Nurettin'in ardından: O gülümser ve siz sakinlerdiniz...

Bolero Çorap’ta çalışan tekstil işçisi ve Patronların Ensesindeyiz Tekstil İşçileri Dayanışma Ağı üyesi Nurettin Çınar, koronavirüs sebebiyle yaşamını yitirdi. Nurettin’in ölümünün ardından bugün yeniden işbaşı yapan mesai arkadaşlarında üzüntü ve endişe hâkimdi. İşçi arkadaşları, Nurettin'i ve neler yaşadıklarını anlattı...

PATRONLARIN ENSESİNDEYİZ

Patronların Ensesindeyiz Tekstil İşçileri Dayanışma Ağı üyesi olan tekstil işçisi Nurettin Çınar, 15 Nisan 2020 sabahı tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.

Bolero Çorap’ta çalışan evli ve iki çocuk babası bir tekstil işçisiydi Nurettin…

Koronavirüs salgını nedeniyle işyeri çalışanlarına 14 günlük süreyle izin verilince o da aynı iş yerinde çalıştığı diğer akrabaları ile birlikte memleketi Mardin Kızıltepe’ye doğru yola çıktı. 

Nurettin’le beraber aynı araçta yolculuk eden yakınları, yol boyunca çok halsiz ve ateşi olduğunu, sürekli mola vererek yola devam edebildiklerini söyledi.

Köye gittiklerinde yine bir süre bu hastalıkla başa çıkacağını düşündü Nurettin, durumu ağırlaşınca hastaneye kaldırıldı. 

Kardeşi ve yeğeninde de hastalık semptomları görüldü

Bir süre sonra benzer semptomlar onunla birlikte yolculuk eden, aynı işyerinde çalıştığı kardeşi ve yeğeninde de görüldü. Şimdi ailesinde yeni vakalar var ve annesi yoğun bakımda.

İşçiler kızgın...

Bugün 14 günlük izin sonrası işbaşı yapan Bolero Çorap işçileri, düzenin kendilerini ölüm ile aç kalmak arasında bir seçim yapmaya mahkûm bıraktığını, yaşananlara çok kızgın olduklarını dile getiriyor.

Evde durarak işsiz ve parasız kalmak ya da işe gidip Nurettin gibi hastalanarak, bir de en yakınlarını hasta etmek arasında çaresiz kalmaktan bıktıklarını söyleyen işçiler, psikolojilerinin de bozulduğunu söylüyor.

'Nurettin bu düzenin kendisine çok öfkeliydi'

Arkadaşlarının ağzından Nurettin: 

A.T.: Nurettin çorap atölyesine ilk gittiğimiz günden beri belki de gülümseyen gözleriyle bizleri en sıcak karşılayan işçilerden biriydi. Bu düzene çok öfkeli olduğunu söylerdi. O konuşunca her cümlesinde hissederdiniz bunu. Sosyalizme inanır ve bir gün mutlaka geleceğini söylerdi. Boyun Eğme gazetesini götüremediğimiz hafta olduğunda nerede kaldığımızı sorardı. Her tartışmamız mutlaka sosyalizm için mücadele etme kararlılığıyla biterdi. Gazi Semtevi etkinliklerimize katılır ve yanında işyerinden arkadaşlarını da getirirdi. 

'Atölyenin en sevilen çalışanıydı, hep gülümseyerek çalışırdı'

Ş.A: TKP’nin 22 Aralık’ta Bostancı Gösteri Merkezi’ndeki etkinliğine arkadaşlarını toplayıp gelirken marşlar dinleyerek etkinliğe yetişmeye çalıştığımız günü hatırlıyorum da her an insanı umutlu kılan bir tarafı vardı. O gülümser ve siz sakinlerdiniz. Atölyedeki en sevilen çalışanın o olduğunu söyleyebilirim. Kimin bir ihtiyacı olsa önce o koşardı. Bir de makinaları çok severdi. Ne vakit bir makinayı tamir etmeye çalışsa kendinden geçercesine odaklanır, ona sorarsanız tamir edemeyeceği makine olmadığını söyledi.

Nurettin’in ardından bugün çalıştığı atölyeye gidip diğer işçi arkadaşlarımızı ziyaret ettik. Atölyeyi saran üzüntü ve kedere bir de başka korkular eklenmiş. Herkes çok şaşkın olduklarını, inanamadıklarını ve sürekli akıllarına geldiğini söylüyordu.