Ortaokullar: Uzaktan eğitimde bir dönem yakıcı sorunlarla kapanıyor

İlkokuldan yeni çıkmış çocuklar ve ergenliğin en alevli zamanlarını yaşayan son sınıf öğrencileri… Şimdi hep birlikte uzaktan eğitim(sizlikle) cebelleşiyorlar

soL - Eğitim

2012’de yapılan 4+4+4 düzenlemesi ile ortaokullar bu tarihten beri 5, 6, 7 ve 8. sınıfları kapsıyor.

5. Sınıftaki öğrenciler ile 8. Sınıf öğrencileri arasında gelişimsel olarak ciddi bir fark var.

5. Sınıftaki 10 yaşlarında olan öğrencilerde ergenlik henüz yeni yeni etkilerini gösterirken, 8. Sınıftaki öğrenciler en şiddetli zamanını yaşıyorlar. Yine 5. Sınıf öğrencileri ilkokuldan yeni mezun olmaları nedeniyle 8. Sınıflar ile çok farklı özelliklere sahipler.

Uzaktan eğitim sürecine de bu farklılıklar güçlü biçimde yansıdı. 

Öğretmeniyle uzaktan bağ kuran çocuklar

5. Sınıflar henüz çocukluk çağında oldukları ve öğretmenleriyle güçlü bağlar geliştirmeye alışkın oldukları için dönem başında diğer kademelere göre derslere katılma istekleri daha fazlaydı. Ancak ortaokula yeni başladıkları ve birdenbire her ders için farklı öğretmen ile karşılaştıkları için öğretmenlerini uzaktan tanımaya çalışmak onlar için daha da zor oldu. Zaten en az 10 farklı ders öğretmenine ve derse uyum sağlamak yüzyüze eğitimde de 5. sınıfların ilk zamanları için zorken, uzaktan eğitimde daha da zorlandılar.

Öğretmenler, sene başında velilerden çok sayıda telefon aldıklarını, “çocuğum ilkokulda çok başarılıydı ama şu an hiçbir dersi anlamıyor ve bu durum çok zoruna gidiyor” yakınmalarını dinlediklerini anlatıyor. 

Yine veliler ilkokulda çocuklarına daha fazla yardımcı olabildiklerini ancak şimdi kendilerinin de artık yetersiz kaldığını söyleyerek çaresizliklerini öğretmenlerle paylaşıyor. 

‘Artık okul bile okumak istemiyor’

Konuyla ilgili bir öğretmen deneyimini şöyle aktarıyor:

“Bu noktada bizler de çok çaresiz kaldık tabi ki. Araştırmalar uzaktan eğitimde özyeterlik becerisi yüksek olan öğrencilerin daha başarılı olduğunu kaydederken, yine 5. Sınıflarımız öğretmen rehberliğine en fazla ihtiyaç duyan grup olduğu için bu süreçte de çok zorlandılar. 8. Sınıflarsa ergenliği en şiddetli yaşayan grup oldukları için onları uzaktan eğitime katmak için motive etmek zor oldu. Ders saatleri düşürülmediği için günde en az 7 saat ekran başında olmaya zorlanıyor çocuklar. Bu nedenle de öğrencilerin telefon ve internet bağımlısı olması cabası. Aynı zamanda zaten aile ile gerilim yaşamaya müsait bir gelişim döneminde oldukları için bu süreçte aileler ve ergenler arasındaki sürtünme arttı ve biz de ağlayan annelerden telefonlar aldık. Liselere giriş sınavına hazırlanan öğrencilerimiz ise uzaktan eğitimde dersleri yeterince anlayamadıklarını söylüyor ve önemli bir kısmı artık iyi bir lisede okuma hayalinin suya düştüğünü düşünüyor. Bazı aileler 8. Sınıf öğrencilerinin artık okul bile okumak istemediğini söylüyor.”

Öğretmenler, uzaktan eğitimle birlikte çocukların okuldan ve eğitimden uzak düşürüldüğünü söylüyor ve önümüzdeki dönemde okul bırakma oranının artmasından kaygı duyuyor.

Aynı öğretmen, kendi durumları hakkında şöyle konuşuyor:

“Bizim bu dönemde öğretmenlik tanımımız alabildiğine değişti. Öğretmenliğin akademik kısmını neredeyse bir tarafa bıraktık. Öğrencilerimizi motive etmek için derslerde onları daha fazla gülümsetecek espriler kurmak, onlarla daha bireysel ilişki kurmaya çalışmak derdindeyiz. Kahvaltı yapıp yapmadıklarını, saat kaçta uyuduklarını, izin saatlerinde gezip gezmediklerini soruyoruz. Ders biterken ‘hadi bakalım küresel ısınma nedeniyle bugün de hava güzel herkes sokağa’ diye çağrı yaptığımız oluyor.”

Ortaokul öğrencilerinin yaşadıkları penceresinden baktığımızda ilk görülen şey endişe!

Hem virüs ve hastalık konusunda endişeliler, hem de okuldan geri kalma korkusu onları yaralıyor. 

Korku tüneli gibi

Bakanlığın attığı adımlarsa öğrencilerin kaygılarını aniden artırmak gibi, sonuçlar veriyor. “Sınav yapacağız” diyorlar, sonra birden fikir değiştiriyorlar.

Bakanlığın yaptığı hataları telafi etmek için çalışanlarsa öğretmenler oluyor.

“Öğrencilerin yaşadıkları internet bağlantısı sorunlarında önemli değil diyerek, konuları defalarca tekrar ederek onların akademik anlamda yaşadıkları endişeleri gidermeye çalışıyoruz. Ancak salgınla mücadelede yetki merci olmadığımız için biz de virus konusunda çaresiziz. Sadece onlara güzel günleri hatırlatmaya, hayaller kurmaya teşvik edebiliyoruz. Hepimizin telefon numarası artık hem öğrencilerde hem velilerde, başta sürekli çalan telefonlardan çok zorlansak da şimdi biz öğrencilerimizi arayıp hallerini hatırlarını soruyoruz” bir öğretmen durumlarını böyle anlatıyor.

Kısaca uzaktan eğitimle geçen neredeyse bir yılda akademik hedefler geriye çekilmiş, öğrencilerin okuldan kopmaması için ve psikolojik sağlıklarını korumaya dönük çabalıyor eğitimciler.

Bir de “yok” sayılanlar var

Tüm bunlar bir şekilde derse katılabilen öğrenciler hakkında söylenebilenler. 

Evde internete erişecek hiçbir cihaz bulunmaması, cihaz olsa da internet olmaması ya da evde birden fazla kardeş ve az sayıda cihaz olması nedeniyle derslere hiç katılamayan öğrenciler var ve öğretmenler bu öğrencilerden neredeyse tamamen bihaber durumda...