Gaziantep Doğa Koleji öğretmeni anlatıyor: Okulumuz jeneratörle çalışıyor

Aylardır maaşları ödenmeyen Doğa Koleji öğretmenlerinin boykotu pek çok kampüste üçüncü gününde sürüyor. Gaziantep Doğa Koleji'nde çalışan bir öğretmen okulda yaşananları soL'a anlattı.

soL - Gaziantep

Aylardır maaşları ödenmeyen Doğa Koleji'nde öğretmenlerin boykotu İstanbul, İzmir ve Ankara'dan tüm Türkiye'ye yayılıyor. Gaziantep Doğa Koleji'nde de dün veliler bir basın açıklaması yaparak öğretmenlerin haklarının bir an önce ödenmesini talep etmişti.

Gaziantep Doğa Koleji'nde çalışan bir öğretmen yaşadıkları süreci soL'a anlattı.

Bugüne kadarki süreci anlatabilir misiniz?

Geçen sene haziran ayından itibaren okullar bitmeye yakın ilk sıkıntıyı yaşadık. Bize “Bu ay sıkıntı var o yüzden maaşların yüzde 30’unu yatıracağız, yüzde 70’ini de aysonu yatıracağız” dediler. Sonra bu durum devam etti yaz boyunca. Mesela Ağustos ayında hiç yatırmadılar. Eylül’de her ikisini birden yatıracağız dediler. Zaten herkes tatilde olduğu için bir şekilde hayatlarımıza devam ediyorduk.

Sonra okullar açıldı. Toplantılar yapıldı. Genel merkezden geldiler. Bize “Süreç sıkıntılı ilerleyecek ama %30-%70 şeklinde maaşınızı alacaksınız” dediler. Biz de tamam dedik hem kurumsal aidiyet bunu gerektiriyordu ama bunun da ötesinde veliler ile kurduğumuz bağ, çocuklarla ilişkimiz bizi kurumsal aidiyetin ötesine taşıdı, bir aile gibi olmuştuk. İster istemez böyle bir bağ oluşunca “Ben profesyonel davranacağım” diye düşünemiyorsunuz. Ama sıkıntılar da günden güne arttı. 1 ay geçti maaşlar yatmadı, 2 ay geçti yatmadı. Bu süreçte idare hatası bir yönetememezlik ile de karşılaştık. Sürekli bir oyalama taktiği: “Yarın, öbür gün, pazartesi, cuma”... Artık öğretmenler arasında efsaneleşmiş pazartesi-cuma esprileri bile dönüyordu. Bize bir mail geliyor “Arkadaşlar yarın açıklama yapacağız” diye, ertesi gün oluyor “cumaya kadar  sabredelim arkadaşlar” diye mail geliyor, ondan sonra pazar oluyor. 3 ay bu döngüde geçti.

ÖĞLENE KADAR JENERATÖR ÇALIŞIYOR, SONRA YOK

Kırtasiye ücreti alan hocalarımız bu ücreti bile alamadı. Şu an okulumuz jeneratör ile çalışıyor. Öğlene kadar ama. Öğlen kapanıyor. Zaten borçla getirttik. Ama o da bitecek. Sınav var, fotokopi çekemiyoruz. İnternetimiz yok 1,5 aydır. Kendi cebimizden dışarıda çektiriyoruz fotokopileri. Bir etkinlik yapmak istiyoruz konferans salonumuzda ama yapamıyoruz çünkü jeneratörlerin gücü klimaları çalıştırmaya yetmiyor. Doğa Koleji erkinlikleri üzerinden reklamını yapan bir okul ama biz şu an hiçbir etkinlik yapamıyoruz. 

'AHMAK' YERİNE KONULDUK

Benim kendi öğretmenlik anlayışıma göre en rahatsız olduğum konu “ahmak” yerine konmak çünkü bize yılın başında “Arkadaşlar 1. Dönemin sonuna kadar bu sıkıntıyı yaşayacağız” denildi. Ama “her ay sonunda maaşınızın tamamını alacaksınız” da denildi. Büyük olasılıkla bizim kendi idarecilerimiz de bu kadarını beklemiyordu. Ama merkezden bize gelip burada hiçbir şey olmamış gibi davranmaları çok büyük saygısızlıktı. Merkezden gelen kişi bize “Yurtdışına çıkın arkadaşlar, niye çıkmıyorsunuz” “tatile gidin” diyordu. "Ee nasıl gidelim bu halde" diyoruz. Bize “ee ben ucuz bilet alıp çıkıyorum” diyor. Biz 2 aydır maaş alamıyoruz daha geçen ay geldi maaş ve bu kişi bize “yurtdışına çıkın tatil yapın” diyor. Bu ayıp yani. 

