Komünist Kadınlar: Kadınların sömürülmediği bir ülke için mücadele edeceğiz

Komünist Kadınlar, 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü' nedeniyle yaptığı açıklamada 'Kadınların şiddet görmediği, öldürülmediği, sokaklarında özgürce dolaşabildiği bir ülkeyi hep birlikte kurmaya' davet ediyor.

soL - Haber Merkezi

Komünist Kadınlar, "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü" nedeniyle bir açıklama yayımladı.  

Açıklamada adaletsizliğin, eşitsizliğin, kadına şiddetin ve sömürünün bu düzende sona ermeyeceğini anlatan Komünist Kadınlar, "Gelin, kadınların şiddet görmediği, öldürülmediği, sokaklarında özgürce dolaşabildiği bir ülkeyi hep birlikte kuralım" diyerek ​aydınlık bir ülke için mücadele etmeye çağırdı.

AYDINLIK BİR ÜLKEYİ HEP BİRLİKTE KURALIM

Komünist Kadınlar'ın açıklaması şöyle:

Bugün 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü. Biz her 25 Kasım’da yıl boyunca şiddet gören ya da öldürülen kadınların sayısını paylaşmaktan utanıyoruz. Biz bir sayı söylediğimizde o an, bir kadının daha öldürülüyor olma ihtimalinin gerçekliğinden utanıyoruz. Onlar utanmıyor. 

Henüz 22 yaşında patronu tarafından tecavüz edilip çalıştığı plazanın 20. katından aşağı atılan Şule Çet’in davasının, tüm kanıtlara rağmen bir buçuk yıldır sürüyor olmasından utanmıyorlar. Ölümünü aydınlatamadıkları bir genç kadının ardından ‘gezip tozan biriydi’ demeye utanmıyorlar. 

AKP’li Milletvekili Şirin Ünal, evinde ölen Nadira Kadirova’nın sigortasız çalıştırıldığı iddiasına yanıt vermeye tenezzül etmeyip, psikolojik sorunları vardı demeye utanmıyor.

Henüz 17 yaşında bir genci, erkek arkadaşı ile bankta yan yana oturdu diye okuldan atmakla tehdit etmeye, korkutmaya ve ölümüne sebep olmaya utanmıyorlar. 

Yetmiyor, sanki her gün en az bir kadın ölmüyormuş, yüzlercesi şiddet görmüyormuş gibi kadınları koruyan yasalara da göz dikiyorlar. “İstanbul Sözleşmesi derhal kaldırılsın” diyorlar, “6284 yuva yıkmaya devam ediyor” diyorlar. Kadınların şiddet gördükleri eşlerinden boşandıklarında, tek güvenceleri olan nafaka haklarına göz dikiyorlar. Tüm bunlar da yetmiyor, Meclis’te 2. yargı paketinin taslağına, çocuk istismarcılarına yönelik düzenleme önerisini yerleştiriyorlar; cinsel istismar faillerine af getirmeye hazırlanıyorlar. 

Utanmayacaklar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü için demeç verecekler. Göz göre göre yalan söyleyecek ve şiddetle mücadele için atılan adımlardan, kat edilen yoldan bahsedecekler. Koruyamadıkları kadınlar için ‘alo şiddet’ hattının reklamını yapacaklar. 

Tüm bu ikiyüzlülüğün içinde kadınlar olarak önümüzde iki yol var: Ya yalanlarına kanacak ve bu düzende sömürülmeye, öldürülmeye, aşağılanmaya devam edeceğiz; ya da aydınlık bir ülke için mücadele edeceğiz. Gelin, pembe otobüslerin, Osmanlıcı hayallerin, AB projelerinin değil; eşit ve özgür bir dünya için sosyalizm mücadelesinin bir parçası olun. Gelin, kadınların şiddet görmediği, öldürülmediği, sokaklarında özgürce dolaşabildiği bir ülkeyi hep birlikte kuralım.