2020 işçiler için nasıl geçti?

2020, bir yandan emekçiler için ağır geçerken, diğer yandan birlikte hareket ederek haklarını kazandığını da gösteren bir yıl oldu.

Selahattin Kural

2020 yılını geride bıraktık. Bu yıl, emekçilerin pek de hatırlamak istemeyeceği şekilde, deprem, dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık ve süre gelen ekonomik krizle geçti.

Özellikle son birkaç yıldır; her geçen yıl, hatırlanmak istemeyen bir yıl olarak anılıyor. Nedeniyse basit: kapitalizmin yaşadığı krizin dünya emekçileri üzerinde yarattığı etki, patronların tüm dünyada krizi fırsata çevirme pervasızlığı, daha fazla sömürünün gazına basma, kontrolsüz bir şekilde işçi haklarına saldırma…

Tüm bu başlıklar, var olan ekonomik krizde emekçilerin üzerine ağır bir şekilde inerken, 2020’nin henüz başlarında yaşanan pandeminin etkisiyle krize çarpan etkisi yaparak işçiler üzerinde ağır tahribatlar bıraktı.

İşçiler bu süreçte, daha çok maaşların ödenmemesi, iş koşullarının sağlıksız ve ağır olması, mobbing, iş cinayetleri, salgına karşı önlemler alınmaması gibi sorunlarla karşılaştı. Tüm bu başlıklara karşı emekçiler birlikte mücadele ederek patronlara geri adım attırdığı pek çok örnek sergiledi.

Ülkede yaşanan karamsar tabloya rağmen 2020’nin umut verici yanıysa işçi sınıfının tüm bu karabulutları dağıtmak için verdiği mücadeledir. Yaşanan sorunlara karşı işçiler birlikte hareket etmenin yollarını ararken, dayanışmayı büyüttü, işyerlerinde veya sektörlerinde yaşadıkları hak gasplarına karşı mücadele ederek kazanımlar elde etti.

Salgınla beraber gelen işçi düşmanı politikalar

Salgınla beraber işçilerin çalışma yaşamına Kısa Çalışma Ödeneği ve ücretsiz izin dayatması gibi işçi düşmanı politikalar girdi. Her iki başlık da, bu dönemde patronlara yapılmış birer kıyak olarak iktidar tarafından sunuldu. Kısa çalışma ödeneği patronlara yeni gelir kapısı olurken, ücretsiz izin dayatması işten çıkışın yasaklandığı bu dönemde işçileri açlığa mahkûm etmenin adı oldu.

Kısa Çalışma Ödeneği alan patron bir yandan işçileri tam zamanlı çalıştırmaya devam etti, diğer yandansa ücretsiz izin dayatmasıyla fiilen işsiz kalan bu emekçiler, ayda 1170 TL ile yoksulluğa itildi.

İşçiler yine salgınla beraber evden çalışmaya geçti. Ofis, plaza, banka, çağrı merkezi, öğretmenler evden esnek çalışmaya geçti. Evden çalışmayla işçilerin mesai kavramı ortadan kalktı. Yine evden çalışmayla beraber işçilere fazla mesai, yemek, yol parası verilmezken, online olarak bu emekçilerin internet faturaları ise şirket tarafından ödenmedi.

İşyerleri bu süreçte evden çalışmaya geçerek binalarını kapatıp ofis giderleri gibi büyük giderlerinden kaçınmış oldu.

Bunun yanı sıra sokağa çıkma yasaklarının, kısıtlamaların yaşandığı dönemlerde özellikle hizmet sektöründe çalışan emekçilerse deyim yerindeyse açlığa terk edildi.

https://sol.org.tr/haber/adanada-muzisyenlerden-gecinemiyoruz-eylemi-19366

Patronların lüks yaşamları işçilerin gözüne batıyor

Pandeminin daha ilk günlerinde iktidar bir yandan “#EvdeKal” çağrıları yaparken, diğer yandan emekçiler işyerlerinde salgına karşı önlem alınmadan çalışmak zorunda kalmıştı. Bu süreçte patronlar kendilerini kapatarak koruyabilirken, işyerleri ve emekçi mahalleleri salgının merkez üssü haline geldi.

Daha ilk günlerde emekçiler tüm bu tabloya karşı güçlü tepkiler verdi. İşçiler bir yandan tedirgin olurken diğer yandan dayatılan şartları kabul etmediği için sesini yükseltti. Bu süreçte özellikle fabrikalar ve şantiyeler öne çıktı. Hizmet sektörünün ağırlıkta olduğu diğer işyerlerinde ise zaten kısmi olarak yasaklar uygulanıyordu.