'HALKLA İLİŞKİLER BÖLÜMÜ 4 AYDIR MERKEZE ULAŞAMIYOR'

Sizin uzaktan akrabanız ölse ve onun evine gitseniz çok da tanımasanız bile onun acısına saygı duyarsınız ona göre hareket edersiniz. Ama biz kendi durumumuza saygı bile göremedik. Bunun dışında merkez allahlık zaten. Asla iletişime geçemiyoruz. Keşke bizim halkla ilişkiler bölümü ile görüşebilseniz. Biz duyuru yapalım, yaptığımız etkinliklerden insanların haberi olsun diyoruz. Ama halkla ilişkiler yaklaşık 4 aydan beri merkeze ulaşamıyor. Keşke ne haliniz varsa görün deseler de önümüze baksak. Koskoca bir okulu bitirme noktasına getirdiler yani. 

Öğretmenler arasındaki dayanışma nasıl?

Biz hep birbirimizi dizginliyoruz. Çünkü hepimiz isyan noktasındayız. Ama bizi tutan daha çok öğrencilerimiz oluyor. Onların eğitim hakkını yok saymak ve ortada bırakmak istemiyoruz. Ve her gün tekrar okula gelip işimizin başına geçiyoruz. Ama sonu yok bu işin ve sonunda ne olacağını da bilmiyoruz. Bize deseler ki haziran ayına kadar bütün maaşlarınız ödenecek. Biz tamam diyeceğiz çünkü artık aile gibiyiz burada bütün öğretmenler birbirinin evine girip çıkıyor. Ama biz artık oyalanmak istemiyoruz. 

'HAKKIMIZI ALACAĞIZ'

Velilerle iletişiminiz nasıl?

Onlar da bizim yanımızda, bugün de buraya gelip basın açıklaması yaptılar. Öğrencilerimizi de çok seviyoruz. Öğrencilerimiz bize “İstanbul’daki Doğa kolejinde niye öğretmenlerin parası ödenmiyor” diye soruyor. Aslında bizim maaşlarımızın da yatmadığını bilmiyorlar. Biz elimizden geldiğince yansıtmamaya çalışıyoruz onlara. Velilerimiz arasında da bize destek vermek isteyen çok oldu. Fon yaratalım dediler. Maaşlarınızı biz verelim dediler ama biz bunları istemedik. Çünkü velilerimizin iyi niyetle yapmak istediği şeyler sadece şu an ki yönetimin elini kolaylaştıracak. Bizim hakkımız şu an Doğa Koleji yönetiminde biz onlardan alacağız hakkımızı. 

ERDOĞAN'IN KARAR VERMESİ Mİ BEKLENİYOR?

Yaklaşık 4 aydır maaş alamıyorsunuz? Peki nasıl geçiniyorsunuz? 

Geçinemiyoruz. Kimi öğretmen arkadaşımız dışarıda başka iş yapıyor. Herkesin bir yaşam düzeyi var. Biz de geçinemiyoruz. Hep cepten yiyoruz. Eşi olanlar karısından-kocasından devam ettiriyor. Ben kendi adıma annem ve babamdan, eşimin babasından borç alıyorum. Bu süreçte böyle ayakta kalabildik. Ama artık yok yani alacak yerde de kalmadı. Belki de biz bu işi “Alacak yerimizde de kalmadı bir şey yapalım artık” diyerek başlattık. Son noktaya ulaştık artık. Yeni iş bulalım desek o da çok zor. Sezon ortası öğretmen olarak iş bulmak hiç kolay değil. Ne olacağını bilmiyoruz. Şu an ortada kalmış gibi bir durumdayız. Doğa kolejinin sahibi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüştüğüne dar duyumlar alıyoruz. Onlar anlaşamadıkları için bizim bu halde olduğumuza dair muhabbetler de dönüyor etrafta. Herhalde artık Cumhurbaşkanının şey demesini bekliyoruz “şu alsın, bu alsın, o versin”..
Son söz: Biz artık oyalanmak ve idare edilmek istemiyoruz. Hakkımızı sonuna kadar savunacağız.