkileri dönüştürecek alternatif sistemler üzerinde, Rusya ile eşgüdümlü çalışmalara başlamıştır. Birbirini tamamlayan ihracat fazlaları veren iki büyük ekonominin bu konudaki işbirliği önemlidir.  

ÇKP Kongresi yaklaştıkça bu alternatifleri de dikkate alan katkıları gözden geçirmek üzere…