Bunların yanı sıra patronların lüks yaşamı göze batmaya başladı. Patronlar bir yandan kârlarını artırırken diğer yandan yalısının önünde sabah sporunu yapabiliyor, milyonlarca liraya saat alabiliyor, boğazdan geçen yunusları görebiliyor ve bu yaşamlarını sosyal medya hesaplarından canı pahasına çalışan emekçilerin gözüne sokuyordu.

https://sol.org.tr/haber/sakin-ol-champ-bu-saat-sadece-3-milyon-145-lira-21671

Salgın işçilerin bu düzenden umudunu kesmesini hızlandırdı

Yaşanan onca kötü tabloya rağmen ülkenin her yerinde emekçiler yaşadıkları sorunlara karşı bir araya gelmenin, dayanışmanın tek ilaç olduğunu gördü.

Alınamayan maaşları, tazminatları için işyerindeki mesai arkadaşları ile örgütlendi ve haklarını aldı. Kötü çalışma koşullarına sessiz kalmadı mücadele etti ve kazandı. 2020, bir yandan emekçiler için ağır geçerken, diğer yandan birlikte hareket ederek haklarını kazandığını da gösteren bir yıl oldu. Bir araya gelen işçinin kazanacağına dair pek çok işçi mücadele örneği karşımızda duruyor.

Maden işçileri, özel okul öğretmenleri, inşaat işçileri, sağlık emekçileri, metal işçileri işçi direnişleri, eylemleri yaptı, bu ülkede işçi sınıfının örgütlenince neler yapabileceğini, patronlara nasıl geri adım attırabileceğini gözler önüne serdi.

Daha şimdiden önümüzdeki yıl işçi mücadelelerinin hızlanarak devam edeceği, işçi sınıfının örgütlü gücünü artıracağı bir yıl olacağını gösterdi. Emekçilerin sokağa çıkamadığı bu dönemde birçok başlıkta mücadeleyi büyüttü işçiler. Yaşanan krizin patronların pervasızlığı ile daha da derinleştiği ve işçilerin bu duruma karşı örgütlü tepki verdiği örneklerin çoğalacağına dair umut, işçi direnişlerinden belli oldu.

Sağlık emekçileri ölüyor, Sağlık Bakanı rakam açıklıyor

Pandeminin en ağır tablosunu meslek olarak sağlık emekçileri yaşadı. Sağlık bakanının ve iktidarın çeşitli şovlarıyla geçiştirilen sağlık emekçilerine, hastanelerde koruyucu ekipman yetiştiremediler. Sağlık emekçilerinin yaşadığı sorunlara balkondan alkışlı destekler yapan iktidar, emekçilerin yaşadığı sorunları bu şekilde gizlemeye çalıştı.

Sağlık emekçileri bu süreçte salgına karşı önlemler talebinde bulunurken, “ölüyoruz” diyerek yaşadıkları soruna dikkat çeken çıkışlar yaptı. Bir yandan sağlık emekçilerine ek ücretler ödendiği gibi haberler yayarak yanlış yönlendirilmeler yapılmış, bu durum ilk olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi emekçilerinin eylemleriyle yalanlanmış oldu. Sağlık emekçileri ek ödemelerinde yüzde 20'den başlayan kesinti yapılmasının ardından eylemler başlatmıştı.

Sağlık emekçilerinin Covid-19 meslek hastalığı sayılsın talebi güçlü çıkışlarla gündeme gelmiş, son bakanlar toplantısında Erdoğan'ın konuya ilişkin düzenleme için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile görüştüğü, düzenlemenin Meclis gündemine getirileceği belirtilmişti.

https://sol.org.tr/haber/mucadele-sonuc-verdi-covid-19-meslek-hastaligi-oluyor-21739

Salgında motokurye, kargo emekçileri, online alışveriş sitesi emekçileri kölelik koşullarında çalıştı

Pandemi ile beraber yine çalışma yaşamına gelen bir diğer zorluk ise online alışveriş siteleri, market çalışanları, kargo-kurye çalışanları arasında oldu. İnsanların evlerine kapanmasıyla beraber online alışveriş arttı. Haliyle bu alanlarda çalışan emekçiler ise yoğun ve esnek çalışmaya maruz kaldı. Mesai süreleri uzadı, çeşitli indirim kampanyalarının olduğu Kara Cuma, Efsane Cuma gibi dönemlerde emekçiler salgın riski dikkate alınmadan girmedik ev, girmedik bina kalmadan çalışmak durumunda kaldı. Sürekli temas halinde ve yoğun çalışmayla karşı karşıya kalarak çalıştırıldı.

