Fransa rüşvet operasyonunu nasıl görüyor?

Türkiye’de son yaşananlar Fransa basınının da gündeminde ve yaşananların yankısı yüksek diyebiliriz. Yolsuzluk suçlamaları ve Tayyip Erdoğan ile Gülen Cemaati arasındaki mücadele olarak basına yansıyan bu olaylar da kaynak olarak da Hürriyet ve Zaman gazetelerinin kullanıldığını söylemek mümkün. Tabii gazetelerin Türkiye muhabirleri de değerlendirme yazıları yazıyorlar.

Le Monde ile başlarsak, gazete açık bir mesajla konuyu ele aldı ve gazetede Türk modeli, yolun sonuna geldi değerlendirmesinde bulunuldu. Gazeteye göre, Türkiye çok sayıda Arap ülkesinin hayali olmuştu ve uzun süre Batılıları rahatlattı. Gazetede yazılan bu değerlendirme aslında Türkiye’ye dair Batı algısının ne kadar kozmetik olduğunu ve bu modelin ne kadar mühendislik ürünü olduğunu açığa vuruyor. Gazetede Türkiye’de son on yıldır uygulanan model tarif ediliyor ve bu modelin alışveriş merkezi ile camiyi evlendirdiği iddiasında bulunuluyor. Tabii bu modelin ABD ile yakın ilişki temeline dayandığı söyleniyor. Türk modelinin diğer bir ayağının Ankara ile Washington arasındaki ilişkiler olduğunu söyleyen yani bu modelin bir ABD projesi olduğunu itiraf eden gazete, uzun süre “mükemmel” olan ilişkilerin kısa bir süre önce kötüleştiğini söylüyor. Özellikle Mısır’da Müslüman Kardeşler örgütünü ve Suriye’de İslamcı grupları savunan Başbakan Erdoğan’ın ABD Başkan Barack Obama’dan uzaklaştığı değerlendirmesinde bulunuluyor. Bu yazıdan Erdoğan’ın Batı ülkeleri tarafında gözden çıkarıldığı ve Haziran olayları sonrasında Türkiye’ye biçilen elbisenin ne kadar yanlış olduğunun anlaşıldığı görülüyor. Erdoğan’ın Batı egemenleri için artık bir problem olduğu saklanmıyor ve bir şekilde sonu ilan ediliyor.

Le Figaro ise Türkiye İslamcıları arasında soğuk savaş başlığı ile verdiği haberinde AKP ile cemaat arasındaki mücadeleyi merkeze koyuyor. Gülen Cemaati’nin anlatıldığı yazıda bu çatışmanın zemini tarif ediliyor. Haziran olaylarından bahsedilen yazıda ülkede hükmet istifa eylemlerinin yenden başladığı söyleniyor. Gazetede yaklaşan yerel seçimlerde bu olaylardan sonra Erdoğan’ın güç kaybedebileceği değerlendirmesi de mevcut ve İstanbul’un sembolik öneminin de altı çizilmiş.

Diğer birçok haber kaynağında da rüşvet ve yolsuzluk iddiaları haberleştirilirken, bu yazılarda Tayyip Erdoğan’a karşı açıkça tavır alındığını gözlemlemek mümkün. Otoriterlik, kibir, megalomani tespitleri paylaşılırken, artık Batılı egemen güçler için Erdoğan’ın bir yük olduğu ve biletinin kesildiği bu haberlerden, yazılardan açıkça hissediliyor. Erdoğan’ın Cemaat’e karşı bir savaş açabileceği de haberleştiriliyor. Uzun denebilecek Gülen cemaati tanıtımlarının yansıra AKP karşıtı protestolara yer veriliyor. Bu protestolardan Kadıköy’de olan ve Türkiye Komünist Partisi’nin dövizleri olan fotoların The New York Times’da olduğu gibi Fransız gazetelerinde kullanıldığını da söyleyelim. Diğer birçok eylem fotosu da, örneğin ayakkabı kutuları ve Cuma gecesi Taksim’deki müdahale fotoları da basında yer aldı.

Fransa’da süreç çok yakından takip ediliyor. Erdoğan’a alınan mesafe açıkça görülüyor. ABD’nin Erdoğan’ı gözden çıkardığı imaları da mevcut. Ayrıca bu haberlerde Haziran olaylarına yer verildiğini ve şu anda yaşananlar ile örtük bir bağlantı kurulduğunu söylemek de bence aşırı olmaz. Fransa basını da diktatörün sonunu ilan etmeye başladı.