Paris notları ve l’Humanité şenliği

Paris’te hava yağmurlu, günlerdir de kapalı, sonbahar çabuk gelmişe benziyor. Bir hafta öncesinin sıcak havasından sonra bu hafta havanın hızla soğuduğunu söylüyorlar. Bir kez daha yollarını aşındırdığım Paris’in gündemine dair küçük notları ve Cuma, Cumartesi, Pazar günleri gerçekleşen Komünist L’Humanité gazetesinin geleneksel şenliğine dair bilgileri sizlerle paylaşacağım.

Bu tatil dönüşü, Eylül ortasında Paris’in gündeminde, Sarkozy döneminin de en önemli konularından olan emeklilikle ilgili düzenlemeler bulunuyor. Suriye konusunda hükümetin saldırgan politikasının özellikle Rusya’nın hamlesinden sonra daha da eleştirildiğini söyleyebiliriz. Bunlarla beraber bir diğer konu ise François Hollande’a dair güçlenen tepkiler... Hollande’ın patronsever imajı pekişiyor, buna dair ilginç bir gelişme, Libération gazetesinin Salı günkü kapağı idi. Patronların başkanı kapağının altında François Hollande’in seçim dönemi vaatlerinin çok gerilerde kaldığı ve sermaye yanlısı, patron dostu uygulamaların hızla arttığı yorumu yapılıyordu. Salı günü CGT başta olmak üzere sendikalar tarafından düzenlenen eylemlere de ülke genelinde yüzbinler katıldı. Paris’te yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı eylemde de uzun prim dönemleri sonucunda 67 yaşını bulan emeklilik yaşına, emekliler ve bu yasanın asıl muhattapları gençler beraber tepki gösterdiler.

Paris’in sokaklarında geçen ilkbahar boyunca çokça tartışma konusu olan LGBT bireylerin evlilik hakkı yasasına karşı aşırı sağın tepkilerinin izlerini görmek de mümkün. “Evlilik bir erkek ile bir kadın arasında olur” ya da “ homoseksüellerin evliliğine hayır, ihtiyacımız olan iş” türü yazılamaların bir kısmının bu yasayı savunanlar tarafından üstünün kapatıldığını görmek mümkün.

Suriye meselesi son iki haftadır yazdığım gibi bir diğer eleştiri konusu. Hollande’ın ve Dışişleri Bakanı Laurent Fabius’un agresif ve acil askeri müdahale yanlısı politikaları eleştiriliyor. L’Humanité gazetesinde yorumlar, hükümetin yalnız kaldığı ve uluslararası diplomasinin dışına düştüğü yönünde. Bu gazetede Çarşamba günü Güney Afrika Komünist Partisi genel sekreteri ile yapılan röportajda da bu partinin uzun süredir Suriye’ye müdahale karşıtı olan politikası yansıtılıyordu.

L’Humanité gazetesine gelirsek bu gazete Fransız sosyalistlerinin efsane lideri Jean Jaurès tarafından kurulmuş ve uzun yıllar komünistlerin sesi olmuş, önemli tirajlara ulaşmış bir gazete. Son yıllarda ciddi mali sorunlar yaşayan ve tirajı düşen gazeteyi yine de bütün gazete bayiilerinde, Fransa’da ülkemize göre çok daha az sayıda olan günlük gazete raflarında görmek mümkün. Türkiye’deki direnişe dair, “eylemciler yeniden sokaklara çıktılar” şeklinde yerinde bir değerlendirme yazısı da Çarşamba günkü gazetede bulunuyordu.

Gazetenin 1930 yılında editörü Marcel Cachin tarafından başlatılan şenliği de Fransa sol politik gündeminde önemli bir yer turuyor. Partideki çeşitli eğilimlerin açtıkları stantlar, yüzbinlerce kişinin katıldığı konser ve etkinlikler de bu yılki şenlikte görülebiliyor. Şenlikte emeklilik yasasına ve hükümete karşı tepkiler gözlemleniyor, savaş karşıtı etkinlikler bulunuyor. Cumartesi akşamı ise Toulouse’lu genç bir grup Zebda ve el Comunero, Şili’li büyük şair Victor Jara’nın şarkılarına getirdikleri kendi yorumlarıyla şenlikte sahne alıyorlar.

Paris’ten bir sonbahar günü bu yazıyı bir kafede yazerken yan masada iki kadının emeklilik yasasına dair eleştirel konuşmalarını duyuyorum. Politika gündelik hayatın bir parçası burada. Fransa’nın önündeki sorunlar, tarihsel artıları ve eksileri önümüzdeki haftalar da bu köşede gündeme gelmeye devam
edecek.