Tüm bu yaşananlar döneminde yine bu çalışma süreçlerine maruz kalan emekçiler çalışma koşullarını kabul etmeyerek, yaşadıkları sorunlara karşı birlikte hareket etmenin yollarını aradı, seslerini kamuoyuna duyurdu.

https://sol.org.tr/haber/yurtici-kargo-iscileri-canimiza-tak-etti-1225

https://sol.org.tr/haber/hepsiburada-iscisi-anlatiyor-issizlik-korkusu-yuzunden-bulasma-riskine-razi-oluyoruz-18686

İstanbul Valisi 'İstanbullu evde kalamıyor' dedi

Yaz aylarının geçmesiyle Eylül ayından sonra ikinci kısıtlamalar başlamadan hemen önce İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, "İstanbullu hasta hasta işe gidiyor. Çünkü Covid'den korkuyor ama işten atılmaktan daha çok korkuyor. Bu noktada bir sorun var" diyerek salgının yayılma merkezleri olarak işyerleri ve işe gitmek için toplu taşıma kullanıldığını söylemiştir.

https://sol.org.tr/haber/istanbullu-hasta-hasta-ise-gidiyor-isten-atilmaktan-daha-cok-korkuyor-17918

https://www.sol.org.tr/haber/istanbul-valisi-hasta-iscileri-calistiran-patronlarin-pesine-dussun-17939

Bakan Selçuk: Yoksulluk sorun olmaktan çıktı

Milyonlarca emekçi açlık sınırının altında bir ücretle hayatta kalmaya çalışırken, yurttaşların yoksulluk gerekçesiyle intihar haberlerine konu olduğu Türkiye'de, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk bir açıklama yaparak “Yoksulluk, özellikle aşırı yoksulluk, uluslararası dokümanlarda da ifade edildiği gibi artık Türkiye için sorun olmaktan kalktı. Biz daha ziyade refahı paylaşmayı ve bu süreçteki acil durumlarda vatandaşlarımızın yanında olmayı hedefleyen bir sosyal yardımı önemsiyoruz” dedi.

Ortalama ücretin asgari ücretin altına düştüğü, milyonlarca işsizin olduğu, aylık bin lira ile geçimini sağlamaya çalışan işçilerin olduğu bir ülkede yoksulluğun kalktığını söylemek işçi sınıfını bu düzene inandırmayı bıraktığı anlamına gelmektedir.

https://sol.org.tr/haber/bakan-selcuktan-intihar-yaniti-turkiyede-yoksulluk-sorun-olmaktan-cikti-21381

Salgın, işçilerin bu düzenden umudunu yitirmesini hızlandırdı

Tüm bu yaşanan tablo ve süre gelen ekonomik kriz, Türkiye’de emekçilerin her geçen gün bu düzenden umudunu kaybetmesini daha da hızlandırdı. Emekçiler eşitsizliğin kaynağı olan sınıfsal farklılıkları daha fazla gördü.

Bir yandan salgından korunma tartışmaları sürerken iş cinayetleri devam etti. Bu yıl İsig Meclisinin verilerine göre 2020 yılının 11 ayında en az 1989 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

http://isigmeclisi.org/is-cinayetleri-raporlari

Yine salgından önce de işçilerin yedikleri yemekler, kaldıkları kamp alanları insan sağlığına uygun değilken, pandemiyle işçilerin maruz kaldığı bu tutum emekçilerin çok daha fazla tepkisine neden oldu. Bu süreçte işçilere yemek olarak ekmek arası ıspanaktan tutun, kurtlu yemekler, içinden atık parçaları çıkan yemekler verildi. İşçiler uzun yemekhane kuyrukları, bozuk yemekler, sağlıksız kamp alanlarına karşı güçlü tepkiler verdi.

https://haber.sol.org.tr/emek-sermaye/ekmek-arasi-ispanagi-begenmiyorsan-isine-son-283560

Emaar Square AVM şantiyesinde çalışan işçiler, alamadıkları ücretler ve şantiye koşullarının kötü olmasından dolayı işçilerin tepkisine maruz kalmış, işçiler bu tabloya iş bırakma ile yanıt vermişti. Birkaç gün süren iş bırakma eylemleri sonucunda patron bir süre şantiyeyi durdurma kararı almış, bir zaman sonrada işçilerin maaşlarını ödemişti.

https://haber.sol.org.tr/turkiye/video-emaar-insaatindaki-isciler-otobuslere-bindiriliyor-283761

Yurtiçinde ve yurtdışında çalışan emekçiler patronlar tarafından maaşları verilmedi, hakları gasp edildi. Emekçiler ailelerinden uzakta gurbette çalışmaya giderken, bir de patronların haklarını gasp etmesiyle karşı karşıya kalıyor. Yine işçiler bu şantiyede çalışan işçiler pandemiye karşı önlemler almamasına tepkilerini iş bırakma eylemleri yaparak duyurmuştu.

