Türkiye Komünist Partisi çağırıyor: Birlikte yürümeye… Güzel günler için…

Türkiye Komünist Partisi (TKP), 31 Mart seçimlerinin ardından bir çağrı yayımladı: Türkiye Komünist Partisi, sömürü ve talan devam etsin diye komünizm hakkında on yıllardır sürdürülen karalama çabalarını boşa çıkarmak, en geniş halk kesimlerinin bağımsız, özgür, egemen, laik, sömürüsüz bir Türkiye mücadelesine katılımını kolaylaştırmak için çok önemli adımlar atıyor. TKP’den uzanan el kararlı,…

soL - Haber Merkezi

Türkiye Komünist Partisi (TKP), 31 Mart seçimlerinin ardından önemli bir açıklama yaptı.

"Bu Türkiye Komünist Partisi’ne, eşitlikçi-özgürlükçü bir düzenin kurulması uğraşına, 'Boyun Eğme'yenlere, sosyalizm gönüllülerine katılma çağrısıdır" denilen açıklamada, "Türkiye Komünist Partisi, sömürü ve talan devam etsin diye komünizm hakkında on yıllardır sürdürülen karalama çabalarını boşa çıkarmak, en geniş halk kesimlerinin bağımsız, özgür, egemen, laik, sömürüsüz bir Türkiye mücadelesine katılımını kolaylaştırmak için çok önemli adımlar atıyor. TKP’den uzanan el kararlı, dürüst bir dost elidir. Gelin bu eli güçlendirelim, TKP için gönüllü olalım" ifadeleri yer aldı.

Açıklamanın tam metni şu şekilde:

Türkiye Komünist Partisi çağırıyor
31 Mart seçimlerinin üzerinden neredeyse 20 gün geçmiş olmasına karşın, siyasi iktidar seçim defterinin kapatılmamasında ısrar etmekte, yıllardır hayata geçirilen sandık hilelerine bu kez aleni bir biçimde hak gasplarını eklemektedir. İstanbul başta olmak üzere, bazı yerlerde kazanan belediye başkanlarına mazbatalarının verilmemesi, YSK tarafından adaylıkları onaylanan seçilmiş KHK’lı başkan ya da meclis üyelerinin mazbatalarının geri alınması gibi uygulamalar yalnızca AKP hükümetinin zorbalığına bağlanamaz. 

Bütün bu kuralsızlıkların yaşanıyor olmasının en önemli nedeni Türkiye’de geniş halk kesimlerinin elinden haklarının bir bir alınabiliyor olmasıdır. AKP’nin seçim katakullilerinin TÜPRAŞ’ın, Telekom’un ya da bir başka kamu işletmesinin özelleştirilmesinden öz itibariyle bir farkı yoktur. İşçilerin grev hakkının fiilen ortadan kaldırılması, taşeronluğun yaygınlaştırılması, zorunlu bireysel emeklilik uygulaması, kıdem tazminatına göz dikilmesi gibi milyonlarca kişiyi ilgilendiren ve sonuç itibariyle yoksul kesimlerden patronlara milyarlarca lira kaynak aktarılması, yani devasa boyutlarda bir hırsızlık anlamına gelen kararların alınabildiği bir düzende siyasette adalet olacağını beklemek saflıktır.

Bu açıdan seçimlerde açıkça hakkı yenmek istenen kimi muhalefet partilerinin bu tablodan AKP kadar sorumlu olduğunu söylemek durumundayız. Türkiye’de toplumsal eşitsizlikler, dinci gericilik, NATO’culuk gibi temel konularda göstermelik çıkışlar dışında somut bir alternatif üretmeksizin siyaset yapmanın hükümetle suç ortaklığı anlamına geldiğinde ısrar ediyoruz. 

Türkiye’de AKP sorununu da yaratan bizzat bu düzenin kendisidir ve TKP bunu söylemeye, “bu düzen değişmeli” demeye, bu doğrultuda mücadele vermeye kararlılıkla devam edecektir.

Halkımız TKP’nin bu sözünü bir çağrı olarak görebilir.

Evet bu bir çağrıdır. Bu Türkiye Komünist Partisi’ne, eşitlikçi-özgürlükçü bir düzenin kurulması uğraşına, “Boyun Eğme”yenlere, sosyalizm gönüllülerine katılma çağrısıdır. Türkiye Komünist Partisi, sömürü ve talan devam etsin diye komünizm hakkında on yıllardır sürdürülen karalama çabalarını boşa çıkarmak, en geniş halk kesimlerinin bağımsız, özgür, egemen, laik, sömürüsüz bir Türkiye mücadelesine katılımını kolaylaştırmak için çok önemli adımlar atıyor. TKP’den uzanan el kararlı, dürüst bir dost elidir. Gelin bu eli güçlendirelim, TKP için gönüllü olalım. 

Türkiye’nin dört bir yanında açmaya başladığımız ve gerektiğinde bir kültür evi, gerektiğinde bir okul, gerektiğinde bir dayanışma ağı, gerektiğinde bir hak arama merkezi, gerektiğinde insanca bir soluklanma alanı olan  TKP-Semt Evlerine sahip çıkmanız, onları kendi eviniz bellemeniz, yenilerinin açılmasına ön ayak olmanız için de çağrı yapıyoruz.

TKP bu ülkenin umududur. 31 Mart seçimlerinde bu umudun yeşerebileceği, serpilip gelişeceği görülmüştür. Seçimden seçime siyaset yapan bir halk yenilmeye mahkumdur. Oysa Türkiye’de işçilerin, emekçilerin, yurtsever aydınların yenilgiye değil, başarıya ve zafere gereksinimi var. Yaşanası bir ülke yarattığımızda Türkiye’nin her tarafında çiçekler açacak. Böyle bir Türkiye için atılacak her güçlü adım halkımızın hanesine yazılır. TKP bu nedenle emekçi halkımızı, aydınları, öğrencileri 1 Mayıs’a çağırıyor. Türkiye’nin birçok kentinde mahalleler, fabrikalar, işyerleri, okullar kendi sloganları, talepleri, dövizleriyle TKP saflarında 1 Mayıs’a katılmak için çalışmalara başladı bile. Krizi fırsata çevirmeye kalkan patronlara yanıtımızı 1 Mayıs’ta öyle bir verelim ki, bir daha onların temsilcileri meydanı boş bulup haklarımıza göz dikemesin.

TKP çağırıyor. Birlikte yürümeye… Güzel günler için…

Türkiye Komünist Partisi 

Genel Merkez