Elbistan'ın kara talihi: Burada karlar siyah yağıyor

Çevre sorunları ile anılan Elbistan Termik Santrali yeniden gündemde. Santralin bölgeye verdiği zararı Avukat Özgür Çıkın ile soL okurları için konuştuk.

Özkan Öztaş

İlk kez 1987 yılında faaliyete geçen Afşin-Elbistan Termik Santrali ülkedeki enerji ihtiyacını ve sorununu çözmek adına bölgedeki düşük kalorili linyit kömürünü değerlendirmek için planlanmıştı. 

Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde yaşayanlarsa "Neredeyse 40 yıl oldu, ne yazımız çiçekli ne kışımız karlı" diye dertleniyor. 

Yapımına 1975 yılında başlanan santralin ilk ünitesi 1987 yılında faaliyete geçti. Zaman içinde ömrünü tamamlayan bölümleriyle birlikte hâlâ çalıştırılmaya devam edilen santral 2018 yılında Çelikler Holding'e satıldı. Çelikler Holding iktidarla kurduğu ilişkiler ve firmaya neredeyse peşkeş çekilen büyük enerji tesisleri ile biliniyor. Tabi bir de üç otuz paraya çalıştırıp zaman zaman işçilere yarım öğün verdiği yemeklerle.

Firmanın Elbistan'daki santral dışında Bursa Orhaneli Termik Santrali'ni de 2014 yılında satın alındığı biliniyor. Üstelik kelepir fiyatlara. Örnek olarak Kütahya Seyitömer Termik Santrali'ni, santralin 2 yıllık gelirine tekabül eden bir fiyata satmışlar Çelikler Holding'e. Bu satışı dönemin MHP Kütahya milletvekili Alim Işık "Cumhuriyet tarihine geçecek kara bir leke" olarak tarif ediyor, 2013 yılındaki Meclis konuşmasında. Bugün aynı düşüncelerden caymış olacak ki, belediye başkanı olduğu Kütahya'da artık pek dillendirmiyor oradaki sorunları. 

Santralin ürettiği enerji ülke ihtiyacının yüzde birini dahi karşılamıyor

Afşin Elbistan Termik Santrali ise sebep olduğu çevre sorunları ile gündemde. Santralin bir kısmının ömrünü doldurduğu söyleniyor. Ayrıca tesis, eğer tüm gerekleri yerine getirirse kâr edemeyecek kadar eski. Yani firmanın para kazanması için çevre sorunu yaratmasından başka bir sonuç yok gibi görünüyor. Göz yumanlar oldukça kâr etmeye devam edecek. Olan ise Elbistanlı emekçilere oluyor. 2020 yılı verilerine göre santralin ürettiği enerji, ülke ihtiyacının yüzde birini dahi karşılamıyor. Ancak memleket için küçük, Çelikler Holding için büyük olan bu fayda, Afşin-Elbistan yöresinde felaketin adı olmuş durumda. 

'Buraya karlar 40 yıldır simsiyah yağıyor'

Avukat Özgür Çıkın yıllardır bu konuda verilen mücadelelerin bir parçası. Çıkın, Kahramanmaraş'ta yaşanan çevre sorunlarına karşı hem açtığı davalarla hem de köylüler ile yan yana gelerek mücadele ediyor. Kendisi ile Elbistan Termik Santrali sorununu soL Haber için konuştuk.

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada Elbistan'a yağan siyah karlar gündem olmuştu. Elbistanlılar için olağan bir şey mi bu?

"Evet neredeyse 40 yıldır buraya karlar simsiyah yağıyor. Termik santral merkeze 30-40 km kadar uzaklıkta. Etkisi kilometreler uzadıkça azalıyor ancak hemen hemen her yerde aynı manzaralara denk gelebiliyorsunuz. Bütün bölgeyi etkiliyor. Yerlere düşen karlar bile simsiyah bir kirle yağıyor. Üzerini hafif eşeleyince altında beyaz karlara ulaşıyorsunuz. Tablo bu açıdan korkunç diyebilirim.

'Genç ölümleri ve kanser oranları her geçen gün artıyor'

Ne yazık ki son yıllara ait derli toplu bir rapor yok. Ancak genç ölümlerine ait verileri burada halk arasında gözlemlemek mümkün hale geldi. Özellikle akciğer kanseri bölgede yaygın görülen bir hastalık artık. Bir çok insan da köyünü, yurdunu terk ederek farklı şehirlere göç etmek zorunda kaldı. Maddi imkanları olanlar Kahramanmaraş merkeze ya da farklı illere göç ederken, imkanı olmayanlar santrale yakın yerlerde yaşamaya devam ediyor hâlâ. Çoğulhan ve Alemdar köylüleri adete zehir soluyor her gün.

Sürece dair ulaşılabilen raporlar eskiye ait. Güncel veriler ve araştırmalar yok. Ancak 2001 yılında Ankara Onkoloji Hastanesi'nin hazırladığı bir raporda kanser oranının 8 kat arttığı görülüyor.

Kaynak: Mehmet Ekici- Yüksek Lisans Tezi

'Kefenleri koltuklarında çalışıyorlar'

Elbistan Termik Santrali'nde bulunun A termik santralinin ömrünün dolduğu söyleniyor. Ünite çok eski. Dolayısıyla tamir ve bakımı da mümkün değil neredeyse. Birçok parçası eski ve bulunmuyor. Ancak Avukat Özgür Çıkın, bu santralin hâlâ çalıştırıldığını ve çevreye ciddi zararlar verdiğini ifade ediyor. Çıkın'ın ifadesiyle, santralde çalışan işçiler kefenleri koltuklarında işe gidiyorlar. Üstelik santralde yaşanacak bir sorun tüm çevreyi etkileyebilir diyor. Yani herkes başlarına gelecek felaketi bekliyor durumda. A santrali şu an geçici izinle çalıştırılıyormuş.