https://sol.org.tr/haber/limakin-kuveyt-havalimani-santiyesinde-calisan-insaat-iscileri-birakma-eylemi-yapiyor-987

https://sol.org.tr/haber/riyadda-direnen-insaat-iscileri-nasil-kazandi-5579

Göçmen işçiler sömürünün her türlüsüne maruz kaldı

İstanbul Şirinevler’de Western Union acentesinde çalışan Suriyeli göçmen işçi, işyerinde yaşadığı haksızlıkları, özel olarak göçmen işçi olduğu için çalışma yaşamındaki zorlukları ve uğradığı hak gasplarına karşı Patronların Ensesindeyiz Ağı ile beraber mücadele etmeye başladı.

Suriyeli işçi yaşadığı sorunların sadece kendine özgü olmadığını söyleyerek tüm işçilerin sorunları olduğunu belirtmiş, özel olarak göçmen işçilerin örgütlenmesi içinde mücadele etmeye başlamıştı. Yaşadıklarını anlattığı röportajı Arapça’ya çevirerek başka göçmen işçilere ulaştırdı.

https://sol.org.tr/haber/suriyeli-gocmen-isci-yasadigi-hak-gasplarini-anlatti-18690

2020’de kazanan işçiler ve direnişte olanlar

Daha 2020’nin başındayken, Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan, Üniteks ve Cu Tekstil gibi firmalarla çalışan, ZARA, H&M, Bershka, Tommy Hilfiger, Dechatlon, Mango markalarının ürünlerinin baskılarını ve nakış işlemelerini yapan, Çelik Nakış fabrikası işçileri, patronun makineleri kaçırıp ortadan kaybolması sonrasında örgütlenerek eylemler yapmış, fabrikanın baskı bölümünde olan işçiler haklarını alarak kazanım elde etmişti.

https://haber.sol.org.tr/turkiye/celik-nakis-iscileri-kazandi-279653

Haydarpaşa Garı Arkeolojik kazılarının devam ettiği alanda çalışan kazı işçileri, aylardır alamadıkları maaşları için Haydarpaşa İşçileri Komitesi kurarak mücadele etmiş, iş bırakma eylemleri yapmış ve bir hafta içerisinde 400’ün üzerinde işçinin en az 3 aylık maaşları ödenmişti. Haydarpaşa işçilerinin verdiği mücadele ise büyük bir kazanımla sonuçlanmıştı.

https://haber.sol.org.tr/emek-sermaye/haydarpasada-direnen-kazi-iscileri-kazandi-282576

Bahçeşehir Koleji Çamlıca kampüsünden sözleşmesi yenilenmeyen öğretmenlerin kıdem tazminatları okul tarafından ödenmiyordu. Aynı sorunu yaşayan özel okul öğretmenleri bir araya gelerek birlikte mücadele etmeye karar verdi. Çeşitli sebeplerle mağdur edilen ve oyalanan öğretmenler verdikleri mücadeleyi hukuki zemine taşıyarak haklarını kazandı.

https://sol.org.tr/haber/soylesi-mucadele-eden-bahcesehir-koleji-ogretmenleri-haklarini-kazandi-17610

Salgınla beraber özellikle işyerlerinin kapanmasıyla beraber zaten geçinmekte zorluk çeken işçiler açlıkla karşı karşıya kaldı. Kafe, bar emekçileri, kültür sanat emekçileri yaşadıkları bu döneme sessiz kalmayarak benzer sorunları yaşayan işçilerle dayanışma ağlarında örgütlendi. İşçiler yılın son ayı içerisinde İstanbul ve Ankara’da SGK’ya dilekçeler vermiş, eylemler yapmıştı.

https://sol.org.tr/haber/sgk-onunde-eylem-bu-karanlik-tablo-sizin-eseriniz-tedbir-alin-22134

Bugün ülkenin birçok yerinde yeni yıla işçiler direnişlerle giriyor. İşçi direnişlerinin sayısı artıyor. Bu bir yandan tablonun ne kadar karanlık olduğunu gösterirken, diğer yandan işçilerin örgütlenmesinin arttığını gösteriyor. Uzel Makina işçileri, Baldur işçileri, PTTSen işçileri, Çorum’da Ekmekçioğlu metal işçileri, kültür sanat emekçileri, kafe bar emekçileri, inşaat işçileri, metal işçileri örgütleniyor. İşçi sınıfı mücadelesi 2021’de güçlenerek devam ediyor.