Komünist Kadınlar 'sömürü ve şiddete karşı' İstanbul'da bir araya geldi

Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü sebebiyle Komünist Kadınlar NHKM'de buluştu. İstanbul Sözleşmesinin ve 6284 sayılı kanunun öneminin altının çizildiği etkinlikte kadınların bir araya gelip mücadele etmesi çağrısı yapıldı.

soL - Haber Merkezi

İstanbul'da Komünist Kadınlar tarafından düzenlenen Dr. Fatma Arslan, Avukat Özge Demir ve İş Güvenliği Uzmanı Zehra Güner Karaoğlu'nun konuşmacı olduğu "Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü" kapsamındaki etkinlik dün İstanbul Nâzım Hikmet Kültür Merkezi Ruhi Su Salonu’nda yapıldı.

Avukat Özge Demir sözlerine İstanbul Sözleşmesinin ve 6284 Sayılı Kanun'un kadınlar için can simidi olduğunun altını çizdi. Kanunun kadınların hem acil durumlarında yardıma koştuğunu hem de devletin bir politika olarak toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmaya yönelik politika izlemesini zorunlu kıldığını belirten Demir, sözleşme ve kanununa rağmen 2019 yılında 400'e yakın kadın öldürüldüğünü söyledi.

'DAVALARA DESTEK ARTMALI'

Demir, ''Hem boşanma davalarındaki arabuluculuk kurumu, hem yargı reformu kapsamındaki süreli nafaka ve cinsel istismarcılara af getirilmesi yönündeki tartışmalar İstanbul Sözleşmesine ve 6284 Sayılı Kanun'a aykırı. Kadınlara yönelik şiddeti gerçekleştiren faillerin indirimsiz cezalandırılması ve kadınlar üzerindeki dinci gerici tahakkümün yırtılması için hem davalara hem de mücadeleye desteği büyütmeliyiz'' dedi. 

'KADINLAR ÜZERİNDE TAHAKKÜM KURMA SINIFIN DİĞER SINIFI SÖMÜRMESİNDEN BERİ VAR'

Dr. Fatma Arslan kadına yönelik şiddetin bu derece artmasının kadınların eve hapseldimesinin, kadınlar üzerinde kurulmak istenen tahakkümle ilişkisi olduğunu söyledi. Kadınlar ve erkekler arasındaki iş bölümünün tarihin çok eski dönemlerinden beri var olduğunu belirten Arslan, ''Ancak kadınlar üzerinde tahakküm kurmanın bir düşünce olarak var olmasının, bir sınıfın diğer sınıf arasında tahakküm kurma düşüncesi ile birlikte var. Bu nedenle sınıf mücadelesinin tüm bu tahakkümü ortadan kaldırmanın kadının özgürleşmesine önemli bir eşik atlatacağını'' söyledi.

'KADINLARIN EMEĞİ EN ÇOK EV EKSENLİ ÇALIŞMALARDA'

Zehra Güner Karaoğlu ise kadınların emeğinin en çok enformel alanda yani ev eksenli çalışmalarda görüldüğünü; kadın ve ailenin, kadın ve evin birleşmesini kadının birden fazla kez sömürülmesine yol açtığını söyledi. Karaoğlu, ''Kadınlar çoğunlukla ev işleri, çocuk ve yaşlı bakımı nedeniyle çalışamıyor. Çalışsa bile enformel alanda güvencesiz ve düşük ücrete çalışıyor. Evde çocuk bakımı, yaşlı bakımını ve ev işlerini üstlenmeye devam ediyor. Üstelik pek çok direnişte açığa çıktı ki, nitelikli iş gücünde çalışan kadınlar da iş yerlerinde ağır mobing altında çalışıyor ve erkeklerden daha düşük maaş alıyor. İşverenler iş yerinde şiddete sıfır tolerans söylemini ise verimliliği artırmak yani karı artırmakla ilişkisini kuruyor'' dedi.

Piyasacılığın ve dinci gericiliğin şiddetin bu noktaya varmasında bir arada önemli etki yarattığını açıklayan Karaoğlu, kadının sosyalizm ile özgürleşeceğini söyledi.