'Baca gazı arıtma sistemini kurduk diyorlar ama gözle görülür değişiklik yok, kül yağıyor'

Ortada gözle görülür bir değişiklik yok. Firmayı denetleyecek bir mekanizma da yok artık. "Baca gazı artıma sistemini kurduk" diye açıklama yapıldı. Ancak normalde böylesi bir müdahaleden sonra birazcık değişmiş olmasını gözlemlemek gerekir. Ancak ortada değişen bir şey yok. Hâlâ başımıza kül yağıyor. Denetim talebinde bulunuyoruz.

'Jandarma şirketin özel güvenliği gibi çalışıyor'

Şimdi bazen gözlemlemek için, bazen dışardan gelen gazeteciler ya da bağımsız raportörler için bölgeye gittiğimizde kayıt almamızı engellemeye çalışıyor güvenlik güçleri. Jandarma şirketin özel güvenliği gibi çalışıyor. Santralin çevresine yaklaşan herkese ajan muamelesi yapılıyor. Neden geldiği neden fotoğraf çektiği soruluyor. Burası özel bir şirket. İnsanlar istediği fotoğrafları çeker."

'C Termik Santralini yaparak felaketin boyutlarını arttırmak niyetindeler'

Çevre Bakanlığı'ndan konuya dair talep ettikleri raporlarda sağlıklı verilerin sunulmadığını belirten Çıkın,  birçok sorunlu işleyişin "geçici çalışma izinleri" ile sürdürüldüğünü belirtiyor. Üstelik bölgeye yeni bir C Termik Santrali yapılarak Türkiye'nin en büyük termik santralinin burada olmasının hedeflendiğini belirten Özgür Çıkın'a göre, bu süreç tamamlanırsa, artık burada insana dair hiçbir şey kalmayacak. 

Tabloyu ve yaşananları distopik bir filmin korku sahnelerine benzeten Çıkın, muhatap olarak bugün sadece Varlık Fonu'nun olduğunu, kimi keşif ve yeni yapılacak işlemlere dair da Varlık Fonu'ndan gelen yetkililerin görev aldığını ifade ediyor. 

'Proje Reis'e bağlı'

Proje sahasına gelen Varlık Fonu yetkililerinden birinin projenin direkt "Reis'e bağlı" olduğunu ve edilecek itirazlardan sonuç alınamayacağını söylediğini ifade eden Çıkın, öte yandan bazı bilirkişilerin görev almak istemediğini ya da görevi çeşitli mazeretlerle bu görevleri reddettiklerini söylüyor:

"Tam adı, Çevre Etki Değerlemesi olan ve ÇED raporu olarak bilinen raporun sonucunda ortaya çıktı ki, burada C Termik Santralinin yapılması uygun değil. Yeni yapılacak yer için de Akbayır köyünü tercih edeceklerini ifade ettiler. Bu aynı zamanda diğer köylere kıyasla Elbistan merkeze en yakın köy. Ama yeni ÇED raporu lehimize olsa da projeyi hayata geçirmek konusunda ısrarcılar. Hükümet bu çalışmayı hayata geçirmek için ortak arıyor. Çin'den bir firma talip oldu ama aklı başında olan herhangi bir yatırımcı ÇED raporunu ve verimliliği incelediğinde vazgeçiyor. Ancak bir yolunu bulup adım atmaya çalışacaklarını biliyoruz."

Raporda usulsüzlükler var 

Hazırlanan bazı raporlarda da usulsüzlük yapıldığını ifade eden Çıkın, Trakya'daki bir santralin iklim ve çevre koşullarını Elbistan için uyarladıklarını belirtiyor. Meteoroloji verilerinin Ankara Beypazarı'ndan alındığı raporlar haliyle kimseye güven vermiyor. Ancak görülen o ki hükümet cephesinde, projenin hayata geçirilmesi için özel bir çaba ve ısrar var. 

'Ya para kazandırmayacak ya da canımıza mâl olacak'

Projenin bu haliyle yatırıma değecek bir kâr getirmeyeceğini ifade eden Çıkın şöyle konuşuyor:

"Proje bu haliyle herhangi bir firmaya kâr kazandırmayacak. Bu verimlilik ve önlemler çerçevesinden bakınca böylesi bir enerji yatırımı manasız. Geriye tek bir seçenek kalıyor. Proje hayata geçecek. Maliyetlerden kısmak için alınacak önlemlerden vazgeçilecek ve olan burada yaşayan emekçilere olacak. Üç beş firmanın kâr hırsı için buradaki emekçilerin canlarıyla oynayacaklar. Biz de böylesi bir doğa katliamına dur demek için üzerimize ne düşüyorsa onu yapacağız. Burada yaşayan emekçiler bizimle. Sadece burası değil. Yurtdışında yaşayan Elbistanlılar da ciddi destek veriyorlar bu mücadeleye. Öyle bir sistem var ki karşımızda itiraz etmek ya da rapor talep etmek için açılacak davalarda ciddi masraflar çıkıyor karşınıza. Yani başka bir ifadeyle tek bir kişinin uğraşmaması gereken işler olarak önümüze düşüyor bu konular. Biz de tek başımıza değil burada duyarlı yurttaşlarla yan yana gelip davalar açıyor, mücadele ediyor ve konuya dair duyarlılığı arttırmaya çalışıyoruz. Felaketin önüne geçmek için elimizden geleni yapacağız."